Jihoon & Hyunsuk
Jihoon
Bir katilin kucağında oturuyorsun?
Beni delirtmek mi istiyorsun?
Hyunsuk bak
Tamam görev için tüm bunlar ama
O adamın sana dokunan ellerini kıracağımHyunsuk
Bekle biraz
Hem olay çıkarma az kaldı tutuklayacağım birazdanJihoon
Peki
(görüldü)
Hyunsuk rahatsız ediyor seni farkındayım
Lan
O piç ne yapıyor
Ellerini kırarım onunHyunsuk
Sakin ol görüyorum seni
Otur yerine fark edecek
Gelme bu tarafaJihoon
Kelepçele artık şunu
Cidden zor tutuyorum kendimi
Hyunsuk
Yoshi içkileri getirsin
SonraJihoon
Acele et
(görüldü)Hyunsuk'tan....
"Kime yazıyorsun bebeğim?"
"Ha? Şey.. arkadaşım nerede olduğumu sordu da"
Elleri hâla belimdeyken kusmamak için cidden zor duruyordum. Adamın sigara kokan iğrenç nefesi çok rahatsız ediciydi. Etrafa bakındım çaktırmadan. Jihoon az ötedeki masalardan birine yaslanmış çatık kaşları ve öldürücü bakışları ile bizi izliyordu. Uzaktan göz göze geldiğimizde yutkunup gözlerimi kaçırdım.
Nerede kaldı bu Yoshi.. cidden acele etmezse bu adam beni- ehm kötü düşünmemeliyim hem Jihoon beni korur ehehe.
Gözlerim Yoshi'yi ararken beni kucağına oturtmuş piçin elleri rahat durmuyordu. Gergince nefes verdim. Birden bize doğru gelen garson kıyafeti giymiş Yoshi'yi görünce rahat bir nefes aldım. Cidden yoshi biraz daha geç gelseyi onun kırmızı saçlarını yolardım -öyle dediğime bakmayın kıyamıyorum- elindeki tepside iki şarap vardı. Birini benim önüme koymuş diğer şarabı da yanına koymuştu. Bana bakıp sırıtmış çaktırmadan göz kırpmıştı.
Yerim ben bu çocuğu.
"Teşekkür ederiz" ona gülümseyip önümdeki şarabı aldım. Şaraptan nefret ederim ama görev olduğu için içiyormuş gibi yaptım.
"Sen şaraptan nefret edersin Hyunsuk"
Kulağımdaki görülmeyecek bir şekilde koydugum kulaklıktan gelen sesle istemsizce gülümsedim. Jihoon hâla bizi izliyordu sanırım.Kucağında olduğum adam da önündeki şarabı alıp bir dikişte içmişti. Gözlerimi büyüterek ona baktım. Bu zehirli şeyi bir dikişte nasıl bitirmişti öyle. Birden ayaklanınca elimdeki bardağı bırakıp ona baktım. Kolumu sıkıca kavrayıp bir yere çekiştirmeye başlamıştı.
"Hyunsuk? Neler oluyor?"
Jihoon'un arkamızdan geldiğini hissedebiliyordum. Birden bir odaya geldiğimizde ne olduğunu anlamadan duvara sıkıştırılmıştım. Ne istediğini biliyordum tabii. O yüzüme eğilince adamın omuzundan yatağa ittirdim. Önce hafif şaşırmış sonra sırıtmıştı piç. Bende hafif sırıtıp adamın bileklerinden tutup üzerine çıktım. Ama birden ne olduğunu anlamadan üzerime çıkmıştı.
Benden daha güçlüydü.
"Bekle" kaşlarını çatıp anlamayarak bana baktı.
"Sen bir katilsin.. değil mi?" Sorduğum soruyla şaşırmıştı. Tekrar yüzündeki sırıtışla bana yaklaşınca birden duraksadı. Bağırıp başını tuttu ve hızla kalkıp kendini yere attı. Şaraptaki ilaç etkisini göstermişti demek. Gülümseyip yanına çöktüm.
"Bang Yedam'ı neden öldürdün?"
"H-hayır" acı çekerek bu sefer kalbini tuttu ve devam etti. "Ne yaptın sen bana- AH" zorlukla nefes alırken sırıtıp ona yaklaştım.
"Hayatın benim elimde şuan," elimdeki panzehiri gösterip devam ettim "Eğer sorduğum soruya cevap vermezsen.. Ölürsün" Gözleri büyümüş bir şekilde bana baktı.
"Ta..tamam. Ama önce...panzehir...bana...ver" Titreyen elleriyle elimdeki panzehiri almaya çalışınca geri çektim hapı ve cebime koydum.
"Önce sorularımı cevapla"
Güçlükle nefes almaya çalıştı. Yutkunup başını salladı.
"Kardeşimi...taciz etti...ve.." gözlerini sıkıca yumup açtı ve devam etti "onun yüzünden.. kardeşim intihar...etti" Şaşkınlıkla ağzım açılırken böyle bir şey beklemiyordum. Yalan söylüyordu değil mi?
"Yalan söyleme" hızla başını iki yana salladı. "Doğruyu söylüyorum..." Gözleri kapanırken cebimden panzehiri çıkardım ve ona verdim. Gözleri hâla kapalıyken birazdan kendine gelir düşüncesiyle kalkıp kulaklığımdan Jihoon'a seslendim.
"Odaya gelebilirsini-" daha cümlemi tamamlamadan Jihoon odaya dalmıştı bile. Ne olduğunu anlamadan birden beni kendine çekip sarıldı. Gülümseyip karşılıklı verdim.
"Bu p*ç ayılsın gösteririm ona sevgilime dokunmya çalışmak neymiş" dediklerine gülüp omuzuna vurdum hafifçe
"Dokunamaz bana hem ben senin sevgilinim Hoon" yanağını öperken gülümseyip dudaklarıma hızla bir öpücük kondurdu.
"Dayanamıyorum bunlar her yerde yiyişiyor olm"
"Çok tatlıı" Bizi izleyen Harukyu ikilisine bakıp güldük.
"Of bir garson olarak fazla karizmatiğim" içeri giren Yoshi ile kıkırdadım.
Çok mutluydum.