2-Tepecikli Karşılaşması

8 1 1
                                    

Arkama yaslandım ve derince esnedim. Test kitabının kapağını kapatıp ayaklandım. Yks serüveninde olan öğrencilerden biriydim. Gerçekten...sıkıcıydı.

Elime masanın üzerinde duran 2 kupayı ve boş tabağı alıp mutfağa ilerledim. Başım inanılmaz ağrıyordu. Suyu açıp bulaşıkları sudan geçirdim ve makineye yerleştirdim. Anlamsızca buzdolabına ilerledim. Kapağını açıp bir süre içindekilerle bakıştım. İyi iyi, bıraktığın gibi duruyor işte Duru.

Salona ilerleyip bir kaç turu da orda attıktan sonra içime güçlü bir nefes çekip ofladım. Çok sıkılmıştım.

"Allah'ım vallahi de billahi de çok sıkıldım ya!"

Odama döndüm ve ellerimi belime koyup bakındım. NE YAPACAĞIZ DURU, DÜŞÜN KIZIM!

Yeniden ofladım. Annemin dönmesine daha çok vardı. Sataşacak kimse de yoktu ki! Dışarı mı çıksaydım? Gözlerim pencereye kaydığında cama çarpan yağmur damlaları omuzlarımın düşmesine sebep oldu. Dünyanın en şanssız insanı kimdi? Kesinlikle biziz!

Aklıma düşen fikirle koşarak dolabımı açtım. İçinden annemin kullanmadığı için atmaya kalktığı ama benim için çok daha önemli bir amaca hitap ettiği için elinden aldığım başörtüyü çıkardım. Üçgen şeklinde katlayıp kalçamın hizasında bağladım. Bu sırada adımlarım salona dönmüştü. Elime kumandayı alıp Spotify' ı açtım, aklıma ilk gelen roman havasını dijital klavyeden girip sesi fulledim. Kibariye-Tepecikli. Harika seçim gerçekten Duru...

Yükselen melodiyle gülümsedim ve kumandayı koltuğa fırlattım. Hızla ortaya adımladım ve belimi kıvırmaya başladım. Ayaklarımla tuttuğum ritim sayesinde savrulan saçlarıma kahkaha atarken ellerimi birleştirip şıklatmaya başladım. Bizde de bir tık zihinsel problemler var gibi sanki?

Yılan gibi kıvrılan belimle yükseldiğini hissettiğim enerjim yanaklarımın al al olmasına sebep olmuştu. Yeniden kıvrılarak dizlerimi kırıp eğilmeye başladım. Bu sırada omuzlarım da ritimle hareket ediyordu. Perçemlerim dudaklarımın üzerine kapandı. Derin bir nefes vererek yüzümden savurdum. Boynumu arkaya doğru eğerek kollarımı havaya kaldırdım. Zarif hareketlerle ellerimi kıvırdım ve cilveli bir şekilde dolandırmaya başladım. Havada salınan saçlarım arkaya düştü. Yeniden kıkırdadım ve ani bir şekilde başımı dikleştirdim. Perçemlerim yeniden yüzüme savruldu.

Ayağa kalktım ve kalçamı hareket ettirmeye başladım. Daireler çizerek belimi döndürdüm. Ellerim saçlarıma tırmandı. İki yandan elimle bir kısmını birleştirdim ve ritimle önce sağ sonra sağ kalçamı hareket ettirdim. Ardından kalçamla yeniden daire çizdim ve televizyon birden kapandı. Nefes nefese kalmış bir şekilde ellerimi indirdim. Elektrik mi gitmişti. Saçlarımı yüzümden çektim ve ışığa adımladım. Gündüz olduğu için gidip gitmediğini anlamamıştım. Düğmeye bastığımda yanmayan ışıkla ofladım. Ne demiştik; dünyanın en şanssız insanı kimdi?

Al al olan yanaklarımın beyaz tenimde ışık gibi parladığına emindim. Göğsüm hızla inip kalkarken belimdeki başörtüyü çözdüm. Yavaş adımlarla odama döndüm katlayıp yeniden dolabın içine bıraktım. Uyku bastırmıştı. Elektrik geldiğinde boşa çalışmaması için televizyonun fişini çekme düşüncesiyle salona döndüm. Kaşlarım çatıldı. İçerisi cehennem gibiydi. Yüzüme vuran ılık atmosfer beni daraltırken üzerimdeki yarım atlete rağmen terlediğimi hissettim. Peteğin derecesi mi yüksekti?

Adımlarım pencerenin önündeki peteğe döndü. Derecesi gayet normaldi. Öyleyse burası neden alev alevdi? Yutkundum. Pencereyi arkasına kadar açtım ve derin bir nefes verdim.

Anlamlandıramasam da üzerinde durmadım. Koltuğa kıvrıldım ve sırtımı kapıya dönüp gözlerimi kapattım. Yorulduk be Duru!

--------------------

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

-ZARİYA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin