E.B.S. -1-

92 9 42
                                    

Ejder Beni Seçti:Lanetli Gece
"O gün gece birden aydınlandı, simsiyah saçları ışıldadı, yemyeşil gözleri kızıla dönerken derisi alev almış gibi yandı"

...

"Efendim, odaya şuan girmemelisiniz!"

Tıpkı saçları gibi karanlık gecede odaya giren hafif ay ışığı haricinde etraf karanlıktı. Uzun zamandır seslerin asla dur durak bilmediği malikaneden tekrar gürültüler gelmeye başlarken bir süredir oturduğu yerde biraz dikleşen markiz başına gelecekleri tahmin edercesine elbisesini iki eliyle sıktı.

"Madam oldukça yorgun, şuanda uyuyor olmalı!"

Markizin odasına doğru yaklaşan adımların sertliği her bir dakika artarken bedeninde bir ürperti hissetti. Saçlarını titreyen eliyle saklamaya çalışırken kapı sertçe açıldı.
Üç ay önce üvey annesinin, babasını kışkırtması sonucu zorla evlendiği kocası, bu malikanenin sahibi markiydi kapıyı bu kadar sert bir biçimde açan.

Yerinde birden irkilirken hızla ayağa kalktı, elbisesini sıkmayı bırakarak kocasını selamladı. Önüne gelen siyah saçlarıyla korkusu arttı. Kocası saçlarından diğer herkes gibi nefret ediyor, lanetli bir geceyi andırdığını söyleyerek onları gizlemesini, mümkünse kaybetmesini istiyordu.
Hayır, istemiyor emrediyordu.

"Bütün bunların anlamı ne?! Sen kendini ne sanıyorsun?!"

Selamının kabul edilmemesiyle hala eğilmiş bir şekilde dururken ayaklarının sızlaması çoktan başlamıştı. Şimdi kocasına ne söylemeliydi? Cevap verirse sorun olacaktı, bir kadının eşine cevap verme gibi bir lüksü yoktu. İşin aksi kocasını yok sayıp sessiz kalması da olanaksızdı.

Birdenbire yüzüne inen ağır tokatla yere kapaklandı.
Şükürler olsunki yüzüğü takmamış.

"Cevap bile vermeye tenezzül etmiyorsun öyle mi madam?"

Son kelimeyi yoğun bir alayla söylerken markiz yerden kalkmaya bile yeltenmiyordu, çünkü kalkarsa az öncekinden çok daha sert bir tokatla karşılaşacağını biliyordu. Acıdan uyuşan yanağını ovmak isterken bu seferde bir tekme yemesi bir oldu.

"Madam!"

Hizmetçilerden birinin kendini tutamayarak öne atılmasıyla mecburiyetten dolayı araya kahyanın girmesi gerekti.

"Lordum, geç saatlere kadar dışarıdaydınız. Yorulmuş olmalısınız, dinlenmek istemez misiniz?"

Zar zor araladığı gözleriyle karşısındaki markiye baktı, yanına çömelen hizmetçinin endişe dolu sorularıyla uğraşmak istemezken ağlamamak için kendini tuttu.

"Bu fahişe istediği gibi davranabileceğini zannediyor ve sen bana emir mi veriyorsun?!"

Sağ elini çoktan karışmış olan saçlarına geçirerek çekiştirdi. Kravatı çözülmüş, gömleği yanlış iliklenmiş, bir soyluya yakışmayan görünüşüyle geceyi metreslerinden biriyle geçirdiği belliydi. Markiz karşısındaki kocasının görünümüne şaşırmazken ikinci tekmeyide yedi.

İnleyerek yerde dahada büzüşürken yanındaki hizmetçinin kısa ama tiz çığlığı onca gürültünün içinde yankılandı. 

"Benim sana verdiğim statüyü keyfince kullanabileceğini sana düşündürten nedir?!"

Mark ve markizin evlenmesinin üstünden geçen 3 ayda değişen pek bir şey yoktu. Kendisinden yaklaşık 10 yaş büyük olan kosacından gördüğü şiddet devam ediyor,doğduğu günden beri cehennemden farksız olan hayatı onu şaşırtmıyordu. 

Ejder Beni SeçtiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin