OPERA BİNASI
Salondaki herkes çok şaşırmıştı. Sadece bir kişi Devlet Operası'nda bale yapabilecekti ve bu kişinin okulun baş balerini olan Alya'nın olacağı besbelliydi. Dahası ikinci seçilen kişi Alya'nın ikiz kız kardeşiydi.
Alya ilk şaşkınlığını yendiğinde Asya'ya döndü. Yüzünden gülümsemesinin silinmesini istemiyordu. Kardeşi için sevinmişti aslında. Bir kez daha beraberlerdi. Hayatları boyunca ikisi de hep aynı şeylere sahip olmuşlardı ve Devlet Operası'nda balerinlik de bu şeylerden biri olmuştu.
Asya da çok şaşırmıştı. Hep kardeşinin ön planda tutulduğunu düşünürdü. Bugün de pembe elbisesini ona vermiş ve nereden bulduysa daha güzelini kendisi giymişti. Dile getirmeye utanıyordu ama kız kardeşini kıskanıyordu. Şaşkınlığı geçince o da ağzı kulaklarında platforma çıktı, kız kardeşini geçerek Simay Akar'ın sağında durdu. Yan gözle Alya'yı süzdü. Kesinlikle ondan daha özgüvenli duruyordu. Ayrıca o çok gergin gülümsüyordu, sanki her an kopabilecekmiş gibi. "Gülümsemem de onunkinden daha iyi." dedi kendi kendinde. Çenesini kraliçe edasıyla kaldırdı, "Herkes biliyor kimin daha iyi olduğunu."
Haksız sayılmazdı. Eğer Devlet Operası'na seçilecek kişi için Bale Okulu'nda oylama yapılsaydı şüphesiz Asya seçilirdi. O herkesle arkadaştı."Birce denen o uyuz bir aksilik çıkarırdı yine ama neyse, sonuca bakalım biz... Maalesef tekrar kız kardeşimle birlikteyim." Kendini herkese kanıtlamalıydı Asya, en iyisinin kendisi olduğunu göstermeliydi. Fakat bu akşamki gösterilerinde baş balerin olmadığı halde Simay Akar'ın ilgisini çektiğine göre Devlet Operası'nda Alya'yı geçme ihtimali de çok yüksekti. Yüzüne hırs dolu bir ifadenin yayılmaması için çabaladı.
"Alya ve Asya'nın önleri açık. Onlara güveniyorum." diye devam etti Simay Akar "Şimdi bunu kutlamanın zamanı geldi bence. Hee bu arada... 16. Kuruluş Yıl Dönümü'nüz kutlu olsun Badeciğim. Nice senelere."
Salondan bir kez daha alkış sesleri geldi. Tabii ki yine nazik ve alçak sesliydi. Simay Akar kürsüden çekildi ve platformdan indi. Asya ve Alya'nın arkasındaki küçük orkestra klasik bir müziği çalmaya başladı.
Alya, Asya'ya dönüp gülümsedi ve kısık sesle "Tebrik ederim." dedi. Asya'nın da aynısını yapmasını beklemişti ama o oldukça soğuk bir ses tonuyla "Ben de." dedi ve Alya'nın yüzüne bile bakmadan platformdan indi. Asya Simay Akar'ın kendisini övmemesine alınmıştı. "Alya'yı bir sürü övmüştü ama." Tekrar anne babasının yanına gitti ve kollarını çaprazlayarak somurtup durdu.
Alya da Asya'nın somurtmalarına üzülmüştü. Sonuçta o Alya'nın kız kardeşiydi. Onun üzülmesini istemezdi. Platformdan inip ailesinin durduğu masaya gidecekken Birce geldi ve onu kolundan çekiştirerek az önce durduğu masaya götürdü.
"Vee günün şampiyonuu!" diye hafifçe bağırdı Birce.
"Şampiyonluğu paylaşması gerekti." dedi Bade Hanım. Biraz sinirli göründüğü Alya'nın gözünden kaçmamıştı.
"Bence böylesi daha iyi oldu. Annemle babam Asya'yla bir arada olacağımıza sevinmişlerdir." dedi Alya yumuşak bir edayla.
"Babanı bilemem ama annenin Asya'nın da seçildiğine çok memnun olduğunu görebiliyorum. Hatta senin seçilmenden biraz daha memnun gibi." dedi Birce gözlerini imalı imalı açarak.
Bade Hanım kızının kolunu dürttü ve işaret parmağını dudaklarına götürerek sus işareti yaptı.
"Ne olursa olsun, çok başarılıydın Alya, tebrik ederim." dedi Birce'nin babası.
"Teşekkür ederim." Alya, yanaklarının al al olduğuna emindi. Gözlerini masadakilerden çevirerek yere dikti. Tam ne yapacağını bilemediğinden ailesinin yanına gitmek için müsaade isteyecekti ki Bade Hanım kolunu omzuna koydu ve "Az daha unutuyordum." Diğer eliyle Birce'nin öbür yanında duran adamı gösterdi, "Bu benim kardeşim Burak." şimdi de elini İpek'e doğrulttu "Bu da Alya. Onu kızım olarak görürüm." Birce, Alya'ya bakarak gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Şehrin İnsanları #Wattys2015
Novela Juvenil"Bu yaz çok güzel geçecek!" dedi Asya neşeyle. "Ya ne demezsin!" "Alya... benim için yaptıklarını biliyorum ama böyle yapma... lütfen." "Ne yapmamı bekliyorsun? Hiçbir şey olmamış gibi davranmamı mı? Üzgünüm ama hayatımı mahvettikten sonra yapamam."...