Zamanında bir okul halada var bu okul her dört yılda bir ögrenciye mezar olur bu yılın seçilmiş ögrencileri Okan, Eray, Ceyda,Esra okulun en kavgalı ve en sexsi gençleriydi ama en eylendikleri aksiyon biçimleri hep aynı oldugundan artık eylenmiyolardı bu dört kişi artık başka eylenceler araimaya başlamışlardır Ceyda dini konulara inanan bir zihniyeti vardı Esra ise tam tersiydi batıl inançlara inanmayan hatta inançları saçma buluyordu ama Okan ve Eray bir pilan yapmışlardı bu pilanı uygulamak için geç saatlerde okulda kalmaları lagzımdı bu yüzden Okan Eray Ceyda Esra okulda geç saatlere kadar kalmanın pilanlarını yapdılar ve hocalarla konuşup kütüp hanede çalışacaklarını söylerip izin almışlardı okulda uzun saatler kalacakdılar bu sırada kütüphanede Esra kitapları karışdırıken cinlerle alakalı bir kitap buldu bu kitabı okumaya başladı bu sırada okudu kitabın bir gerçekler kitabı oldugu bilinmiyordu kitabın 88 sayfasında bir tablo buldu bu tabloda arapca kelimeler oldundan arkadaşlarıyla bu durumu parlaşdı ve arkadaşları napalım dediler Ceyda bazı kitaplardan bu yazıları tercüme edelim hadi dedi ve Eray'a gözlerini dikerek sinirle baktı Eray kabul etti ve Okana baskı kurdular Ceyda bazı arapca tercüme kitapları getirdi ve artık tercüme etmeye başladılar neyse 2 saat geçtikten sonra arapca kelimelerin tercümesi bitmişdi artık bu kelimeleri okumaya başladılar ama bir eksik vardı eksikler bir kalem bir makas bir kibrit bir bardak tı yani kitapta bunlar yazıyordu herkes bir mazeme seçeçektiler Okan hadi ben bardagı alıyom Esra o zaman bende makası alıyom Ceyda abi bende kalemi alıyom Eray'a zaten kibrti kalıyordu herkes mazemeleri aldıktan sonra bir boş alan bulup bir çember haline gelip seçtigi mazemeyi önükoydular kitap böyle emiretmişdi bize yapdık ve beraber kelimeleri şöylemeye başladımızda bir karanlık hayalet görmüşdük sonra birden kayboldu ve hiç korkmamışdık
biraz eylenelim artık dedimde Ceyda beş altı bira çıkarmışdı çantasından tabi okul boş oldundan kantinden bir poşet abur cubur doldurdum ve yiyip içip muhabet etmeye başladık kafamız güzel olmuşdu Ceyda masara çıkıp deliler gibi şarkı söyleyip oynuyordu birden kocama düşmüşdü ve bana bakıp erkeyim demişdi o sırada benim dudama yapışdı uzum süre öptü beni ve çıkıp şarkı söylemeye başladı bu sırada bende çıktım yanına dansederken birden bir ses geldi sizler kendi ölümünüzü çagırdınız dedi Esra bu sesle birlikte bir çıglık atmışdı hepimiz onun yanına gittimizde bir ses duydum sizlerde duydunuzmu dedi bizde şala mayetli hayır dedil o sırada Esra hazırlanmaya başladı ben gidiyorum siz napıyorsanız yapın artık ben yokum dedi Eray aldıgı arkolün etkisiyle sen olmasan ben kimi severim dedinde Esra birden durdu ve ne diyerek şaşırdı o sırada ben Ceyda ya sarılmışdım Esra noluyor canım ben hiç dedim Ceyda ise ben ve okan çıkıyorum canım dedi ben şaşkınlıkla bakarken Esra benim canöküzüm var kızım dedinde Eray kimlan o orosbu çacu demişdi Esra ise sensin Aşkım dedinde şaşırmışdım bu sırada ben ve Ceyda hadi kantinden birşeyler alalım demişdim ama asıl maksadımız Esra ve Eray'ı başbaş bırakmaktı amacımız biz kantine dogru yürürken Ceyda beni tuvalate çekmişdi lambayı açıp kapıyı kitlemişdi bana bakark şimdi eylenecez dedi ben kalas gibi duruyordum Ceyda ise gömleginin dümelerini açıyordu amacı benle sevişmekti bense hiç öyle şeyler düşünmüyordum yanıma yaklaşdı ve çıkartsana pantılonunu dedi ben hayır dedimde ben soyarım o zaman demişdi bense pantılonumu cıkartmak istemiyordum Ceyda bu sırada beni sıkışdırmışdı benim zorla pantılonumu çılartmışdı benim altımda bir baksır kalmışdı tüm mal ortadaydı Ceyda gülerek bana baktı neden korkuyosun dedi bende senden dedim Ceyda tam anlamıyla bir yolu olmak istiyordu bense onu kadın yopmak istemiyordum bu sırada Ceyda beni okşamara başlamışdı benimki kalkmışdı ben saklamıya çalışıyordum o sırada beni tamam demiye ikna etti ve aradan yarım saat geçtikten sonra Ceyda bir kadın olmuşdu artık Ceyda ve ben giyinmişdik artık ona birbaşka bakıyordum artık benim gözümde etini herkese satan bir orosbuydu fakat onla eylenmek benimde hoşuma gitmişdi kantinden bir kaç gofret aldıktan sonra bir çıglık geldi ve Erayın yanına gitmişdik Ersa'nın başından aşagı düşen cam Esrayı enine ikiye bölmüşdü aynı makasla bölünmüş gibiydi ayni kitapta yazılan gibi korkmuşduk ölüm sırası Ceydadaydı o kalemi seçmişdi ama nasıl ölecekti bilmiyorduk Ceydayı şakasıa masaya dogru ittimde gözüne bir kalem saplanmışdı ve orada ölmüşdü Eray korkarak sıranın onda oldugunu ögrendinde okuldan çıktında bir bendin tankerinin önüne fırlayıp kaza yaptırmışdı ve tanker patladında bir kibrit yanması misali Erayda yanarak can vermişdi ama kaza yerine hiçkimse gelmemişdi sanki hiç yaşanmamış gibiydi okula girdimde ise okulun havuzuna düştüm derin deyildi ama ayaklarımdan beni aşagı çeken birşey vardı bense yavaş yavaş boguluyordum beni bıraktında artık çok geçti ölmüşdüm ama bir ses duyodum sizler beni çagırdınıa geldim ben sizi çagırsam gelmezdiniz ama şimdik siz gelmek zorundasınız biriniz kalem misali mürekebi akara öldü biriniz makasın kagıdı ikiye kesmesi gibi öldü
biriniz bir kibritin yanması gibi öldü biriniz ise bardagı taşıran son su damlası oldu...