OPERA BİNASI
Alya, soyunma odasında daha fazla durup başka bir konuşmaya daha şahit olmak istemedi. Odanın kapısını yavaşça açtı ve ayakkabıları ses çıkarmasın diye parmak uçlarında yürüdü. Koridorun köşesinden dönüp çıkış kapısına varacaktı ki birisi arkasından seslendi, "Alya? Bir yere mi gidiyorsun?"
"Bende şans olsa zaten," diye söylenerek arkasını döndü Alya.
"Bir yere gittiğimi de nereden çıkardın? Ben sadece... ımm... şey... hava alacaktım."
"Hava mı alacaktın? Bunun için mi üstünü değiştirdin."
"Aslında ben dışarıda hava alırken babamların da kutlamadan veya sizin kesimin deyişiyle 'davetten' ayrılmalarını umuyordum."
"O zaman boşuna elbiseni değiştirmişsin çünkü ailen pek de 'davetten' ayrılacağa benzemiyor."
"Ben de onlar gelene kadar dışarıda beklerim öyleyse, ne yapayım?" dedi Alya arkasındaki çıkış kapısını işaret ederek.
"Kaçıyorsan arka kapıyı kullanman iyi olmuş."
"Ne kaçması? Kim kaçıyor?"
"Korkma, korkma. Kimseye söylemem. Sırrın bende güvende." dedi Burak ve bir gözünü kırptı. Dönüp gitmeye koyuldu ama Alya'nın meraklı anına dek gelmişti ve bundan öyle kolay kurtulamayacaktı, "Sonuçta az önce rezalet çıkardım, değil mi? Kaçmam daha iyi olur." dedi Alya imalı imalı.
Alya, soyunma odasındayken Burak'ın başka biriyle yaptığı konuşmaya kulak misafiri olduğunu bilmesini istiyordu. Burak biraz bekledikten sonra Alya'ya döndü. Yüzünde hiçbir şey anlamamış gibi bir ifade vardı ama Alya, Burak'ın gözlerinin endişeli göründüğünün farkına varmıştı.
"Tam olarak rezalet değildi fakat bir süre ortalarda görünmemen daha iyi olabilir. " dedi Burak sakince.
"Keşke ben de biraz önceki bayan gibi rezalet çıkarmadan gitseydim, değil mi?" dedi Alya. Neden bilmiyordu, ancak giden kadının kim olduğunu deli gibi merak ediyordu.
"Neden bahsediyorsun Alya?" dedi Burak gülerek.
"Deminki bayandan bahsediyorum. Kimdi o? Seni sorguluyorum falan sanma. Ama çok merak ediyorum ve eğer öğrenemezsem çatlarım. Lütfen söylee. Kimdi o?" dedi Alya bir çırpıda.
"Hiçkimseydi... Kutlamayı mahvetmek isteyenlerden biriydi işte."
Alya, tam ağzını açacakken Birce arka kapıdan hızlıca girdi ve daha önüne dönüp Burak'la ikisini görmeden "Alya, gelmiyor musun?" dedi. Döndüğünde ise abartılı bir şekilde şaşırdı ama tepkisini sessizce verdi, "Aa dayı, ne işin var burada senin?"
"Demin aynı konuşmayı Alya'yla yaptık. Konuya hakim ona sor." dedi Burak sağ gözünü kırparak, "Benim Bade'nin yanına dönmem gerekiyor."
Alya "Dur, daha konuştuğun kadının kim olduğunu öğrenemedim." diyemeden Burak hızla onların durduğu yerden uzaklaştı.
"Sağol Birce (!)" dedi Alya.
"Ne oldu ya? Ne yaptım şimdi ben?"
"Tam bir şey öğreniyordum ki sen damladın."
"Hadi ya," dedi Birce yarı üzgün yarı kırgın bir sesle. "Ne oldu ki? Neyi öğrenecektin?"
"Burak'ın-" Alya bildiği her şeyi söyleyecekken kafasına dank etti. Ya Burak'ın bir sırrı varsa? Bunu yeğeni de olsa Birce'ye söylemesi hoş olmazdı. Cümlesini yarım bıraktığı için Birce ona dik dik bakıyordu. Kızın koluna girdi ve dışarı çıkardı. "Ben şeyi merak ediyordum..." haydi Alya zorla beynini, uydur bir yalan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Şehrin İnsanları #Wattys2015
Ficção Adolescente"Bu yaz çok güzel geçecek!" dedi Asya neşeyle. "Ya ne demezsin!" "Alya... benim için yaptıklarını biliyorum ama böyle yapma... lütfen." "Ne yapmamı bekliyorsun? Hiçbir şey olmamış gibi davranmamı mı? Üzgünüm ama hayatımı mahvettikten sonra yapamam."...