Her şey için değersin sen Sevgili;
Çünkü ben seviyorum seni.-M.J'
...
Bir dağın eteğinde yapılmış çiftlikteydik, rüzgar ters yönden estiği için saçlarım dağılıyordu. Elimde bir kaşağı vardı, bilerek bunu seçmiştim çünkü atların o uzun yelelerini taramak istemiştim.
Gözlerimi sık sık kırpıştırarak bunun bir rüya olup olmadığını sorguluyordum. Hayır, değildi. Aksi mümkün değildi, bunların hepsi gerçekti ve yaşanıyordu. Victor benden nefret ediyordu, beni anladığını; sevdiğini, bana dost ve dosttan öte olan Victor Kim, benden nefret ediyordu.
Bunların hepsi ne ara olmuştu?
Bahsi geçtiği gibiyse eğer benim neden Bay Kim'in evime geldiğinden haberim yoktu? Bilmiyordum. Bu soruların cevaplarını bilmiyordum. Acıyan gözlerimi sonunda bir yere sabitlemeyi başardığında derin bir nefes aldım ve biraz yüksekte kaldığımız için bulunduğum tepenin kenarına oturdum.
Üzerimde hâlâ dün gece giymiş olduğum yırtık kot pantolonum, beyaz tişörtüm ve kareli kırmızı bir gömleğim vardı. Serin hava bedenimi kendine getirirken derin bir nefes aldım, üşüyordum ama buradan kalkıp tekrar bana cehennem olan o eve girmek istemiyordum. Tekrar o nefret dolu bakışları görmek istemiyordum.
"Üşüyeceksin." Dedi arkamdan gelen boğuk ses. Saniyeler sonra bedenime örtülen ceket ve yanıma oturan Taehyung ile hayal kırıklığına uğramıştım. Ne bekliyordum ki? İki günlük biri benden hoşlanacak, beni sevecek ve bana güvenip inanacaktı, öyle mi?
Gözlerimin için gün içinde birçok kez olduğu gibi tekrardan yanmaya başladığında, burnumu çekerek öksürdüm ve başımı Taehyung'a ters olan tarafa çevirdim. Beni bu şekilde savunmasız ve güçsüz görmesini istemiyordum. İster istemez bunu kullanacaklarını düşünüyordum.
"Neden..." Dedim boğazımı temizlemeden önce. "Neden buradayım? Madem nişanın yalan olduğunu söyleyen benim, o zaman neden buradayım?"
Taehyung'un bakışlarının ağırlığını üzerinde hissediyordum. Ama dönüp bakmaya cesaretim yoktu. O...Gereğinden fazla babama benziyordu.
"Burada olmanın birçok sebebi var aslında. Öncelikle dediğine göre bunu söyleyen sen değilsin diyelim, ki gerçekten öyleyse, o zaman burada kalmanın sebebi seni korumamız gerektiği için olur. Ama olaylar bizim düşündüğümüz gibiyse o zaman sen bir tutsaksın Jungkook."
"Bana inanmıyor." Dedim kısık bir sesle. Bakışlarımı bir kez olsun Taehyung'a çevirmemiştim. "Bana inanmayacak."
"Jungkook." Dedi Taehyung, ona bakmadım. Ama o sanki bunu istermiş gibi elini çeneme uzattığında irkilerek geri çektim kendimi. Ani bir refleksle gerçekleşen olay yüzünden ikimizde şaşkındık.
Bunun üzerinde durmak istemediğim için yutkunarak dolu gözlerimi zorla da olsa Taehyung'a çevirdim. Eli hâlâ havada duruyordu. "Bana inanmayacaksınız." Dedim fısıltıyla. Sol gözümden düşen bir damla yaşla birlikte korkudan toprak üzerinde yumruk yapmış olduğum ellerimi açarak hızlıca ayaklandım. Ellerim kanıyordu, yaralıydım.
"Küçükken de inanmamışlardı bana." Dedim, o duymadı. Yarası olanlar mı çok iyi oyuncuydu? Yoksa insanlar mı kördü? Anlamıyordum, nasıl iki insan birbirleriyle yıllar geçirmesine rağmen kimse kimseyi görmüyordu? Ben yaralıydım, canım acıyordu.
Yaralıydım, ellerim kanıyordu.
...
"Hiçbir yerde yok mu?" Dedi Victor. Elindeki tavaya tereyağını dökerken, umursamaz görünüyordu ama o mutfakta olan iki kişi de biliyordu ki, Jungkook Victor'un en çok umursadığı insandı.
"Yok." Dedi Taehyung son yaşadıkları ân gözlerinden bir film şeridi gibi geçerken. "Nerede olduğunu bilmiyorum."
"Aç kaldı." Dedi Victor iç çekerek. "Bayılıp başımıza kalmasa bari." Ve sonra içinden devam etti. Ağlamak bile zehir olmuşken gözlerine, kemikleri sayılsa ne yaparım ben? Nasıl dayanırım onun peltek konuşmalarından, sıcak gülüşlerinden, tatlı hallerinden uzak kalmaya?
Victor inanmak istiyordu, Jungkook'a en saf haliyle güvenmek istiyordu ama korkuyordu. Ellerinde onu aklayacak düzgün bir kanıt yokken ona güvenmekten korkuyordu. Korktuğu başına geliyordu ama o bunu ona göstermediği sürece bunun olmadığını varsayıyordu. Hayatı boyunca hep güveni boşa çıkmış insanlardı ikisi de.
Hâlâ Jungkook'a ilk koşacak kişi Victor'du.
"Böyle devam etmek zorundayım, diğer türlü daha fazla kırılacak. Taehyung, sen ne düşünüyorsun?"
Taehyung'un dalgın hâlini farkederek ona soru yöneltmesi onun için iyi olmamıştı. Taehyung'un aklından aynı ânda bir sürü düşünce geçiyordu ve içlerinden hangisini seçip alacağını bilmiyordu. Bu yüzden yalnızca omuz silkmekle yetindi. "Olan oldu Victor, bundan sonrasında yapacağımız şey belli."
"Belki onunla konuşsak bize yardım etmeyi kabul eder, olayları bilmediği için ya da babamı tanımadığı için söylemiş olabilir. Onun kalbi yumuşacıktır Taehyung."
Bu sözler Taehyung'un aklına saniyesinde büyük, yaşlanmış kahverengi gözleri getirdi. Jungkook'un gözleri bir insanı kolayca etkisi altına alabilirdi, Taehyung bunu onu gördüğü ilk ânda farketmişti, şimdi ise o gözlere çekilmekten kendini alamıyordu.
Kendini suçlu gibi hissediyordu, ve suçlu olduğunun da farkındaydı. Ama o kadar sıkışmıştı ki ne yapması gerektiğinin farkında değildi. İşler sapa sarmıştı. Tüm planın dışına çıkılmıştı çünkü Bay Kim'in yeni hedefi Jeon Jungkook'tu.
Ortağının oğluydu.
...
Başımı ahırın eski duvarına yaslamışken kanlanan ellerimi ısıtmaya çalışıyordum. Hava gittikçe soğuyordu ve hasta olmaktan da korkuyordum, ama kimsenin yüzüne bakmak istemiyordum. Kimseyle konuşmak istemiyordum, ve dağ başında üç kişi olduğumuzu da varsayarsak bunun ne kadar mümkün olduğunu sorgulamak gerekiyordu.
Açlıktan dolayı ağrıyan ve bulanan mideme sardım kollarımı. Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına doladım ve başımı da kollarımın arasına gömdüm. Yirmi yaşıma gelmiş olmama rağmen hâlâ küçüklüğüme dair birçok şeyi atlarmış değildim. Belki bu konuda herkese yol gösterebilirdim ama kendime bir çare bulamazdım. Oysa ben hepsinin geçtiğini düşünmüştüm.
Hepsi geçti küçük çocuk, artık kollarında mor izler yok. Öğretmenlerine yalan söylemek zorunda değilsin. Artık inançsızlığın uğradığı o itilip kakılma yok, umursamayacağız ve kendimizi ezdirmeyeceğiz. Artık o izinsiz dokunuşlar ve rahatsız edici konuşmalar yok, çünkü olası bir taciz durumunda bağırmamız gerektiğini biliyoruz. Ama neden yalnızca bilmek yetmiyor?
Kapı yavaşça aralandı, bense kaldırmadım kafamı. Sessiz adımlar yanıma doğru yaklaşırken gözlerimi yumdum. Güçlü kollar bedenimi kucaklayana kadar hareketsiz kaldım, daha sonra refleks olarak kaslı kollara tutundum ama kafamı kaldırmadım. Yalnızca burukça gülümsedim.
Çünkü Victor gelmişti.
...
M.J'
bolumu begendiniz mi?
su travmalari cok yaziyorum amk biraz kisip v ve tete ile jk olayladina yogunlasmam lazim.Annem ameliyat oluyor bu arada, lutfen ramazan ramazan dualarinizi eksik wtmeyin🙏
İyi gecelr💌😽

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MF | TGV
FanfictionMafya Kim Taehyung sevgilisine edeceği evlenme teklifini yanlışlıkla Jeon Jungkook'a eder ve ikiziyle birlikte bu genci kendi hayatlarına sürüklemiş bir şekilde bulur. Hayatları olacağını bilmeden. "Lakin birini seversin, Kalbinde tek olandır yegâne...