yüksek bir uçurumsun küçüğüm. ucuna kadar gelip atlamaya cesaret edemediğinden, kenarında bileklerini kestiğin uçurumsun. yanına gelip çaresizce bileklerini tuttuğum ama bu sefer faydası olmadığı uçurumsun. soğuğuna her sığınmak istediğimde, mezarın yerine koşarak geldiğim uçurumsun. belki seni aldığı gibi beni de alır diye geliyorum her seferinde buraya. ama uçurumun dibinde gördüğüm yüzüne biraz daha bakabilmek için erteliyorum sana gelmeyi. biliyorum, zihni temiz bir insanın düşünceleri değil bunlar. ama gördüğümde nefesimi tuttuğum yüzün, zihnime akıttığın zehir için bile inandığın tanrıya şükür etmeme sebep oluyor. sadece bazen korkuyorum. seni unutup sadece uçurumda gördüğüm yüzüne alışmaktan çok korkuyorum. çünkü o kadar ifadesiz ki yüzün burada. bana gülümsemiyor, veda edecek gibi bakıyor. benim küçük sevgilim gibi değil, rüya gibi bakıyor. ama bunun da benden alınmaması için isyan etmiyorum. hem biliyorsun, ben sana veda edemem. son kez gülersin, evime dönemem.
- desamor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
abis.
Randomküçüğüm, seni sevmeye nerden başlanır bilmiyorum. sevmediğim dirilerden, sevdiğim ölülere kadar, bu ince hüznü kaburgamın altından sana sunmak isterdim.