Karşılaşma

160 16 88
                                    

>Five Hargreeves<

Saat gece yarısını bulmuştu ama Dina yerinde durmak bilmiyordu. Bu kızın hani uykusu vardı?

D:ABİİİ HADİ YASTIK SAVAŞI YAPALIM!
F:Az yerinde dur be Dina.
D:Of of çok sıkıcısın. Hadi azıcık eğlenelim lütfenn!
F:Hayır, Dina.
D: Amy istese hemen evet dersin ama!
F:Amy'i karıştırma!

Elime yanımdaki yastığı aldığı gibi kafasına fırlattım. Dina gülüyordu. Bir dakika-
Yastık.
Dina.
Savaş.
Sinir.
Shit....

F: Seni pislik kardeş!
D:Hehe istediğimi aldım ben!

O da bana yastıkla vurmaya başladı. Uzun süre savaştıkta sonra Dina yorulmuş olmalı ki yastığı bana fırlatıp kendini koltuğa bıraktı. Nefes nefese kalmıştı. Saçları darmadağın olmuştu. Ama hala deli gibi gülüyordu.

Senin gülmen için her şeyimi veririm, Dina Hargreeves.

Dina'yı yurttan almaya gittiğimdeki haliyle şimdiki hali arasında uçurumlar vardı.

Onu ilk gördüğümde intihar etmek üzereydi.

Dina, insalara kolay kolay güvenen ve seven biri değildi. Onu aldığımda odasından hiç çıkmamıştı. Birkaç kere intihara kalkışmıştı. Kendisini sürekli lanetliyordu. Benimle konuşmuyordu. İlk başlarda üstüne gitmemiştim ama birkaç ay sonra ona zarar vermeyeceğimi, bizim aile olduğumuzu, asla gitmeyeceğimi, ona zarar gelmesine engel olacağımı kanıtlamaya başladım. Dina, kanıtlarla hareket ediyordu. Bir kere günlüğünü bulmuştum.

"Seviyorum," diyordu. "O benim ailem. Öz abim. Ama güvenemiyorum. O bir erkek ve benden yaşça büyük. Ya bana babam gibi davranırsa? Kaldıramam bu sefer. Yemin ederim kaldıramam. Ben de insanım, kum torbası değilim ki. Güvenmeyi çok istiyorum. Güveneyim ne olur. Seviyorum, sevdiğim gibi güvenmek de istiyorum."

O bana annemden kalan son ve tek şeydi. Belki annemi görememiştim ama onu bana bıraktığı mektuplarla, bir canla, bir kardeşle yaşatıyordum. Sen, bana bıraktığın mirasla yaşacaksın annem. Mirasın benim için hayat demek.

Bana abi diyorsun ya güzelim, tüm dünyalara bedel.
Saf sevgin hayatın güzel olabileceğini hatırlatıyor. Güven duygun hayatın bitmediğini, hala yaşanılabileceğini hatırlatıyor.

D:Abi! Sözünde durma zamanı! Hadi uyuyalım!
F:Unutmazmış da ufaklık.
D:sensin ufaklık. Gerçi senden ufak değil ihtiyar olur. Evde kalmış ihtiyar.
F:Ben hayatımın kadınını bulamıyorum. Senin yüzünden o da!
D:Ha ne? ne olmuş? Biri mi ölmüş? Mekanı cennet olsun ne diyelim.
F: Hargreeves!
D:Ya ne var seni paylaşmak istemiyorsam?
F:Ulan hangi kızla konuşmaya başlasam iki hafta sonra engelleniyorum. Sorunca da kardeşine sor diyorlar. Sen benim başıma bela diye mi geldin lan?
D: EVET! Yeni mi fark ediyorsun?
F:Of, Tanrım! Of!
D: Kardeşe of denmez.
F:Of! Gidiyorum ben.
D:nereye daha karpuz kesecektik.
F:Uyuyacağım, Dina.
D:Aaa bende geliyorum bekle.
F:Sal beni.
D:Söz verdin.
F:iyi gel.
D:Kaldır beni.
F:Kendin kalksana.
D:Sen kaldır ne var yani? Belki sana düştüm burada?
F:Ulan kardeşim misin, sevgilim mi belli değil.
D:Şimdi seni paylaşmıyorum ya yoksunluk çekme diye sana da arada yürüyorum. çok iyi biriyim ben ya.
F:Yaa ne demezsin. Çok iyi birisindir.
D:Sus lan. Sen bana kurban ol asıl.
F:Bak kardeşim, bir tanem, güzelim, canım, güzel kız kardeşim, bak kardeşim diyorum. Bana bela olmayı bırak!
D:Senin hayatında ben yokken renk var mıydı? Acun Ilıcalı gibi hayatın vardı lan! Simsiyah.
F:Tamam bu konuda haklısın.
D:Ben hep haklıyım bebeğim.
F:azıcık egondan ödün ver be.
D:Ben ve egomun mükemmel bir evliliği var diye kıskanma ihtiyar.

Yanına gidip elimi uzattım. Elimi tutup kalktı. Keşke hayatta da düşünce kalkmak bu kadar kolay olsaydı.

D:ayıcıklı pijamanı giyer misin?
F:Sen de giyeceksen neden olmasın?
D:Tabii ki giyerim! Koşuyorum! Sen de koş giy! Sona giyen çürük yumurta!
F:İlk ben giyeceğim!
D:Hayır ben!

Mahşerin 4 AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin