˚˖𓍢ִ໋6

206 24 3
                                    

BABA OLDULAR😓😓😓🫶🏻🫶🏻🫶🏻

IYI OKUMALLAAARRRR!!

──★ ˙ ̟💐 !!

March

"Aşkım, kızımız üstüme kustu!"

Ben içeride bez ve ıslak mendil ayarlarken kızımın gazını çıkarmaya çalışan Jeongguk, bir anda ağlamaklı bir sesle bağırdı.

Elimdeki eşyaları koltuğa bırakıp Chaewon'u eşimin kucağından aldım ve, "Git üstünü değiştir." dedim sakince. İkimiz de ilk kez baba olmuştuk ama Jeongguk benden daha stresliydi. Her şeyi mükemmel yapmaya çalışıyor, bunun verdiği gerginlikle de fazlasıyla panikliyordu. Yine de çok güzel bir babaydı. Ben ise onun tam tersi, fazlasıyla sakindim ve her şeyi akışına bırakıyordum. Yine de çok güzel bir baba olduğumu düşünüyordum.

Jeongguk üstünü değiştirmeden, yarı çıplak bir şekilde salona girdiğinde ağzım bir karış açıldı. "Jeongguk ya şu kusmuklu tişörtü giy ya da git başka bir şey giy. Çocuğun önünde niye soyunuyorsun ya!" diye mızmızlandım. Onun önünde laflarımıza bile dikkat etmemiz gerekiyordu çünkü o bizim küçük versiyonumuzdu ve aynamız gibiydi. Küçük bir bebeğin önüne yarı çıplak çıkmak ise fazlasıyla uçuk bir fikirdi. "Yavrum kızımızın tek sıkıntısı benim çıplak üstüm değil bence. Baksana, gözünü açamıyor daha." dedi dudağıma kondurduğu öpücükler arasında.

Rolleri mi değiştirmiştik? Benim sakinliğim ona, onun paniği ise bana geçmiş gibiydi.

Chae içi çıkarcasına ağlarken, bezini çıkardım ve ıslak mendille güzelce sildim. Temizleme, bezi takma derken başımı bile kaldırmamıştım ve böyle olunca salonu toparlayan Jeongguk'u da fark edememiştim. Ancak işimi bitirip kirlileri çöpe attıktan sonra salona girerken görebilmiştim düzeltilen salonu. Jeongguk en son yastıkları da düzeltip Chae'yi kucağına alırken, "Aşkım! Teşekkür ederim, seni çok seviyorum!" diyerek boynuna atladım. Kızımı sıkıştırmak istemediğim kadar Jeongguk'a da sarılmak istiyordum bu yüzden epey zorlanmıştım ama bununla yetinmen gerekiyordu.

Bebeğimin gözleri yavaş yavaş kapanırken Jeongguk işaret parmağını dudağına götürüp "Şşh!" dedi ve sessiz olmam için uyardı. Kızımız o kadar yorgundu ki Jeongguk'un attığı iki adımda uyuyakalmıştı. Normalde bizim odamızda uyumalıydı ama bizim ne odaya gidecek, ne de kontrol etmek için sürekli odaya çıkacak hâlimiz vardı. Bu yüzden Jeongguk onu buraya taşıdığımız beşiğine bıraktı ve uyuyup uyumadığından emin olunca beşiğin başından ayrıldı. Koltuğa ilerlerken ikimiz de aynı anda dik duran omuzlarımızı düşürdük ve derince iç çektik. Gerçekten yorgunduk.

Jeongguk bu yorgunlukla yavaş ve sessizce koltuğa uzanıp üstüne yatmam için beni çağırdı. Artık gün geçtikçe daha da düzelen bir karnım olduğu için bu pozisyonda uyumak hiç zor değildi ve omega olmayı sevindiren en büyük özelliklerdendi. Vücudum kendini çok çabuk iyileştiriyordu. Ayrıca hızlı metabolizmamı da işin içine katarsak, hamilelik sırasında aldığım kiloları kolayca verebiliyordum.

Jeongguk uzandığı yerden bacaklarını araladı ve benim bacaklarımı tamamen esir aldı. Her ne kadar buna gülmek istesem de kendimi tuttum ve kollarımı eşimin boynuna sardım. Onun elleri anında belime giderken başımı boyun girintisine gömdüm, burnunu saçlarıma yaslayıp orayı koklamaya başlaması ise çok sürmedi. İkimiz de tek gözümüzü ve kulağımızı beşikte tutarak öylece uyuyakalmıştık.

+++

Gözümü açtığımda yatağımızda tek başımaydım ve alt kattan ağlama sesleri geliyordu. Jeongguk muhtemelen Chaewon uyandığında daha fazla uyumam için beni yatağa taşımış ve kızımızla tek başına ilgilenmeye çalışıyordu. Bu beni 32 diş gülümsetse de çok fazla düşünmeye zamanım yoktu çünkü bebeğim gerçekten boğazı patlayacak kadar şiddetli ağlıyordu.

bonheur, tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin