- İkinci Bölüm: Kayıp Dosya -

269 35 16
                                    

Nihayet dersleri biten genç adam, aslında on beş dakika önce burada olması gereken kız kardeşini beklerken kampüs binasının duvarına yaslamıştı sırtını. Bir yandan telefonu tek elinde tutarken, yakın arkadaşı Navia ile mesajlaşarak hukuk fakültesinin neden onu bu kadar yorduğunu anlatıyordu.

Çok uzakta değildi Wriothesley ondan. Kasten o civara park ettiği siyah, Suzuki motoruna yaslanmıştı. O da aynı şekilde yazışarak kendi yakın arkadaşı Clorinde'e "yanına oturan güzelliği" anlatmakla meşguldü.

Derin bir nefes alan Neuvillette, telefonunu cebine koyup öfledi. O sırada tanıdık bir beden ilişmişti mavi gözlerine.

"Geciktin, yine." dedi sahte bir sinirle. Kollarını göğsünde kavuşturup somurttu ve kız kardeşine baktı.

"Sen çok ağlıyorsun." derken ufak sıçrama hareketleriyle abisine yaklaşan kız, bir yandan elindeki bez çantayı sallıyordu. Sahne sanatları bölümü, onu hiç de zorluyor gibi durmuyordu.

Neuvillette, kız kardeşinin bu tavrına ve vurdumduymazlığına karşılık gözlerini devirdi.

"Bazen beş yaşında bir çocuk bakıyormuş gibi hissetmeme sebep oluyorsun, Furina. Yürü." dedi ve elini onun sırtına koyup, hızlı hareketlerle onunla birlikte arabasına ilerlerken anahtarlarını çıkardı.

O sırada zaten bir karın ağrısı olduğu belli olan Furina, bakışlarını etrafta gezdirdi bir süre. Nihayet aradığı kişiyi bulunca Neuvillette'in kolunu dürttü.*

"Hey, prenses, şuradaki çocuğu görüyor musun?" derken kaş hareketleriyle beceriksizce Wriothesley'i işaret etmişti. Neuvillette ise onun bu söylediğiyle biraz zorlansa da kimden bahsettiğini anlamıştı.

"Evet, ne olmuş ona?"

"Çok yakışıklı, değil mi? Ne düşünüyorsun? Baksana, tek eli yeter sırtını boydan boya ölçmen için."

Onun söyledikleriyle kaşlarını çatan Neuvillette, "Ne diyorsun yine?" diye azarladı kız kardeşini. Ardından bakışlarını ona çevirdi.

"Milleti dikizlemek yerine eve gitmeyi tercih ederim, çok istersen sen burada kalabilirsin." dedikten sonra arabanın kilidini açıp koltuğa yerleşti.

"Şaka yapıyoruz herhâlde! Unuttuğun dosya ondaymış, sana verecekmiş." dedi ve kollarını göğsüne kavuşturdu Furina. "Çok gerginsin, hep bana patlıyorsun."

"Sikilmen lazım diye yorumladım."

Kaşlarını çatan Neuvillette, oturduğu koltukta başını kaldırıp Furina'ya baktı. "Doğru düzgün konuş. Seni burada bırakır giderim, yürürsün eve kadar." diye azarladıktan sonra "Ne dosyası hem bu?" diye sormayı da ihmal etmedi.

"Eyvah, dosyayı da hatırlamıyorsun, yaşlanmışsın iyice." derken elini şaşırmış gibi ağzına götüren Furina, abisinin bileğini çekiştirip onu oturduğu koltuktan kaldırmayı ve arabadan çıkarmayı başardı. "Bilmiyorum ne olduğunu, git sor işte. Hem bakarsın, biraz yakınlaşırsınız..." derken sırıtarak göz kırpmıştı.

Ardından "Hadi hadi." dedi ve abisini Wriothesley'e doğru döndürdü ve ona doğru iki adım ittirdi.

Aklından "Klasik Furina.." diye geçirerek wriothesley'in yanına gitti Neuvillette, nasıl lafa gireceğini tam olarak bilmediği için karşısında dikilmeye başlamıştı öylece.

Fakat onun geldiğini zaten fark etmiş olan Wriothesley, onun hareketlerini merak ettiği için akışına bırakmaya karar vermişti. Odağını telefonundan ayırmayı reddediyordu.

En sonunda Neuvillette, bu işin böyle olmayacağına kadar verip kollarını göğsünde birleştirerek konuştu: "Furina, unuttuğum dosyanın sizde olduğunu söyledi."

Wriothesley, telefonu tuş kilidinden kapattıktan sonra acele etmeksizin ona döndü, önceki karşılaşmalarında olduğu gibi gözlerini baştan aşağı Neuvilette'in üzerinde gezdirdi. "Evet, aklınızdan çıkmış olmalı."

Başını aşağı yukarı sallayarak onu onayladı Neuvillette. "Şu sıralar kafam fazla meşgul olduğu için yokluğunu maalesef fark edemedim, dosyayı alabilir miyim?"

"Tabii."

Bakışlarını sonunda ondan çekip çantasına yöneltti. O sırada Neuvilette'in telefonundan bir mesaj bildirimi kulakları tarafından yakalandı.

- ✧ -

Furina:
prenses ben arabayi aldim eve gexiyorum
enayi
sen de motorla gezintiye cikarain😃😃
bb

- ✧ -


Panikle arkasına dönen Neuvillette, Furina'nın çoktan gitmiş olduğunu fark edince öfledi ve saçlarını düzeltti.

"Umarım otobüs bulabilirim.." diye mırıldandı kendi Kendine, telefonunu cebine koyup Wriothesley'i beklemeye başladı. Elbette ondan, kendisini eve bırakmasını istemeyecekti.

"Hm, yanlışlıkla sızlanmanıza kulak misafiri oldum sanırım, belki de sizi ben bırakmalıyım, nasıl olsa aracı kaçırmanıza sebebiyet verdim." derken dosyayı geri çantasına koyan Wriothesley, Neuvillette'e doğru dönüp tekrar motoruna yaslanmıştı.

Başını iki yana sallayarak reddetti bu teklifi Neuvillette. "Size zorluk çıkarmak istemem, yine de teklifiniz için teşekkür ederim."

"Zorluk çıkaracak olsaydınız zaten teklif etmezdim."

Yenilgisini bunun mantıklı olduğunu düşünerek kabul eden Neuvillette, iç çekip başını aşağı yukarı salladı.

"Pekâlâ, olur. teşekkür ederim."

Yüzünde oluşan bir gülümsemeyle motora binen Wriothesley, koltukta arkaya doğru kayıp ön kısımda onun için yer açtı.

Onun önüne oturan Neuvillette'in gerginliği yüzünden okunabiliyordu. Daha ellerini nereye koyacağını bile bilmiyordu.

Onun bu gerginliğini fark eden Wriothesley, Neuvillette'in ellerini tutup yerleştirmesi gereken yere koymasını sağladı. Kalıp farkları, arka arkaya oturduklarında fazlasıyla belli oluyordu.

Yutkunup derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı Neuvillette. Ellerini koyduğu yeri sıkıca kavramıştı, sanki düşmemesi için yeterli bir önlemmiş gibi.

Wriothesley "Artık yola çıkmalı mıyız?" diye sordu ve biraz omzu hizasına yaklaştı Neuvillette'in. Neuvillette daha cevap bile veremeden, yeni bir bildirim sesi ikilinin kulaklarını doldurdu:

- ✧ -

Furina:

ben evde yok
size

iyi eglencelr👹

- ✧ -

Telefonunu çıkaran Neuvillette, bir süre sessizce mesaja baktı. İnce kaşlarının çatılmasına engel olamamıştı.

"Bu kız, gerçekten benimle dalga geçiyor."

Yağmur Kaçağı - [ WrioLette ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin