Bazen insan içinde bulunduğu tüm bu düzene kafa tutmak ister. Sonunu düşünmeden karar vermeyi kafasında her ihtimali tartmadan var olmayı diler. Bir kez olsun hayatın kendisine dayattığı gerçekten, olması gerekenden sıyrılıp kalbinden geçtiği gibi yaşamayı arzular. İçinde mantık bulunduran her şeye meydan okumak ister.
Ellerini onu kucağında taşıyan genç adamın boynuna sararken durup düşünme fırsatı tanımaz kendine. Bedeni ruhtan arınmıştır artık. Kendini içinde bulunduğu akışa teslim etmiştir çoktan. Bu yanlızca kalbinin aklına yaptığı bir direniştir ve hicbir direniş yara almadan sona ermez
*Aleyna*
Odaya vuran güneş ışığıyla gözlerimi araladım. Etrafta gözlerimi gezdirdiğimde siyahın tüm mobilyalara hakim olduğu bu oda hem çok tanıdık gelirken hem de bir o kadar yabancıydı bana.
Üzerimdeki kalın yorganı atarak yataktan çıktığımda şifonyer aynasına yansıyan görüntüme baktım
Dün gece düzleştirdiğim saçlarım dağılmış, gözlerim kızarmış, göz altlarım şişmişti.
Dün geceye dair hiçbir şeyi hatırlamamayı dilerken tüm bunları unutucak kadar içmemenin pişmanlığını yaşıyordum.
Önünde durduğum şifonyerin üstündeki fotoğraflara göz gezdirdim. Şifonyerin en başındaki fotoğraf Berkay ve poyrazın fotoğrafıydı. Poyraz elini Berkayın omzuna atmışken berkay poyrazın kravatını kendine doğru çekiyordu yaşlarının küçüklüklerinden anladığım kadarıyla bir lise fotografıydı
Onun yanındaki fotoğrafa yakından baktığımda ailesiyle yaptığı mangaldan çekilmiş bir resimdi. Fotoğrafa bakarken idilin ne kadar büyümüş olduğunu farkettim
Şifonyerin üzerindeki son fotoğrafa baktığımda şaşırarak fotoğrafı elime aldım. Fotoğrafta ben Berkay ve Poyraz vardık. İkisi de dizlerinin üstünde bana doğru dönüp eğilmişken ben ellerimi belime koyup poz vermiştim üzerimde çiçekli bir bikini vardı. Fotoğrafı elime alıp yakından baktığımda burukça gülümsedim. Fotoğrafın altında 2013 Bodrum yazıyordu.
Poyrazın bunu neden göz önünde tuttuğuna anlam veremesemde bi zamanlar ne kadar mutlu olduğumuzu görmek içimi burmuştu
Şimdi ise birbirimize yabancıyken bu halimiz, beraber geçirdiğimiz tüm Bodrum günlerine bir ihanet gibiydi
Fotoğrafı yerine koyarken aynaya baktığımda arkadan beni izleyen poyrazı görmeyi beklemiyordum, ellerini göğsünde birleştirmiş sırtını kapıya yaslamışken yüzüne anlam veremediğim bir gülümseme yerleştirmişti.
Elime geçen resmi işaret ettim
Aleyna- Bunları neden saklıyorsun?
Poyraz- Çöpe atacak kadar değersiz değiller çünkü
Duymak istediğim nedenee bundan daha fazlasıydı
Aleyna- Gözünün önünde tutucak kadar degerliler mi peki?
poyraz duruşunu dikleştirip olduğu yerde doğruldu. Konuyu değiştirmek istercesine kafasını kaşıdı
poyraz- kahvaltı hazırladım.. gel istersen
Kafamı onaylarcasına sallarken yerini bildiğim banyoya yönelip yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı masasına oturdum
Masanın ucundan bana doğru uzattığı kahve fincanına çay kaşığı koymamış olmasına farketmeden dudağımı kıvırdım. Hala kahveyi şekersiz içtiğimi hatırlıyordu.
Kahvaltı boyunca konuşmamışken, poyraz çayından bi yudum alıp yukarıya çıktığında, bende bulaşıklarımızı makineye yerleştirip yerime geçtim. Elinde büyük bir kutuyla geri döndüğünde dikkatlice yaptığı her adımı izliyordum.
Elindeki kutuyu biraz kurcaladıktan sonra çıkardığı küçük albümü bana uzattı
Albümü elime alıp baktığımda hepsi üçümüzün fotoğraflarıyla doluydu. Yanımdaki sandalyeyi çekip yanıma oturduğunda artık aramızda çok az bir mesafe varken, elimde duran albüme beraber bakmaya başladık
Bir elini sandalyemin arkasına yerleştirirken diğer eliyle önümde duran albümdeki fotoğrafları işaret ederek hepsiyle ilgili bir anı anlatıyordu
Bu günü hatırlıyor musun? babamın arabasını kaçırmıştık... Bu da Berkayın abisinin düğün günü... peki ya şu senin ilk sarhoş olduğun gün.. Bak burda da idilin doğum günüydü üçümüz çekilmiştik...Şurda Cansuyu yüzdürüyoruz..
Kutudaki fotoğraflar bitmek üzereyken saate baktığımda epey geçmişti. Poyraza döndüğümde hala heyecanla bir seyler anlatıyordu.Uzun zamandır ona bu kadar yakından bakmadığımı farketmiştim. Saçları kısalmış,sakalları uzamıştı gözlüğünü çıkardığını bile fotoğraflara bakınca hatırlamıştım. Ortak arkadaşlarımızın organizasyonları dışında aynı ortamda bile bu kadar uzun bulunmayalı yıllar olmuştu
Elime gelen son fotoğrafla Poyrazın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Ona sıkıca sarılmış, onun ise ellerini belime doladığı bir resimdi. Doğum günümde fotoğraf makinesi almış bütün yaz üçümüzün her anının resmini çekmiştim fotoğrafı çok incelemeden geçip tüm fotoğrafları kutuya yerleştirdim.
Poyraz elinde duran kahveden bir yudum aldıp biraz düşündükten sonra söze girdi.
Poyraz- O zamanlar ömrümün sonuna kadar sizinle birlikte olacağımı düşünüyordum
Aleyna- Bizi hiçbir şeyin ayıramayacağına o kadar emindik ki
Poyraz- Beraber yaşlanıcağımıza söz vermiştik
Aleyna- Bir gün büyüyüp geri dönüşü olmayan hatalar yapacağımızı nerden bilebilirdik ki
poyraz biraz duraksadıktan sonra bana dönerek konuştu
Poyraz- Belki de..dönüşü vardır
Aleyna- Yapma poyraz artık 18 yaşında değiliz.
poyraz umudu yitirilmiş gibi başını önüne eğip kutuyu yukarıya çıkarmak için ayaklandı ben de üzerimi giyinip kalkmaya yeltendim.
Aleyna- ben gidiyim artık poyraz, sağol her şey için
Poyraz beni geçirmek için arkamdan ilerlerken bir anda duraksadı
Poyraz- Aleyna..
bana seslenmesiyle arkamı döndüm
Poyraz- Ya hala 18 yaşındaymış gibi seviyosak