Sabah boynumun ağrısıyla uyanmıştım. Dün gece televizyon izlerken koltukta uyuyakalmış olmalıydım, boynum tutulmuştu. Saate baktığımda saatin 1 olduğunu gördüm, hızlıca ayaklandım. Anca hazırlanırdım.
Hızlıca duş aldım, kıyafetimi giymeden önce kızıl saçlarımı kurutup şekil vermiştim. Boyası bulaşırsa sıkıntı olabilirdi. Saçımı hallettikten sonra dolabımın önüne geçtim ve ne giyceğimi seçmeye başlamıştım. Dolabımdan gözüme kestirdiklerimi alıp üzerime geçirmiştim. Her zamanki gibi hafif bir makyaj yapmıştım son kez aynada kendime baktığımda güzel göründüğüme karar vermiştim.
Üzerime kısa ve dar çiçekli günlük bir elbise giymiştim. Ayağıma beyaz sneakerlarımı geçirip bej rengi tozluklarımı bileklerimden geçirmiştim. Son bir kez aynaya baktıktan sonra saate bakmıştım. Saat daha 2.30'tu, yarım saatim daha vardı.
Mutfağa geçip bir şeyler atıştırıyorken. Telefonumun çalma sesini duymuştum, arama annemden gelmişti. Annem en büyük destekçilerimdendi, o Muğla'da olmasına rağmen İstanbul'a geldiğimden beri en az iki hafta da bir İstanbula geliyordu ama bu aralar babamın sağlık sorunlarından dolayı uzun zamandır görüşmüyorduk. Gülümseyerek hemen telefonu açtım.
"Alo, annecim nasılsınız?"
"İyiyiz kızım, babanla yazlığa geçtik, oturuyoruz burda."
"Babam nasıl oldu? İyi mi şuan?"
"İyi iyi çok şükür, çok yorulmaması gerektiğini söyledi dün doktor. Kendisine sorsan turp gibi yazlığa gelelim diye ısrar etmesem şirkete geçicekti. Valla baş edemiyorum bu babanla."
Babamın çocukluk arkadaşıyla beraber kurduğu bir nakliyat firması vardı. Kendileri kurup buraya kadar getirdikleri için bebeği gibi bakardı babam o şirkete.
Ufak bi kahkaha attım "Ben konuşurum onla yormasın kendini o."
"Boşver canım şimdi babanı biz hallediyoruz bi şekilde asıl sen napıyosun?"
Annemle yaklaşık 15, 20 dakika konultuktan sonra telefonu kapatmıştım. Aşağı inip Arden'i beklemeye başlamıştım.
Bi kaç dakika bekledikten sonra üzerime birşey almadığım için pişman olmuştum. Ben yukarı çıkıp üstüme bir şeyler almayı düşünürken önüme bir araba durmuştu. Arden mi acaba diye düşünürken camdan içeri bakmaya çalışıyordum ama güneş çarptığından içerisini göremiyordum. En sonunda arabanın içindeki arabanın camlarını indirdiğinde Arden olduğunu anlamıştım. Direkt camları açsa nolurdu ki? En azından bu kadar çaba sarf etmezdim. Arabaya biraz daha yaklaştım kafamı eğilerek onun kafasına hizalayıp konuşmaya başladım.
"Hava soğukmuş, iki dakika bekle üzerime bir şey alıp geliyim hemen."
"Gerek yok, bende var. Zaten gideceğimiz yer kapalı bir yer."
Nasıl yani sadece bir şeyler yiyip eve mi dönücektik? Ben Celal Bey'in söylediği gibi beni biraz dolaştırır diye düşünmüştüm ama.Ben arabanın önünde dikilmeye devam ederken
"Hadi bin arabaya daha fazla üşümeden."dedi, zoraki bir gülümsemeyle arabanın diğer taraftaki kapısına doğru ilerleyip yolcu koltuğuna oturdum. Arabalardan çok anlamazdım ama lüks bir araba olduğu kesindi.
Araba daha soğuktu. Arabaya bindiğimde ister istemez titremiştim, o da bunu farketmiş olucakki arabanın klimasını açmıştı. Ellerimi klimanın sıcak hava üfleyen tarafına doğru tutup birbirine sürtüyordum ve arabanın çalışmasını bekliyordum.
"Neyi bekliyoruz?"
Kemerimi işaret ederek "Kemerini takmanı" dedi. Normalde arabada kemer takmazdım. Bu yüzden birkaç saniyeliğine afallamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/365156476-288-k660155.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu | GxG
Teen Fiction"Bundan sonra, babamın yapımcısı olduğu dizilerle alakası olup olmadığını bilmediğim kimseyle sevişmeyeceğim! Başıma gelmeyen kalmadı amk."