4. BÖLÜM
Saat gece yarısına gelmek üzereyken Ekin ağabey yarın erken kalkması gerektiğini söyleyerek ayağa kalkmıştı.
"Biz de kalkalım Özge. Yarın bir iş görüşmem var." Dedi alık Sude.
Şaşkındım çünkü Sude'ye kalsa sabaha kadar otururdu. Özge Ömer ağabeyden yüzünü çevirip Sude'ye baktı. Başını aşağı yukarı sallayıp "Olur." Dedi. Gidesi yoktu, belliydi.
"O zaman ben sizi eve bırakayım. Gece gece tek gitmeyin." Ömer ağabey ayağa kalkıp tişörtünün eteklerini düzeltti. Bütün akşam boyunca Özge ile o kadar ilgilenmişti ki bizi şaşırtmıştı. Resmen bir şey yapmamıza gerek kalmamıştı. Özge ise bu rahatlıktan faydalanarak ona kuyruk sallayan Ömer ağabeye kur yapmıştı.
Bunun bu kadar kolay olacağını aklım almıyordu. Mantıklı değildi bir kere.
"O zaman kalkalım." Dedi Özge gülümseyerek. Bu da yıllardır bu anı bekliyormuş gibi davranıyordu. Alık Sude'nin kuzeni alık Özge.
"Ben eve geçiyorum. Size hayırlı geceler." Ağabeyim de ayağa kalkıp Ekin ağabey ve Ömer ağabeyle el sıkıştıktan sonra kızlara kafasıyla selam verip yanımızdan ayrıldı. Aynı şekilde Ekin ağabeyde gitti.
"İyi geceler Ertuğrul." Demeyi unutmayan alık Sude'ye dik dik baktım.
Madem Özge ile Ömer ağabeyin oluru vardı o zaman alık Sude'ye iyi davranmayı bırakabilirdim. Zaten o da bunun farkındaydı.
"Simay sen direkt eve geç ben Meryem'i de bırakırım." Ömer ağabey sandalyesini geri yerine koydu.
Simay başını olumlu anlamda salladığında ben de ayağa kalktım.
"Dur ben de seninle geliyorum. Zeynep teyzenin yaptığı yemekten yiyeceğim. Annem söylemedi ne yediklerini." Simay bu halime gülerken Ömer ağabey laf atmadan duramadı.
"Biraz az ye Ebrar. Sonra bu kilon yüzünden evde kalacaksın."
Ellerim bir anda küçük göbeğime gitti. Tamam çok yerdim ama ben kolay kilo alan birisi hiçbir zaman olmamıştım. Aksine boyuma göre kilom da yoktu. Sırf laf olsun diye konuşan Ömer ağabeyin dilini kocaman eşek arısı sokmalıydı. Hem de şimdi. Üstelik bunu alık Sude ve Özge'nin yanında yapıyordu.
Özge'nin parmakları bir anda yanağıma yapıştığında gözlerim iri iri açıldı.
"Çok fazlan yok bence. Ama gece yemeği hiç sağlıklı değil." Dedi Özlem "Yanakların ne kadar yumuşak böyle." Yanaklarımı biraz daha sıktığında acımasıyla yüzümü buruşturdum.
"Ah!" diye ani bir refleksle inleme kaçtı dudaklarımdan.
Ömer ağabey bir anda Özge'nin bileğini kavramasıyla yanaklarımdan uzaklaşan parmaklarla rahat nefes aldım.
"Ebrar hoşlanmaz yanaklarının sıkılmasından." Diye bir açıklama yaptığında Ömer ağabey ellerimi yanaklarıma götürüp ovuşturdum.
Özge bir şey demezken hep birlikte bahçeden çıktık. Ben, Meryem ve Simay önden giderken alık Sude, Özge ve Ömer ağabeyde arkada kalmışlardı.
"Eve geçince hemen grup konuşması yapıyoruz kızlar." Dedi Meryem koluma girerken.
"Ben gerçekten de kilolu muyum?" diye sordum Meryem'e cevap vermezken.
"Saçmalama Ebrar. Sen ne zaman kilolu oldun ki şimdi olasın. Özge gıcıklık yapıyor sadece." Dedi Simay.
Haklıydı. Ben kilolu değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖLGELER
Teen Fiction"Sevgiyi biliyorum ben, sevilmeyi biliyorum. Ama aşkı bilmiyorum" Dedim gözyaşlarımı tutmaya çalışırken. Burnumu çektim tekrardan. Beni kendine biraz daha çekti. Kolları arasında küçüldüm yine. "Öğretmek isterdim ama ben de senden öğreniyorum. Ne ya...