0.3

440 18 13
                                    

Bir anda durmamla kapı pervezına yaslanmış Kaya beyi görmem bir olmuştu.

nE

Gazamız mübarek olsun gardaşlar.

"K-kaya bey, ne zaman geldiniz?" utançtan kızarmış yanaklarımı saçlarımla örttüm.

"Bu da oyununun parçası öyle değil mi?" Şaşkınlıkla ona baktım.

"Anlamadım?"

"Anlamamazlıktan gelme. Buraya Marin için gelmedin, öyle değil mi?" dedi alayla gülerek. Anlamıştım ne dediğini, ona doğru volta atmaya başladım.

"Ne diyorsunuz siz Kaya bey. Ben kızınız Marine bakacağım ve işim bitince buradan def olacağım. Haddinizi bilin!" Alayla güldü.

"Yemezlar, bu numaraları. Bir hafta! Sadece bir hafta sonra, buradan gideceksin!" derin bi nefes verdim. Kimsenin istemediği gibi, buraya da ait değildim.

"Peki Kaya bey, siz nasıl isterseniz." diyip bir şey demesine izin vermeden yanından ayrıldım.

Adama bak yaa gelmiş karşıma, afra tafra yapıyor. Çokta tın. Ne bu 'ego tavan' havaları. Tövbe tövbe.

Koridorda lavaboya doğru ilerledim. Karşımda lavaboya görmeme duraksayıp kapıyı çaldım.

"Bebeğim, benim Eda. İyi misin, neden gelmiyorsun içeri?"

İçeriden ses gelmiyince endişelendim tabii.

"Marin içeri giriyorum, haberin olsun." kapıyı açmamla karşımda ağlayan minik bebeğimi görmem bir oldu. Hemen onu kucağıma alıp sardım.

"Hey hey. Niye ağlıyorsun?"

"Şey sifonu çekemedimde, ondan." hüzünlü bir gülümsemeyle ona baktım.

"Bana söyleseydin ya. Ben çekerdim sifonu tatlı kelebek."diyip Marini kucağımda indirmeden sifonu çektim.

"Ellerini yıkadı mi bebeğim?" başını salladı sadece. ".. peki o zaman, kurabiye yapmamda yardım etmeye ne dersin?" hızla ellerini çırptı.

"Eveeett çok isteyim Eda abya."

Başımı sallayıp Marinle beraber lavabodan çıktım. Koridorda yürümeye başladım. Merdivenden inip aşağıdaki mutfağa geçtim. Ve sonra Marinin tezgaha oturttum.

"Eveeet bebeğim, şimdi hamuru hazırlayacağız. Ve sen istediğin şekerlemeyi ve şekerlemeleri içine koyarsın." başını salladı.

Başlasın maraton bakalım.

Gazamız mübarek olsun a dostlar.

..........

Kaya Özyılmaz'dan...


"K-kaya bey, ne zaman geldiniz?" utançtan kızarmış yanaklarını saçlarıyla örttü. Ama yanakları çok tatlı ve sek-

Ne diyorum ben ya, tövbestafirullah. Kendine gel Kaya!

"Bu da oyununun parçası öyle değil mi?" dedim alayla. Şaşkınlıkla bana baktı.

"Anlamadım?"

"Anlamamazlıktan gelme. Buraya Marin için gelmedin, öyle değil mi?" çok mu üzerine gittim acaba?

"Ne diyorsunuz siz Kaya bey. Ben kızınız Marine bakacağım ve işim bitince buradan def olacağım. Haddinizi aşmayın!" Alayla güldüm.

"Yemezlar, bu numaraları. Bir hafta! Sadece bir hafta sonra, buradan gideceksin!" derin bi nefes verdi.

"Peki Kaya bey, siz nasıl isterseniz." diyip ben tam ağzımı açacaktiımki odayı terk etti.

BEBEK BAKICILIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin