0.1

754 27 18
                                    

Selam, yeni kuruma hoş geldiniz... Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum atmayı unutmayınnn!^^

.............................................................

Denizin beni çalıştığı kafeye çağırmasıyla hızla evden ayrıldım. Önemli bir konu hakkında konuşacakmış. Kafeye geldiğimi gördüğüm tabeladan anladım. Kafeye girince gözlerim ilk Denizi aradı. Onu görmeme bir baş selamı verip ona doğru ilerledi. Yüzünde güller açıyordu resmen.

"Pişt, noldu yüzünde güller açıyor. Yoksa gene mi birisiyle flörtleşmeye başladın.?" dedim alayla.

"Eda, sana iş buldum!" nE!

"Ne, bak şaka yapıy-" sözümü kesti.

"Hayır hayır! Gel anlatayım geç bir tane masaya." başımı salladım.

"Ee anlat bakalım." derken kahvelerimiz de gelmişti.

"Bir kız çocuğuna bakacaksın. Annesi yıllar önce aldatmış kızın babasını, yani Kaya Özyılmaz. Bak, hayallerinde ki gibi!" Bir saniye bir saniye ikinci bir şok geliyor. Kaya Özyılmazmııı!

"Hiii Kaya Özyılmaz mı?"

"Evet neden bu kadar şaşırdınki?"

"Kızım, o adam dünyaca ünlü stlistlerden."

"Oha vallaaa mı?"

"Evet."

"Tamam."

Evet, gelelim benim kim olduğuma.. Ben Eda Başar. 22 yaşındayım, ailem ise... Ailem ben daha yeni doğduğumda hastaneye bırakıp kaçmışlar. Ve beni hastane de Deniz ve ailesi bulmuş. Denizde benden önceki gün doğduğu için hastanedelermiş. Şuan Denizle birlikte aynı üniversitedeyiz fakat bölümlerimiz farkli. Ben "Çocuk Psikolojisi" okurken Deniz ise "Aşçılık ve Uluslararası Yemekçilik" okuyordu. Tabii ben keman aşığıyım da. Tabii bu Deniz için aynı şey değil, o piyano sever. Ve de ikimizde aynı evde kalıyorduk. Bundan dolayı da ailesi İzmir de yaşarken biz İstanbul da kalıyorduk. Bende kendime iş arıyordum - ki Deniz benden önce bulmuştu..

"Of tamam Deniz gideceğim görüşmeye."

"Ta-mam o zaman bende görüşme tarihini bugün saat.... 17:30'a alıyorum." dediğinde başımı salladım.

"Adam cevap verdimi ?"

"Yazıyor.... Aha cevap yazdı, 'Uygundur. Saat 17:30' ta menekşe parkta buluşalım. İyi günler. ' yazmış knk." dediğinde hızla saate baktim. Saat 17:02ydi.

"Lanka ben çıkıyorum. Bir şey olursa haber verirsin, kahve harika olmuş ellerine sağlık. Görüşürüz." diyip yanağına öpücük kondurdum o da gülerek;

"İyi şanslar, görüşürüz."

.......................

Parka geldiğimde bir tane masalı banka oturmuş bekliyordum. Saat 17:30 du. O an önümde hareketlilik hissettim. Oraya baktığım da karşımda tüm asaletiyle Kaya Özyılmaz duruyordu..

"Merhabalar Kaya bey." baş selamı verip dudaklarını araladı.

"Kızım, Marin Özyılmaz. Onun kalbi çok yaralı." dediğinde nefesini verdi, dişlerini sıktı. "O yüzden onun tek bir kılına zarar gelirse tüm dünyayı yakarım. Hele ki senin yüzünden eğer!" sesi çok ürperti veriyordu. Son cümlesini söylerken yerimde sıçradım.

"A-anlıyorum efendim. Zaten benim söyleyeceğim bir şey yok. Her şey dosyanın içinde." evet, benim canım kankam her şeyi ayarladiği gibi de dosyayı bile halletmiş.

Dosyayı açıp bir gözden geçirirken bir yerde gözleri takılı kaldı. Şaşkınlıkla bakıyordu. Kaşlarımı çattım.

" Neden aile alanı boş? "diye sorunca ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Ailemin ismi veya şahsı herhangi bir konuda geçse dahi hep böyle oluyordu. Hayır, ağlamayacağım bu sefer olmaz.

" Ee şey ailem olmadığı için boş. Dediğimde ağzımdan bi hıçkırık daha kaçmıştı. Hızla elimi ağzıma baskı yaptım.

" Özür dilerim, belki haddim değil ama neden ailen yok. " dediğinde yutkundu dolan gözlerimi kaçırmıştım.

" K-kaya Bey ailem ben doğduğum gün beni hastanede bırakıp gitmişler. Terketmişler." dediğimde başını salladı. Sanırım konudan rahatsız olduğumu anlamış gibi konuyu değiştirdi.

"Tamam, yarın gel başla bir hafta süre zarfı veriyorum, o bir haftada kızımla anlaşabiliyormusunuz yoksa anlaşamıyormusunuz onu ölçeriz. Ne dersiniz?" başımı salladım.

"Peki siz nas-" demeye kalmadan bir görüşürüz bile demeden çekip gitti. Şaşkınlıkla arkasından baktım. Bende amaaan boşveeerr diyip yüremeye başladım.

.......................

Eve geldiğim gibi kısa bir duş alıp pijamalarımı giydim. Parktan ayrıldıktan sonra kendime bir kaç alışveriş yapmıştım ve tabiki Denizimde. Eve geldiğimde saat 19:47ydi. Şuan saat 21:09 idi. Deniz uyuyordu. Kız resmen yorgunluktan ölmüştü. Telefonumu alıp yatağıma geçtim. Ve gelen bildirimlere baktım. Ve arada bir tane bilinmeyen numaradan mesaj vardı.

+0536*******: Selam, ben Kaya Özyılmaz.

+0536*******: ~Konum~

+0536*******: Yarın saat 8:30 da, attığım konumda ol.

+0536******* numarası, 'Hayatı İş Olmuş Bey' olarak değiştirildi.

İçimden kıkırdayarak 'Kaya değil taş' mübarek diyordum.

Eda: Merhaba, Kaya Bey.

Yarın saat 8:30 da, attığım
↪️ konumda ol.
Peki Kaya bey, İyi günler.

Hayatı İş Olmuş Bey: İyi günler Eda.

✔️✔️

Telefonu kapatıp odamdan çıktım ve mutfağa ilerledim. Mutfaktan bir bardak su alıp içtim ve derin bir nefes aldım. Yarın hakikaten çok zorlu bir gün olacaktı. Bardağı tezgaha bırakıp odama çıktım. Ve kendimi yatağa bıraktım, zaten uyku beni kendine çekmişti...
.
.
.
.
.
.
Selamm. Nasılsınızz? ^^
İlk bölüm olmuşmu sizce? ^^
670 kelime pufff^^
Nys aşklarım görüşürüzzz^^

BEBEK BAKICILIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin