18
Günlüğünü buldum.
***
19
Onun ilk aşkı olduğumu öğrendim.
***
20
Benimle yaşlanmak istiyormuş...
***
21
WeChat'i açtım, ekranı kaydırdım ve arkadaş isteklerine dokunmadan edemedim. Ondan bir mesaj vardı.
"Lütfen, seni rahatsız etmek gibi bir niyetim yok. Sadece seni görmek istiyorum."
"Xie Min, seni rahatsız etmeyeceğim."
"Lütfen seni özledim, ne yapmalıyım?"
"Seni çok özlüyorum. Benimle konuşur musun?"
"Xie Min, çok acıyor."
"Beni görmek istemediğin için mi sildin? Sana yalvarıyorum, böyle olma."
"Üzgünüm, beni severken sana değer vermeliydim."
O zamanlar bu mesajların hiçbirini görmemiştim.
Şu anda bunları tek tek görünce sanki birileri tarafından cehenneme sürükleniyormuşum ve sanki birileri kalbimi kazıyormuş gibi hissediyordum.
Neden ona böyle davranmıştım?
Neden ona bu şekilde zorbalık yapmıştım?
***
22
Bugün eve hastaneden bir paket geldi. İçi ağrı kesicilerle doluydu. Paketteki telefon numarasını aradım. Telefona erkek bir doktor cevap verdi.
Lin Rui'nin aile üyesi olduğumu söyledim. İki saniye kadar sessiz kaldı ve "Ona bir şey mi oldu?" diye sordu.
Gül ağacından yapılmış kutuya baktım ve yumuşak bir sesle şöyle dedim: "Mn... Doktor, ona gönderdiğiniz ilaçları teslim aldım da..."
Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştu. "Madem o gitti, onları geri gönderin. Onları elinizde tutmanın bir faydası yok."
Kargo kutusundaki ilaç şişelerini saydım. Bir, iki, üç, dört. Yedi, sekiz, dokuz. Tam on şişe vardı.
Bir sürü ağrı kesiciydi.
Benim Ruiruim tam olarak ne kadar acı çekiyordu?
***
23
İlgisiz olduğunu söylediğinde ne düşünüyordum?
Hatırlaması biraz zor.
Son zamanlarda sürekli başım dönüyor. Bugün şirkete gitmedim. Evde oturup defalarca günlüğünü okudum. Sevgisi içe dönüktü ama oldukça zengin bir sevgiydi.
Yeşim taşını çakıl taşı olarak gören ve değerini bilmeyen sadece bendim.
***
24
Telefonunu buldum, çoktan kapanmıştı. Bir şarj cihazı bularak şarj ettim. Mutfağa gittim ve bir kase yumurtalı pilav yaptım.
Yumurtalı pilav yemeyi ve bana yumurtalı pilavla zorbalık yapmayı çok severdi.
Her kavgadan sonra mutlaka yumurtalı pilav pişirirdi. Benim mutsuz olduğumu gördüğünde mutlu olurdu. Onu böyle gördüğümde onu yatağa sürüklemek ve şiddetli bir şekilde ona bir ders vermek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Final 100 Days
Historia CortaDiğer Adları: On The Hundredth Day I Knew I Was Ill, On The Last Day I Died ya da 最后一百天. *** Lin Rui son günlerini yaşıyordu, ama yanında çok sevdiği eşi Xie Min yoktu. *** Orijinal Eser: Mai Cai (卖菜) Türkçe Çeviri: FloraNapae
