2. Bölüm: YARA

232 115 126
                                    

            "Geçmiş'in Tekrardan Varoluşu"

Yıllar önce çektiğim acıları unuttuğumu sanarken, bugün onlar tarafından tekrardan öldürülüyor'dum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıllar önce çektiğim acıları unuttuğumu sanarken, bugün onlar tarafından tekrardan öldürülüyor'dum. Sanki hiç geçmemişçesine acıyordu her yerim, onun kirli parmaklarını hissediyordum vücudum'da, sakalları batıyordu yanağıma sanki, midem bulanıyordu ama acıyordu, duyuyorum o küçük kızın çığlıklarını, "acıyor baba çok acıyor" diye bağırıyordu cılız ve korkak sesi, canı çok acıyordu biliyordum ama onu kurtaramıyordum oradan, ben o küçük kız çocuğunun yaşadıklarını biliyordum ama kurtaramıyordum onu işte.

Canı acıyor, kurtulmak istiyor, yardım bekliyor, "anne canım acıyor" diye bağırıyordu o küçük kız çocuğu ama oda biliyordu annesi onu hiç kurtarmamıştı. Çünkü annesi de korkuyordu babasından, olmuyordu dayanamıyordu, biliyordum bayılacaktı birazdan "anne, anne, anne" diye sayıklayarak acı çeke çeke bayılacaktı birazdan.

Tıpkı o günlerde olduğu gibi acıyordu her yerim, tıpkı o günlerde olduğu gibi hissediyordum onun parmaklarını vücudumun her yerinde, saçlarımı okşuyor, yüzümü seviyor, bacaklarımı okşuyordu. Midem bulanıyor, gözüm kararıyor ve çok acıyordu "baba yapma canım acıyor" diye bağırıyordu o küçük kız çocuğu ama oda biliyordu fayda etmiyecekti ağlayışları, yalvarışları, haykırışları, yardım çığlıkları fayda etmicekti onu hiç kimse kurtarmicaktı.

Babası ona onu çok sevdiğini söylerdi, buna inanırdı hep, bir gün sormuştu babasına çocuk aklı ile "babalar kızlarının canını acıtmaz ki baba, sen benim canımı acıtıyorsun, neden?" Demişti, babası ise "benim hiçbir suçum yok güzel kızım bütün suç senin, hem tüm babalar kızlarını böyle sever, bende seni böyle seviyorum" o gün inanmıştı o sözlere, demek ki tüm babalar kızlarını böyle seviyor diye düşünmüştü çocuk aklı ile, ve yine inanmıştı o adama, güvenmişti, o adamın aslında gerçek babası olmadığını bilmeden hemde, çok acı çekmişti, canı çok yanmıştı ama kurtulmuştu hani, bitmişti herşey, şimdi tekrardan var oluyordu o küçük kız çocuğu, unuttuğunu sanmıştı, geçti diye düşündüğü yaraları vardı, oysa sadece kabuk bağlamıştı o yaralar, şimdi ise kabuğu kalkmıştı ve tekrar kanıyordu yaraları, peki bu yaralara tekrardan nasıl dayanıcaktı? Nasıl olucaktı bilmiyordu ama dayanmak zorundaydı.

Hastane, Büşra'nın Anlatımı ile;

Efnan'ın bayıldığını duyunca apar topar hastaneye koştuk. Ben, Doğan ve Asaf üçümüz de hastane koridorunda Efnan'nın ayılmasını bekliyorduk, neden bayıldığı hakkında üçümüzün de hiçbir fikri yoktu. Doktor travma sonucu meydana gelen bir tepkime olduğunu ve bu yüzden bu kadar uzun süre baygın kaldığını söyledi, nasıl bir travma olduğunu üçümüz de az çok tahmin edebiliyorduk ama bu yıllar önce olan ve kapanan bir konu, diye düşünüyordum şimdiye kadar, peki bu travmayı tetikleyen şey neydi? Şuan hepimizin aklında bu soru döndüğüne yemin edebilirim.

Doğan ile Asaf araştırıyorlardı ama benim içimden bir ses bunun geçmiş ile bir ilgisi olduğunu söylüyordu, bir bağlantı olmalıydı çünkü eğer bu geçmiş ile ilgili bir travma olmasaydı daha önce de yaşanması gerekiyordu ama yıllar sonra ilk defa bugün oldu, birşey yaşanmış olmalı ona geçmişi hatırlatıcak herhangi birşey ama ne? Bunu Doğan ile Asaf'a da anlattım ve onlar da benimle aynı fikirdeler, ikisi konuyu araştırıyorlar'dı ama bize net ve kesin bir bilgiyi ancak Efnan verebilirdi bunun için de önce uyanması lazımdı.

Gecenin pençesindeki ruh Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin