Kara yıkılmıştı. Neredeyse onu 1 buçuk aydır tanıyordum ama böyle olduğunu hiç görmemiştim.
Diz çöktü kara annesinin ellerini avucunun içine almıştı "anne ne nolur ne olur gitme" dedikten sonra bağırdı "Allah sizin belanızı versin" üvey babası ve üvey kardeşine sesleniyordu "şafacılar" dedi ve annesinin göğsüne yattı. Karanın annesi kanserdi, çok da iyi bir kadındı. Hemen yere çömeldim ben de, kalbini yokladım sonra şifacılar geldi kalp masajı yaptık, doktor çağırdık ama işe yaramadı Sara ölmüştü_____★_____
Aradan 4 gün geçmişti. Karının annesine toprağa kavuşturmaya gelmiştik Kara 4 gün boyunca hiç uyumamıştı. Tam her şey güzel gidiyor derken bu olay kötü olmuştu
Kara annesini son bir kez öptü o anda gözlerim dolmuştu karanın en azından mezarına gelebileceği bir annesi vardı, onunla bir sürü anı biriktirmişti keşke ben de annemi bir kez görebilseydim diye düşündüm keşke mezarına gidebilsem...
Karayla göz göze geldiğimizde gözlerindeki o acıyı görebiliyordum evet yorgundu belliydi. Şu anda ona sarılmak isterdim. Kara yanımın da durdu
"Gidecek misin" diyince birden ona baktım ardından "Artık sadece sen varsın Arın Ne olur gitme" bende "gitmeyeceğim" dedim önce, "gitmeyeceğim merak etme" der demez bana sarıldı sımsıkı bir şekilde, artık karayı bırakamazdım da zaten ona alışmıştım artık ikimizin de annesi ve babası yoktu "artık sen benim dostumsun, kardeşimsin" dedim bir şey söylemedi sadece sarıldık_____★_____
Saat 2.30'du "Kara artık uyu. 4 gündür uyumuyorsun" dedim "uyuyamam Arın sen uyu" dedi düz bir sesle "ama sen uyumuyorsun, hem uyumazsan nasıl düşüneceksin" Kara bana baktı "merak etme Arın sana zarar gelmeden çıkartacağım buradan kurtulacaksın"
"O anlamda söylememiştim Kara. özür dilerim" yanlış anlamıştı bir şey söyler derken kapıya yöneldi "Kara nereye" dedim telaşla "o oros**u çocuklarını öldürmeye" diyince hızlandım "Kara saçmalama ne olur odaya dönelim" dedim önüne geçip. Bana baktı "hepsi onların yüzünden" dedi "sana söz veriyorum Kara ikisinin de kellesini daha sonra ben alacağım ama lütfen şimdi biraz dinlen" deyince çatık kaşları düzeldi ve geri odaya döndü ben de arkasından. Yatağa oturdu boş bakıyordu sadece bakıyordu bir şey yapmayacağını anlayıp önüne eğildim, siyah ayakkabılarını çıkarttım sonra tacını çıkartıp yatağın yanındaki bej komidine bıraktım sonra yorganı açtım Kara son bir kez bana baktı "lütfen" dedim ince bir fısıltıyla. kara uzandı, üstünü örttüm ama gözlerini kapatmadığını görünce elimle gözlerini kapattım, titrek bir nefes verdi sonra ellerimi gözlerinden yavaşça çektim. Ben de koltuğa oturdum artık onunla uyuyabilirdim ama bugün rahat etmesini istiyordum hem de bugün uyumasını gözlemleyecektim, uyumalıydı. tüm ışıkları kapatmıştım sadece yanımdaki küçük lambanın ışığı açıktı, kitabım elimdeydi sayfa 197'yi açıyordum ki Kara söze girdi "Arın"
"Efendim"
"Sence annem beni görüyor mudur"
"Elbette Kara elbette seni görüyordur o yüzden kendine iyi bakmalısın annen yoksa senin için çok üzülür"
"Üzülmesin" dedi "artık üzülüyorsa dayanamam"
"Eminim cennette mutludur kara" dedim doğruldu "öyledir değil mi" evet dercesine kafamı aşağı yukarı salladım tam kitabıma bakacaktım ki Kara yine konuştu
"Arın"
"Efendim"
"Benimle uyur musun" dediğimde kalakaldım gözlerine bakamadım çünkü o doğrudan gözlerimin içine bakıyordu "ıı şey"
"Merak etme senin hakkında kötü düşünmüyorum"
"Biliyorum" diyip ayağa kalktım, yatağa doğru ilerleyip oturdum "ama uyuyacaksın" dedim o da evet dercesine kafasını salladı. Yanına uzandımO gece huzurlu uyumuştum arada kalkıp karaya bakıyordum o da huzurlu bir şekilde uyuyordu
_____★_____
Bir gürültüyle uyandım yanımda Kara yoktu korktuğum başıma mı gelmişti ya kral bron karayı zindana atarsa diye düşündüm o zaman ne yapardım. Hışımla odadan çıktım büyük merdivenlerden indim ve tam tahmin ettiğim gibi karayla vron kavga ediyordu bu vron beni görünce "günaydın leydim her zamanki gibi mükemmel gözüküyorsunuz" ona nefretle baktım. Sonra karaya döndü "merhaba bok surat her zamanki gibi arını hak etmiyorsunuz" diyince Kara üstüne yürüdü vron pis pis sırıtmaya devam ediyordu belliki kavga istiyordu kara vronu itince vronda karşılık verdi vron bir yumruk savurdu kara eliyle o yumruğu tuttu sonra vron ikinci eliyle karaya el kaldırdı kara onuda turunca vron hareketsiz kaldı Kara onu yiyecekmiş gibi bakıyordu tam kafa atacaktı ki tekrar bron geldi "yine neler oluyor kara" diye söze girdi "eğer biraz daha böyle yapmaya devam edersen sonuçlarına katlanırsın"
"Ne sonu-" derken elimle ağzını kapatıp boşta kalan elimle elini tuttum bron tekrar "karına dua et" dediKara huysuzca kıvrandı fakat onu bırakmadım ta ki vronla bron gidene kadar artık baş başaydık. Kara gitmelerini izlerken koluna bıraktım. Dişlerini sıkıyordu, onların gittiğini görünce bana döndü "arın! Ne yaptığımı sanıyorsun" sesini yükselterek bende aynı tonda yanıt verdim "ne mi yaptığımı sanıyorum" biraz bekledim "farkında mısın Kara şu an seninle evliyim ve sence ben seni kötülüğünü mü istiyorum" son kelimemde sesimi dahada yükseltmiştim karanın yüzünün değiştiğini gördüm, bir şey söylemedi ve merdivenleri hızlı hızlı tırmanmaya başladı bir süre bekledim sonrasındaysa hızlı bir şekilde kapı kapanma sesini duydum
Sesli bir soluk verdim ve mutfağa yöneldim, hizmetliler yoktu muhtemelen moladaydılar buzdolabını açıp sürahiyi çıkardım bardağa koyup tekte iştim iyi gelmişti sonra bardağı tezgaha koyup merdivenleri çıkmak için mutfaktan çıktım ya şimdi ne olacaktı, ne yapacaktık, burdan nasıl çıkacaktık, burdan çıktığımızda ilk ne yapacaktık, neden bu kadar korkuyordum, bir sonraki planımız neydi bunları düşünmekten artık aklım yerinde değildi kendimi iğrenç hissediyordum.
Aklımda kurarken odanın kapısına varmıştım şimdiyse kapıyla bakışıyorduk açıp açmamak girip girmemek konusunda kararlı değildim fakat içimdeki o kız kapıyı açıp içeri girmemi söylüyordu bende o kızı dinleyip girmeye karar verdim. Kapının kolunu indirdiğimde kara yatağın başında oturmuş elleriyle yüzünü kapatmış sanki bir şeyler düşünüyor gibiydi. yanına doğru oturdum, sinirliydi ama sinir bana değildi. hareket edince karaya döndüm, o ise bana değil önündeki duvara bakıyordu, bir şeyler geveleyince bana söylediğini anladım "gidelim" cümlenin arasında duyduğum tek kelimeydi. Anlamadığımı belirterek yüz ifademi değiştirdim bu sefer doğrudan gözlerimin içine baktı o an gözlerimi kaçıracaktım fakat kaçırmadım ben de gözlerine baktım "gedelim arın" bu sefer gidelim kelimesini dahada vurgulamıştı
__________Son kelimesinden sonra banyoya girdi, üzgün olduğunu biliyordum o yüzden üstüne çok gitmedim. Kafamı yastığa koydum ve hayatımın düzene girmesini dileyerek uykuya daldım
_________Uyandığımda, yorgundum gözlerim odadaki kara'yı aradı fakat bulamadı, bugün dünden farklıydı bu sefer kavga sesleri yoktu doğruldum sanki üstümden bir at arabası geçmiş gibiydi. kapı aralanınca kafamı o yöne çevirdim gelen karaydı elinde bir tepsi taşıyordu, içeri girip kapıyı kapattı "bugün masada yemek yiğemiyeceğiz hatta belki odadan bile çıkmayacağız"
"peki. Niçin?"
"Bunu soracağını biliyordum, bron sanki annemi geçmiş yıllarda çok sevmiş gibi şimdi onun için bir tören düzenliyor, herkes gelicek" biran durdu sonra konuşmasına devam etti "ben törene katılamam,dayanamam o yüzden senin hasta olduğunu ve bugün seninle ilgileneceğimi söyledim"
"iyi olmuş,hem yeni yüzler görmemek daha iyi olur" dedim evet dercesine kafasını aşağı yukarı salladı.Ayağa kalkıp yatakta bozduğum yerleri düzelttim bu sırada kara tepsiyi masaya bırakmıştı bende banyoya yöneldim "yemiyecekmisin" dedi kara "pek aç değilim sonra yerim" ışığı açarken. "Yemelisin" dedi tektardan ona döndüm "sonra yerim" içeri girip kapıyı kapattım aynaya yaklaştım bu krallığa geldiğimden beri çok değişmiştim, saçlarım artık bakımlıydı,göz altlarım artık morarık değildi, vicudum sağlıklıydı ama ruhum... ruhen kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
Kapı çalındı, kapı kolunu aşşağı çekip açtım kapıda dikilen karaydı alayla "korktum bir an senden ses çıkmayınca" yüzünde buruk bir gülümseme vardı "merak etme ölmedim" dedim şakasına devam ederek "çok sıkıldım,ormana mı gitsek" dedi ben banyodan çıkarken "ya yine kaybolursak" dedim ama bu soru gibi değildi "benim ağaç evimi biliyoruz sizin evinizinkini değil"
"Peki şöyle düşünelim, sen ağaç eve gelirken bizim evi nasıl gördün"
"İnan hiç bilmiyorum, ateş yakmak için çalı çırpı toplamaya gitmiştim biraz fazla uzaklaştım herhalde sonra sizin evi görünce.." dedi "bir bakayım dedin" dedim sözüne devam ederek "aynen öyle"
"Off ya steyfen amca şimdi beni arıyorsa"
"Sana unutman için ilaç veren bir adamı hâlâ nasıl seviyorsun"
"Bilmiyorum, ama belki kötü niyetli değildi bilemeyiz."
"Akışına mı bıraksak"
"Öyle diyelim öyle olsun" dedim Kara kafasını eğdi bir süre birşey demedi sonrasındaysa "yemek ye" dedi sadece ona gözlerimi devirdim
"cittenmi"
"citten"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgenin siyahı
FantasyÇok küçükken annesini ve babasını kazada kaybeden Arın ilerleyen zamanında amcasının evinde kalır fakat bir gün amcası kaybolduğu esnada karşılaştığı kişinin aslında gerçek aşkı olduğunu biliyor mu ve ilerleyen zamanda Arın ve bilmediği varis neler...