i don't wanna slow dance (f/1)

167 17 52
                                    

"Hazır mısın, güzelim?"

"Hazırım, Jay."

Jay sürücü koltuğuna, Jaeyun ise Jay'in yanındaki koltuğa oturdu. Jay arabayı çalıştırdı ve balonun olacağı otele doğru sürmeye başladı.

Bugün sonunda acısıyla tatlısıyla bir sene bitmiş ve mezuniyet balosu düzenlenmişti. Müdür de 12. sınıflar için bir kıyak geçmiş ve bir otelde balo vermişti.

Jaeyun aslında mezuniyete katılmayacaktı ama Jay'in hatrı için gitmeye karar vermişti. Jay ise Jaeyun katılıyor diye katılıyordu. Gözü başka birini görmüyordu.

Jay'in bu halleri ne kadar Jaeyun'u rahatsız etse de bir şey demiyordu. Ona karşılık veremeyeceği düşüncesiyle kendini suçluyordu. O da biliyordu ki Jay, Heeseung'tan bin kat daha iyiydi ama kopamıyordu.

Jaeyun sadık biriydi, birinden kolay kolay kopamazdı. Bağlanır, o kişinin arkasında köpek gibi dolanır daha sonra da karşılık alamayınca kendini mahvederdi. Çözülemeyen bir kişiliği vardı.

Elinin üstündeki eli farketti. Bu Jay'di. Ona gülümseyerek bakıyordu. Bu gülümseme Jaeyun'un kalbine su serpeceği yerde daha da yakmıştı. Acı veren bir ateşti bu. Haz değildi, zevk de değildi. Sadece suçluluğun verdiği bir cezaydı.

"Bu akşamı güzel geçirmeni istiyorum. Sakin moralini bozma." dedi Jay o gözlerle.

"Tamam... Bi de Jay..." dedi Jaeyun, cümlenin devamını getirmekte kararsızdı. Jay "Efendim?" diyerek cümlesinin geri kalanını istedi . Jaeyun derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Cidden teşekkür ederim Jay. Beni sevdiğin için teşekkür ederim. Hayatımda biri beni sevdi diyebildiğim için teşekkür ederim. Ne kadar karşılık veremesem de sana çok borçlu hissetiğimi bilmeni istiyorum."

"Rica ederim. Teşekkür etmene gerek yoktu."

Jay arabayı uygun bir yere parketti ve beraber arabadan indiler. Jay giderken Jaeyun'un elinden tutmuş ve bırakmaya niyetli değildi. Birilerinin onun bir sahibi olduğunu anlamasını istiyordu. Jaeyun etrafına baktı. Herkesin onlara bakmasından endişelendi.

"Jay, neredeyse herkes bize bakıyor."

"Bakarlarsa baksınlar, sen sadece bana bak Jaeyun."

Jay, Jaeyun'un elini bırakarak belini kavradı. Jaeyun ise dudağına kondurulan buse ile irkildi. Jaeyun gülümsedi. Jay'in yüzüne yayılan gülümse de gözünden kaçmadı. Hemen herkes gibi bir yer buldular ve programın başlamasını beklediler.

"Ah! Jaeyun! Merhaba sen de mi buradaydın?"

Sesin sahibinin kim olduğunu anlayan Jaeyun, Sunghoon'a döndü. "Aa, merhaba Sunghoon." dedi mütevazi bir biçimde. Sunghoon da ona bir gülücük sundu. Sunghoon'a biraz daha baktıktan sonra onun belindeki eli gördü. Heeseung'ın eli.

Sunghoon'un yanındaki Heeseung'ı daha yeni farketmişti. Heeseung, Jay'in Jaeyun'unu sahiplendiğini görüp elini Sunghoon'un beline koymuştu. Sunghoon ne kadar rahat olmasa da belli etmiyordu. Ona kıyasla Jaeyun rahattı.

Jay'in sahiplenişi sanki küçük bir kuşa dokunur gibiydi ama Heeseung'ın sahipleniş biçimi sanki her an kaçıcak bir boğayı zapdetmeye çalışan bir matadora benziyordu. Jaeyun bu duruma güldü.

"İkiniz de çok yakışıklı olmuşsunuz beyler. Sen de gözümden kaçmadın Jay." dedi Sunghoon, ortamdaki gerginliği azaltmak istercesine. Jay Sunghoon'u görmezden geldi. Jaeyun bu duruma şaşırdı. Cidden ne vardı Jay ile Sunghoon'un arasında?

"Teşekkür ederiz Sunghoon. Siz de bu gecenin çifti olacaksınız galiba." dedi Jaeyun, gözlerini Sunghoon'dan ayırmadan. Heeseung Jaeyun'a baktı ama sadece bakmakla yetindi.

sditd | heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin