2. Bölüm

7 1 0
                                    

Sabah uyandığımda saat öğlen 12.00'ye geliyordu. Bugün izinliydim ve bu yüzden geç uyanmıştım.
Yataktan kalktım ve pijamalarımı çıkarttım,üzerime günlük kıyafetler giyip salona indim.
Abim mutfakta kahvaltı hazırlıyordu.

Abim(Oğuz):
"Oo hanımefendiler uyanabilmişler sonunda"

Ben:
"Sana da günaydın koca ayak"

Abim(Oğuz):
"Bak Çağla kaşınma,bana birdaha koca ayak dediğini duymayacağım"

Ben:/
"Ne var 42 numara ayakkabı giyiyorsun işte koca ayaksın"

Abim(Oğuz):
"Off uzatma daha fazla hadi gel kahvaltı hazır"

Ben:
"Ece nerde abi?"

Abim(Oğuz):
"Karakola gitti"

Ben:
"Ha doğru ben izinliyim diye onu da izinli zannettim bir an."

Abimle kahvaltı yaptık. Saat 14.37'di.

Ben:
"Ben çıkıyorum abii!'

Abim(Oğuz):
"Tamam"

Ben:
"SAĞOL YA NE KADAR UMURSUYORSUN BENİ"

Abim(Oğuz):
"Ne dememi bekliyorsun gitme mi diyeyim"

Güldüm ve evden çıktım.
Arabama bindim ve yola çıktım.
Biraz rahatlamak için Boğaz'a doğru gaza bastım.
O sırada Ece aradı.

"Aloo!"

"Naber Cağla?"

"İyi bende öyle Boğaz'a doğru gidiyorum arabadayım"

"Çağla ben Ateş Bey'e söyledim şimdi çıkıyorum işten"

"Tamam herzamanki kafede buluşalım"

"Görüşürüz!"

Telefonu kapattığımda Boğaz'a varmıştım. Sabah kahvaltıda doğru düzgün birşey yiyemediğimden kendime bir simit aldım.
Boğazın tam karşısında boş bir bank buldum. Şaşırdım açıkçası,normalde hiç boş yer olmazdı ayakta kalırdım.
Bankta sadece ben oturuyordum.

Birisi yanıma adam doğru yürüdü.

"Afedersiniz,başka boş yer yok izninizle buraya oturabilir miyim?"

"Tabii tabii buyrun oturun"

Yüzü çok tanıdık geliyordu.
Tam o anda kafam dank etti,bu o gün kafeteryada çarpıştığım çocuktu.

"Bu arada o gün büfede olanlar için üzgünüm,onu unutsak olur mu?"

"Yok gerçekten önemli değil ben zaten o anda unuttum"

Gülümsedim.

"Bu arada ben Emre"

"Memnun oldum Emre ben de Çağla"

Bu sefer gülümseme sırası ondaydı.

Biraz sohbet ettik,ona ısınmıştım. Kafa dengi biriydi.
O da beni sevmişti gibi geliyordu bana.

"Yanlış anlamazsan telefon numaranı rica edebilir miyim? (Arkadaşça"

"Olur sende verirsin"

Birbirimize numaralarımızı verdik,ben ayağa kalktım.

"Benden bu kadar ,gitmem lazım sonra görüşürüz!"

"Görüşürüz umarım"

Bankın yanında uzaklaştım ve arabama doğru yürümeye başladım. Uzağa park etmiştim çünkü her taraf doluydu.
Bu kadar arabanın arasında benimkini bulmak biraz zor oldu ama sonunda buldum.

Tam çantamdan anahtarlarımı alacaktım bir baktım ki çanta yok.

"ALLAH KAHRETMESİN ÇALINDI MI YOKSA"

Tam o sırada arkamdan bir ses:

"ÇAĞLAAA!"

Arkamı döndüğümde Emre bana doğru geliyordu ve elinde benim çantam vardı.

"Bankta unutmuşsun, bende arkandan sana yetişmeye çalıştım çok hızlı yürüyorsun"

"Ya, çok teşekkür ederim"

"Rica ederim"

Deyip yavaş adımlarla yanımdan uzaklaştı.
Arabanın kapısını açıp bindim.
Ve Ece ile buluşacağımız kafeye doğru ilerledim.

Yaklaşık yarım saat sonra kafeye gelmiştim.
Ece pencerenin önüne oturmuş orada sigara içiyordu.

Kafenin kapısına doğru yürüdüm ve içeri girdim.
Ece'nin olduğu masaya oturdum.

"Bir kere de bu zıkkımı içmesen olmuyor ya"

Dedim ve sigarayı parmaklarının arasından çekip söndürdüm. Bir tane daha yakacağını bildiğim için paketi de aldım ve kenara koydum.

"Bravo Çağla gelmeden önce bunun için prova falan mı yaptın?"

"Hayır her zaman aynı şey olduğu için."

"Hah ne komik abartma o kadar da içmiyorum."

"Ee Ece Ateş Bey'e sadece izin istemek için gittiğini sanmıyorum"

"Saçmalama kızım başka bir niyetle gitmedim vallahi."

"Hadi dökül bakalım dökül,yoksa ben silkelemesini bilirim"

"Ya tamam konuşmak için de gittim ama çok güzel birşey olduuuu!!"

"Ayy meraktan çatlatma anlatsanaaa!"

"Pazartesi günü müsaitsen akşam birşeyler yemeye gidelim mi? Dedi yaaaa!"

"Peki sen ne dedin??"

"Kabul ettim tabii ki."

"Kızım sen varya sen tam bir süzme salaksın, eski sevgilisi gibi seni de aldatacak ben sana tekrar diyorum sonra demedi deme,BU ADAM HİÇ TEKİN DEĞİL!"

"Ya yok aldatma falan onlar kulaktan duyma sözler sadece."

"Valla ben diyeceğimi dedim Ece gerisi sana kalmış"

"Ee sen ne yaptın var mı yeni birisi?"

"Yook"

"Çağla başka birisi olsa inanırdı ama ben inanmam senin huyunu biliyorum."

"Ya of tamam,geçen büfede çarpıştığım çocuk var ya-"

"Ne oldu öpüştünmü?"

"Off Ece ya saçmalama"

Konuşmaya devam ettim.

"Onunla tanıştık adı Emre,baya iyi bir çocuk."

"Hayırlı olsunnn"

"Off abartma bee, daha arkadaş bile değiliz neyin kafasını yaşıyorsun??"

"Bir süre sonra göreceğiz arkadaş mısınız yoksaaa-"

Lafını kestim:

"Hadi tamam ben kalkıyorum."

"Saçmalama Çağla şaka yaptım nereye gidiyorsun"

"Yok bee o yüzden değil biraz işim var sonra da alışveriş yapacağım."

"İyi tamam sonra görüşürüz "

Ece'ye sarıldım ve kafenin kapısına doğru yürüdüm.
Arabamı park ettiğin yere doğru yürüdüm ve arabanın anahtarlarını çantamdan aldım.

Kapıyı açtım ve arabaya bindim.
Kafenin yakınlarındaki bir markete doğru sürdüm.

Markete gelince arabayı durdurdum ve indim.
Marketten içeri girdim ve reyonlara bakmaya başladım.
O sırada arkamdan birisi:

"ÇAĞLAA!"

Diye bağırdı,korktum ve arkamı döndüm.
Uzun boylu,mavi gözlü bir adam beni kolumdan kendine doğru çekti.
O anda reyon devrildi...

Devam edecek...






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geceden KaçanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin