Mahşerin 4 Atlısı

SEZON FİNALİ

İnsan vicdanı ne garip değil mi? Ya da sevgisi, bilemem. İnsanın hissettiği her duygu fazlasıyla garibime gidiyor.

Bazıları çok sakin bir şekilde yaşarken bazıları nefret ettirecek kadar ağır yaşardı. Hiçbir insanın ortası yoktu. Hiç kimse bütün duyguları tam ortasında yaşamıyordu.

Benim de yaşadığım duygulardan pek haz ettiğim söylenemezdi.

Fazlasıyla sevgi yaşamak bana pahalıya mal oluyordu. Sırtımdaki bıçaklardan yoruldum.

Nefret kolay kolay etmiyordum fakat edince içimdeki acı yaşatma isteğini durduramıyordum.

Neredeyse hiç kimseye güvenmiyordum. Bazen güvenmek gerekir.

Kaygılanmak.
Nasıl açıklanır bilmiyorum. Ben altıncı his olarak söyleyeceğim ve hissettiğim şeylerin sürekli doğru çıkması insanı bir süre sonra delirtiyor.

§

Karşımda Aidan ve Five, Amy için deli oluyorlar. Yastığını sürekli düzeltiyor, yatağıyla oynuyor, bir şey isteyip istemediğini on saniyede bir soruyorlardı. Tabii Amy'ye artık gına gelmişti. Dikişleri canını fazlasıyla yakıp onu daraltıyordu ve erkekler başında pervane olmuşken ve susmazlarken daha fazla daralıyordu. Bunlar böyle Amy. Alışsan iyi edersin. Ben alıştım.

Telefonuma gelen mesajla gözlerimi üçlüden ayırıp mesaja döndüm.

MUHBİR
Bugün buluşuyor muyuz?
Babanla ve arkadaşlarıyla ilgili yeni şeylerim var senin için.
Ve galiba ucu abine de dokunuyor.

Dina
Bugün olmaz Muhbir.
İşlerim yoğun.
Benden haber bekle.

MUHBİR
Tamamdır, başkan.
Müsait olduğunda haber et.
(✓✓)

Five benim telefona dikkatli bakmama takılmış olacak ki Amy'nin yanından ayrılıp yanıma geldi. O sıra ben de mesajları çoktan silmiştim.

F: Abiciğim?
D: Abim?
F: Nereye bakıyordun?
D: Hiç öyle, daraldım sizin bu hareketlerinizden.
F: Telefonunu verir misin?
D: Vereyim de neden?
F: Hiç, öyle.

Uzatıp telefonumu Five'ın eline verdim. Şifreyi açıp karıştırmaya başladı. Ayakta durmaktan yorulmuş olacak ki gelip yanıma oturdu. Beni kendine çekip kolunu omzuna attı. Meraklı gözlerle ona döndüm.

D: Niye aldın ki şimdi telefonumu?
F: Canım sıkıldı aldım.
D: Five Hargreeves, dökül.
F: Dökülecek bir şey yok, Dina, aa.
D: İyi bakalım öyle olsun.
F: Gel dışarı çıkalım azıcık.
D: Olur, olur tabii. Çıkalım.

Five ayaklandığı gibi ben de peşinden ilerledim. Tekrar kolunu omzuna attı. Ben de ona sarıldım ve öylece bahçeye çıktık. Bir banka oturduğumuzda göğsüne yattım o da saçlarımla oynamaya başladı.

F: Uçaktan inip yanıma gelene kadar ömrümden ömür gitti be abim.
D: Başroller ölmez abi anla şunu.
F: Başroller de ölür, Dina. Ve öldüğü an şov biter. Dizi final yapar, film mutsuz sonla biter.

Bir yerde haklıydı. Şimdi böyle rahattım fakat haberi alıp hastaneye gelene kadar ölüp ölüp dirilmiştim. Sarılmayı bırakıp sırtımı banka yasladım.

D: Onu bunu bırak. Nasıl oldu baştan anlat.
F: Hasret gidermeyi bırak da ciddiyet takın diyorsun. Tamam o zaman duyacakların seni pek memnun etmeyecek.