3

368 16 2
                                    

Banyoda bulduğum tuvalet kağıdını kanayan kulağıma bastırıp sıkıntıyla başımı geriye verdim. Bu deliğe ve kapanan kulağıma elimdeki yıldızlı küpeyi takmayı üçüncü deneyişimdi ve her seferinde ya canım yanıyor ya da kulağım kanıyordu

Olmuycagını anlayarak küpeyi banyo mermerinin üzerine bırakıp yarım kalan makyajıma devam ettim. Kendime her seferinde çok abartıya kaçmamayı tembihleyip yine de daha fazlasını istiyordum  

Allık yeter sanki... yok ya uçucak zaten... ruj çok mu fazla oldu... hayır be siliniyo zaten...sanki bi kat daha rimel daha iyi olur...

Ve bu banyoda gecirdigim bir buçuk saat sonrasında sanırım artık hazırdım. Dizimin oldukça üzerinde biten, belimi sarıp kalçalarımı kavrayan, dekolte konusunda hiç tutumlu davranmamış, siyah, bacak yırtmaçlı bir elbise vardı üzerimde. Yeni kestirdiğim saçlarım elbisenin sırt dekoltesini örtmeye yetmiyorken kendimi daha çıplak hissetmeme neden oluyordu.

Aynanın karşısına gectigimde bu elbiseyi taşıyıp taşıyamama ve elbisenin altına çorap giymemenin çok mu abartı olduğu konusunda şüphelerim olsa da saate baktığımda bunu düşünmek için çok geç oldugunu farkettim. 

Elime geçen ilk ayakkabıyı da giyip çantamın içine dudağımdaki tüm ürünleri parfümümü telefonum ve sigaramla çakmağımı da koyup odadan çıkmaya hazır hale geldim 

Merdivenlerden inerken unutup unutamadığım kontrolüyle yanıma aldığım seyleri tekrar edip, köpeğimin mama kabının da dolu olduğuna emin olduktan sonra onu öpüp evden çıktım  

Arabaya binip son ayna kontrolüyle kontağı çalıştırıp barın yolunu tutmaya başladım.

Sokaklar hiç olmadığı kadar kalabalık ve gürültülüydu.  Her mekandan bir müzik sesi bi çığlık duyuluyodu.

Sızı barın önüne geldiğimde arabayı park edip içeriye girdim 

mekanın içinde genelde sarı renkler hakimdi.  Diğer mekanlara nazaran göz yoran bi ışık sistemi yoktu sadece canlı müzik kısmı ve  bar kısmının sarı bir aydınlatması vardı.

Düşündüğüm kadar kalabalık değildi oysaki ben buraya insanların arasında kaybolmayı hayal ederek gelmiştim

etrafta gözlerimi gezdirdim ve insanları seyretmeye başladım İnsanları seyrederken onları analiz etmeye çalışmak nedense cok keyif vericiydi bu sıralar.

Bar sandalyesinde yüzü sola dönük oturan bi kadın ve bir erkek vardı. Kadının kızıl ve dalgalı saçları, beyaz teninin üzerine geçirdiği gece mavisi elbisesi, adamın ise lacivert gömleği, kadınla aynı renk bir kravatı ve siyah pantolunu  vardı.

Adam kadına dönük duruyo ve yüzündeki kasılmayı hic kesmiyordu kadın ise adamın her sözüne gülümseyip başıyla onaylıyordu.

Birbirlerine tereddütle yaklaşıp söyleyecekleri her şeyi düşünmelerin de anlaşıldığı üzere yeni tanışıyorlardı 

Etrafta biraz daha gezindi gözlerim. Yanlarında ise beyaz keten gömlekli, yüzü bara dönük ve omuzları eğik bi adam vardı. Çökük omuzlarından ve ağır hareketlerinden anlaşıldığı üzere bu içtiği ilk bardağı değildi adamın

Boş boş bağıran tipler, çığlık atan kızlar, sarkıntılık yapanlar ve tuvallette sevişenler görmediğim için favorim mekanım olmaya adaydı burası

Biraz daha zaman geçtikten sonra canlı müzik çalmaya başladı. Sarı loş ışığın patlamasıyla herkesin bakışı oraya dönerken, üç genç performanslarını sergilemek icin merak dolu gözlerin önünde enstürmanlarını çalmaya koyuldu 

sızı /Alpoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin