Bölüm 7.

2.6K 71 28
                                    

~Samet~

Yemek salonunda kardeşlerimle beraber oturmuş yemeğin servis edilmesini beklerken telefondan dosyaları son bir kez kontrol ediyordum.

Hizmetçiler işlerini bitirip dışarı çıkarken içeride tek bir kız kalmıştı. Sanki bilerek haraketlerini olabildiğince yavaşlatıyordu. Servis arabasından şarap şişesini alıp masaya yaklaştı. Şişeyi açıp bardağımı doldurmak için eğildiği sırada telefonumu masaya bırakıp ona döndüm.

"Adın ne?" Sorduğum soruyla hemen heyecanlanmıştı. Bunu şişeyi tutan elinin titremesinden anlamıştım.

"Masal efendim." Az önceki heyecanını bastırmış cilveli şekilde cevap vermişti.

"Güzel."dedim başımı anladığımı belli edercesine sallarken. "Masal, Asel nerede?"

Kızın yüzü anında düştü hafifçe yutkunup masa başındaki kardeşlerimi gözden geçirdi. Yüzlerinde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama morali daha da bozulmuş bir şekilde gözlerini gözlerime dikti.

"Mutfakta efendim." Sesi o kadar cılız çıkmıştı ki beş dakika öncesinde resmen vücudunu bize sergileyen, dikkatimizi çekmek için şekilden şekile giren kızdan eser kalmamıştı.

"Geri götür. Asel getirsin."dedim şarabı kast ederek. Bu sefer konuşurken ona değil çatal ve bıçağımla küçük parçacıklara ayırdığım etime bakmıştım.

Afallamıştı. Birkaç saniye öylece durdu. Ardından masaya bıraktığı şişeyi de alarak kapıya doğru ilerledi.

"Masal."dedi masa başındakilerden biri. Sesinden Erhan olduğunu anlamıştım ama yine de başımı kaldırıp ona baktım. Oysa birşey söylemek yerine bakışlarını kızın eteğine dikti. Hepimiz Masal gibi gözlerimi siyah eteğe indirdik. Asel'in eteğini görmüş olacak ki dizlerinden bir parmak kadar aşağı uzanan eteğini katlayarak dizlerinin üzerine getirmişti. Kurallarımız dahilinde dizden yukarı etek yasaktı. Asel için bir istisna yapmıştık. Çünkü...

Çünkü canımız öyle istedi

Asel sadece bizim zevkimiz için buradaydı. Giydiği şeyse üniformadan çok fantezi elbisesiydi.

Kızın kendisini Asel'e benzetmeğe çalışması o kadar komikti ki başımı önüme eğip elimde olmadan kıkırdadım.

Hizmetçi kızsa eli ayağı dolanmış bir şekilde başını salladı. Erhan'ın bakışlarıyla çık demesi üzerine vakit kaybetmeden salonu terk etti.

Onun çıkmasından bir iki dakika sonra kapı tekrar açıldı. Kimin geldiğini bilsem de yine de dönüp ona baktım. Üniformasının eteğini çekiştirerek az da olsa bacaklarını örtmesini sağlamıştı. Ayağındaki hafif topuklu ayakkabıları boyunu daha uzun gösteriyordu. Zaten kısa bir kız değildi. 1.65 boylarındaydı. Bakışlarım yüzünü bulduğunda beyaz teninde hiç makyaj olmadığını fark ettim. Oysa buraya geldiği ilk gün yüzünde çekici bir makyaj vardı.

Bu hali çok daha güzeldi.

Ensesinde dağınık bir topuz şeklinde topladığı gece gibi simsiyah saçlarının boya olup olmamasında kararsız kalmıştım çünkü çok doğal gözüküyordu.

Masaya vardığında dış görünüşünü incelemeyi bırakıp hareketlerine dikkat ettim. Kadehlerimizi şarapla doldururken bile her hareketi normal bir ailede büyümediğini bariz bir şekilde gösteriyordu. Orta çağda yaşasaydık eğer tam bir asilzade derdim. Her davranışı kafamda onu hanım hanımcık bir kız olarak canlandırmama neden olurken anında korumalarımızı nasıl bayılttığı geliyordu aklıma.

Bir kadın aynı anda hem prenses hem savaşçı olabilir miydi ki?

Nasıl bir eğitim aldığını gerçekten merak ediyordum.

Kanlı Ay örgütü:7'ler  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin