5-Higan

56 7 5
                                    

Hemen yataktan doğruldum. Etraf dumanlarla kaplıydı. Kapıyı bulduğumda direk Jimin'in odasını aramaya başladım. Yangın çıkmıştı ve heryeri kaplıyordu. En sonunda Jimin'in odasını buldum
"Koş Jimin koş güzelim!" Diye bağırdım ikimizde koşarken Jimin'in ayağının merdivenlere takılıp yuvarlanması bir oldu. Tam yanına kosacaktım ki Jimin'in etrafındaki alevler harladı Jimin'i çevreliyordu.

"SİKTİR HAYIR JİMİN GÜZELİM!" Diye bağırmıştım dolu gözlerinden alevler görünüyor
"HYUNG LÜTFEN GEL!" diye bağırdığında gidemedim korktum.
"Özür dilerim Jimin özür dilerim güzelim" Arkamı döndüm kaçmak için arkama bile bakmadan kaçmaya çalışıyordum arkamdan bir tıkırtı geldi.

Tıkırtının sonunda çığlıklar hayır hayır ben bu değilim. bu sefer Jimin'in olduğu tarafa gittim. Kıyafetleri alev almış. Ateş olduğunu umursamadan koştum yanına. "Jimin'im özür dilerim bak geldim aç gözlerini hadi" dedim gözlerimden yaşlar süzülürken "Jimin! Hadi aç güzel gözlerini" diya bağırıyordum en sonunda. Onu kucağıma aldım. Kapıya doğru koştum. Kapıyı kırdığım gibi dışarı attım kendimi. Ay ışığında parlayan yanmış bedeni aldım bastırdım kendime. "Lütfen ölme lütfen ölme" diyebildim sadece. Komşular etrafta yanan eve bakıyordu. "HAYIR HAYIR HAYIR" açmıyor gözlerini aç gözlerini lütfen "nefes al Jimin'im lütfen hadi" dedim saçlarını okşarken.

"Hyu-uh ben- kurta-" nefesi kesiliyordu. Basımı boynuna gömdüm cennet kokusu hala duruyordu. Jimin hadi güzelim uyan hadi içimden geçiyordu sözler son gücümle kucağıma aldım. Araba anahtarı cebimdeydi ama çıkarmadım sebebi bendim kucağımda koşa koşa götürdüm hastaneye. Yatırdılar sedyeye Jungkook geldi aklıma onu aradım birde Namjoon'u aradım en yakın dostumdu çünkü

...
2 hafta sonra...

Uyanmıştı sonunda yaşıyordu fakat bana bakmıyordu asla hiç yapmazdı hiç küsmezdi bana hiç kırılmazdı şimdi kırılmıştı haklıydıda onu orada ölüme terk etmiştim. Ya ölseydi dayanabilirmiydim bilmiyorum hergün ona süt ve çikolata alıyordum hiçbirini yemiyordu hepsi birikiyordu masanın üzerinde
"Jungkookiee hoş geldin~" diye seslendi arkadaşına dayanamıyordum böyle olmasına herkese sevecen yaklaşırken benimle konuşmuyordu bile.
"Jimin sırtın ağrıyacak düzel biraz" dediğimde gözlerimin içine baktı.Sonra önüne döndü "dostum normal" dedi Namjoon kulağıma fısıldayarak. "Herkes gitsin onunla konuşmak istiyorum" dedim. "Hiçbir yere gittiğimiz yok" dedi Jungkook kollarını bağlayarak "Defolun gidin!" Diye bağırdımda herkes gitmişti Namjoon da yandan "Bende Jin beyi götüreyim" demiş ve çıkmıştı.

"Jimin güzeller güzelim dayanamıyorum bana bakmayıp benimle konuşmamana lütfen konuş benimle haklısın hata yaptım ama o an aklım karışmıştı her çığlığına kalbime Bin kere bıçak saplandı lütfen güzelim affet beni sende bırakma ne olursun" 

"Hyungum eğer beni sevseydin o an kurtarırsın ama sen kaçmayı seçtin o an anladım ki hyungum beni hiç sevmiyor dalga geçer benimle hep ama ben senin söylediğin her söz ağladım ben biliyor musun? Çünkü söylediğin hersey benimle dalga geçmek için anladım seni yangından önce sanki sen beni seviyormuş gibiydin hyungum ama ama sanki bunlar benim tek mutlu olduğum günlermiş gibiydi ama biliyor musun? hyungum seni çok seviyorum."

Söyledikleriyle "Bende seni bende seni çok seviyorum sana asla söylemedim bunu ama seni çok seviyorum sen benim cennet kokulumsun sen benim birtanem sen benim masumumsun sen benim güzeller güzelimsin hep seni sevmek istiyorum lütfen affet beni"dedim ellerini kaldırdı ve "bende hyungumu çok seviyorummm" dedi hemen sarıldım küçük bedenine uzun zamandır alamadığım cennet kokusunu içime çektim sanki yeniden doğmuştum...

~Bölüm sonu~

Higan / Yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin