Televizyonda öylece gezinirken telefonume gelen ard arda mesajlarla irkildim.
Ana ekranda eros yazısını görünce hemen açıp mesaja baktım. ve hayal kırıklığı..
eros: son bir defa
eros: sarılsam, gitsem
eros: huzuru koklasam egedeGözlerimi devirdim, mutsuzlukla.
vasen: içtin mi yine eros
eros: içmedim
eros: fotoğraflarımıza baktım
eros: seni gördüm
eros: sarhoş oldum, içmeden
eros: sayende
İçim burkuldu yine yine yeniden.
vasen: uyu barış
vasen: maçın var iki güne içme
eros: birlikte uyusak
vasen: uyu dedim.
eros: peki güzelim
eros: seni seviyorum
vasen: iyi geceler barış
vasen: umarım bir gün bu lafları içmeden söylersin
Yazdım fakat evet göndermedim.
Sürekli bunu yapıyordu ve bende sürekli salak gibi unutup onu sevmeye devam ediyordum.
Yoruyordu beni çok.
Beni seviyordu ama arkadaş olarak. Ben onu seviyordum ama.. işte. Engel olunamayan duygular falan..
Saçmalıktı bu, evet. Çünkü Barış futbolcuydu. Etrafında bir sürü kız vardı. Onu etkileyen bir sürü kız.
İçerdi bazen. Bana yazardı. Sonra unuturdu bende hatırlatmazdım. Kalbimin kırıklığını unutur her seferde yanında olurdum.
Ama yeterdi artık. Tepkimi koyacaktım. Duygularımı alt üst etmişti.
Umarım bu kararlılığımı devam ettirebilirdim.
-
eros: tutkuya dayalı aşk
vasel: slovak kökenli bir kelime, tutku anlamına geliyor.