"Bırak kolumu Koray. Ne yapıyorsun?"Koray, ikimizi barın giriş kapısından çıkardıktan sonra durmamış, sahile doğru götürüyordu. Ona söylediklerime ise bir cevap vermiyordu.
"Hey! Sana diyorum. Ne işin var senin burada, hem nerden buldun beni?" Kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum. Burada olması imkansızdı ama buradaydı. Onu karşımda gördüğümde şok olmuştum. Beni kolumdan tutup peşinden sürüklerken ya da kapıdan çıkarırken hâlâ inanamıyordum.
"Instagram'daki story'nde, mekanın konumunu da eklemişsin. Ordan buldum. Oldu mu?" Net cevabıyla bir kaç saat önce Çisem'le Instagram'dan birbirimizi eklediğimizi, ardından mekanın neon ışıklar altındaki sahnesini çekip story atışımı hatırladım ve taşlar yerine oturdu.
Koray'ı her yerden engellesem bile ortak arkadaşlarımızdan hikayemi görmüş olması muhtemeldi. Gözü dönüp Bodrum'a kadar geldiğini de hesaba katarsak bana ulaşmaya çalışmıştı demekki.
Yinede bu beni aldattığı ve pislik bir insan olduğu gerçeğini değiştirmez. İşte tam da bu yüzden düşüncelerimin sonunda tekrar ondan kurtulmak için ayaklarımı yere daha sıkı bastım adımlarımı durdurup. Kolumu elinden çekmeye çabaladım. "İyi. Şimdi bırak beni ve defol git."
Yüzüme bakıp, bir anlığına oda durdu. "Balım, bana pat diye ayrılık mesajı atıp ortadan kaybolamazsın. Konuşacağız." Beni tekrar sürüklemeye çalışmasına izin vermedim. "Ne konuşması be! Ne konuşması! Beni nasıl aldattığını mı konuşacağız pardon? Senin gibi bir pislikten ayrılmayıp ne yapacaktım her şeyi kanıtlarıyla görmüşken söylesene!"
"Kanıt mı? Ne saçmalıyorsun sen?" Anlaşılan Oktay'ın bana video attığını bilmiyordu. Onun başına bela olmasını istemiyordum. "Lan sen daha aldattığının hesabını veremiyorsun bir de benden açıklama mı bekliyorsun! Bırak kolumu, geldiğin gibi dön. Bitti, bitti her şey!"
"Balım. Sinirlendirme beni. Ne kanıtını diyorum, söyle."
"Sinirlen. Umrumda mı sanıyorsun sinirlenmeni ya?" Alayla konuşuyordum artık. "Bırak beni!"
"Bak bebeğim. Zor-
"Kız bırak diyor sana duymuyor musun dingil?" Tanıdık sesle yerimde sıçrarken; tanıdık sesin eli, kolumu Koray'ın elinden çekti.
Toprak.
Bir Toprak'a bir Koray'a bakıyordum. İkisi de gözlerini birbirlerine dikmişti. Koray'ın kaşları çatıktı Toprak'sa gayet rahat duruyordu. Beni Koray'dan kurtarıp kenara çekmişti.
Koray'ın "Sen kimsin?" Demesine karşılık Toprak ellerini kotunun ceplerine sokup kafasını hafif sağa eğdi. "Hayırdır birader kim olduğumu ne yapacaksın? Asıl sen kimsin, kız beni bırak diyor duymuyor musun?" Demişti.
Koray dişlerini birbirine sürtüp, sırıttı. "Seni ilgilendirmeyen işlere karışma kardeşim." Ardından tekrar bana yönelmiştiki, Toprak, Koray'ın havaya kalkan kolunu tutup "Kırarım o eli, dokunmayacaksın bu kıza." Demesiyle durmak zorunda kaldı.
"Sana ne oluyor amına koyayım. Birader bas git, karışma."
Ardından bana döndü. "Balım yürü konuşacağız.""Hiçbir yere gitmiyorsun balböceği." Toprak bana bakarak bu cümleleri söyledikten sonra beni iyice arkasına çekmişti. Bunun üzerine Koray'ın öfkeli bakışları bana döndü. "Sen tanıyor musun bu herifi? Kim bu herif. Ne sikim oluyor?"
"Lan sen önce ağzını topla. Başlatma bir taraflarına." Bu sefer az önceki rahatlığı kaybolmuş her an saldıracak gibi konuşan Toprağı elimi kaldırarak durdurdum. "Ben hallederim Toprak, merak etme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL BÖCEĞİ
Fiksi Remaja"Toprak ben." Bana uzatılan ele bakış attım, karşımdaki adamın elini sıkmak yerine kollarımı göğsümün üzerinde topladım. "Balım." "Memnun oldum 𝘣𝘢𝘭 𝘣ö𝘤𝘦ğ𝘪."