Taekook işaretini yapabiliyorsan özelden atar mısın. (Tek okuyucum sana diyorum)
İyi okumalar💋İki gün önce yaşanan olay kolay kolay gözünün önünden gideceğe benzemiyordu. Kafasının içinde film şeridi gibi dönüp duruyordu adeta. Başa sarıp sarıp tekrarlatıyordu beyninin kıvrımlarında. Hele ki deri ceketi beline gelişi güzel bağlayıp kıvrak hareketlerle insanların göz kontağını kazanması beklediği bir şey değildi. Evet Kim Taehyung'u düşünüyordu, nasıl olur da bu kadar cüretkâr davranabilirdi özellikle öyle bir ortamda. Kendine göre pis bakışlara pis nefislerin eklenerek süslediği bir ortamda Kim Taehyung nasıl olur da belini kıvırarak direk dansı yapardı, aklı almıyordu almasını da istemiyordu.
İki gün önce stresten kafa dağıtmak için katıldığı amatör sokak yarışı sırasında kafasını meşgul eden olay yaşanmıştı. En sınır noktasını aşıp beyninde taşkınlara neden olan nokta ise çevredeki kötü bakışların kulağına yansımasıydı; 'O kim', 'çok güzel kıvırıyor' , 'kucağımda da böyle kıvırır mı acaba?', 'çok seksi biri', 'mükemmel bi parça', 'yatağıma çok yakışırdı'.
Duydukları, bir bir sabrının sınırına ulaşmak için yarışır gibiydi, taşkına yol açan cümle ise sonuncusuydu 'yatağıma çok yakışırdı' cümleyi öğelerine ayırıp idrak ettikten sonra bu cümleyi kuran bedeni vahşi bir şekilde parçalama içgüdüsüne engel olamayarak son cümlenin sahibine o çok güçlü kollarından ve omzundan destek alarak yumruğunu geçirmişti. Sendeyip yere düşen beden tam istediği görüntüye sahipti.
Daha sonra Kim Taehyung'u o ortamdan uzaklaştırmak için yanıp tutuştu artık hiçbir göz ona bakmamalıydı bu nedenle narin bileğinden sertçe kavrayıp tek hamlede omzuna aldığı bedeni bacaklarından kavrayıp arabasına bindirmişti. Arabaya taşırken sırtında hissettiği minik yumruklar ise istemsizce dudağının hafiften kıvrılmasına sebep oldu.
Peki neden bu kadar sinirlenmişti?
Neden bu kadar beyninde doğa olayrından birini yaratıp şimşekler çaktırmıştı?
Kim Taehyung onun için kimdi ki bu kadar duyguyu bir dansıyla yaşatıyordu?
Soruların cevabını kendi de bilmiyordu, anlamsız geliyordu, konu Kim Taehyung olunca kafasındaki puzzle parçalarını birleştiremiyordu.Tek birleştirdiği parça ona kızgın olduğuydu
Neden bu kadar iyi anlaşırken onları terkettiğini bi türlü anlamıyordu. En sadık adamları olduğuna inandığı adam bi gün hiçbir gerekçe göstermeden artık devam edemeyeğini söyleyip onları yüzüstü bırakıyordu. Üstelik bunu araları çok iyiyken yapıyordu, halbuki çok iyi bir ikililerdi, bakışarak veya ufak bir işaretle bile anlaşabiliyorlardı. Birlikteyken inanılmaz güçlülerdi çok önemli suç çetelerini bile birlikte çökertmişlerdi. Onlar herhangi bir mafya ile değil devlete çalışan mafya lideri ile çalışıp meşru olmayan yoldan adaleti sağlıyorlardı.
Fakat Kim Taehyung bu işte bu kadar başarılıyken neden Jungkook ile de çok güzel bir uyum yakalamışken neden birden herşeyi bırakıp Jungkook'a cephe almıştı.
Jungkook ne kadar düşünürse düşünsün buna cevap bulamayacaktı.Kim Taehyungla bu şekilde karşılaşmak beklediği şeyler arasında yoktu. Son zamanlarda garip ve tesadüf olamayacak şekilde karşılaşmaları şüphelerini besler nitelikteydi belli ki Kim Taehyung tarafından takip ediliyordu.
Şimdi ise dalgaların falez yaptığı uçurum kenarında oturup denizi izlerken bulmuştu kendini. Elindeki bira şişesini ara ara kafasına dikip acı suyun boğazından akmasına izin veriyordu. Derin bir nefes alarak temiz havayı ciğerlerine soludu, gecenin sessizliği ona arkadaş ortamında ve evde bulamadığı huzuru sağlamıştı bir an bu sakinliği değerlendirmek istedi fakat uzaklardan gelen çığlık sesi bu huzurunu bölmeye yetmişti. Sesin geldiği yöne gitmek zorunda hissetmişti kendini.
Yerinden sakince doğrulup sesin geldiği yöne doğru adımladı. Gördüğü sarı tutamlarla duraksadı. Sarı tutamlara sahip ince ve oldukça zarif bedenin ardında gezdirdi gözlerini. Bu beden ona bir yerlerden tanıdık geliyordu. Uzaktan tam seçemediği için daha da yaklaştı. Ses etmeden çığlık atan sarışını izledi. Tuğlalardan yapılmış kısa duvar ve üstüne sıra sıra bowling topu gibi dizilmiş bira şişeleri, o bira şişelerini hedef alarak atış yapan arkası dönük sarışın.
Bir süre atış yapan sarışını izledi. Mermilerin şişelere tam isabet etmesi, etrafa şaçılan kovanlar.. Onu izlerken gözleri istem dışı kocaman oluyordu. Anlaşılan birilerinin stres atma yöntemi etkileyiciydi.
Sarışın artık isabet ettirecek tek bir bira şişesi bile kalmayınca etrafına dönerek ortama göz gezdirdi. Bu sırada Jungkook'un şaşkınlıktan kocaman açılan gözleri ve istemsizce kıvrılan dudakları yüzüne ev sahipliği yapıyordu. Çünkü tanıdık bir yüz görmeyi tahmin etmemişti.
Geçen gün odasında çıplak bir şekilde banyodan çıkarken yakalandığı sarışın afet değil miydi o?
Jennie'ye 'neden böyle bir arkadaşın olduğundan haberim yok' diye sitemler ettiği, gördüğü ilk bir saat aralıksız aklından çıkmayan, ona göre oldukça sevimli ve dişil enerjisi yüksek sarışın..
"Hey! Bunu içmeyeceksen şişeyi alıyorum? "
Sarışın yere gelişi güzel uzanmış bira içen, görüşünden evsiz olduğu anlaşılan yaşlı adama doğru bir soru yöneltmişti.
Adam sarhoşluğun verdiği sersemlikle ayağa kalktı. Sarışına cidden mi der gibi bir bakış attıktan sonra samimiyetten uzak alaycı bir ifade takındı yüzüne. "Bu saatte bu güzelliğe sahip bir kadın sokakta olmamalıydı"
adamın sarfettiği cümleyle çenesi kasılan sarışın dilini damağına atarak adama sinirli bir gülüş sundu.
"Uzatma da zıkkımlandığın şişeni ver."
Sarışının bu dediğiyle tekrar alaylı şekilde gülümseyen adam sarışınla arasındaki mesafeyi kapatarak yüzünü onun yüzüne sabitledi. Sağ eliyle sarışının saçına dokunup parmağına dolama cesaretini kendinde bulmuştu.
"Bu saatte benden istediğin başka şeyler de olmalı"
adamın yaptığı imayı anlayıp idrak eden sarışın daha fazla katlanmak istemediği insan israfı adamın suratına tükürdü.
Baş parmağıyla yüzündeki sıvıyı silen adam aynı zamanda da sarışının gözlerinin içine bakarak baş parmağını emdi.
"Oh, bende senin yüzünü menilerimle süslemek isterim."
Daha fazla katlanmak istemediği, gerçekten insan israfı olan o şahısa beyninden kafa atma komutu geldi. Kafasını geri atıp tam kafa atacağı sırada güçlü bir el karşısındaki bedeni kendisine döndererek yüzüne yumruğunu geçirdi.Yere savrulan insan artığı kalkmaya çalışırken Jungkook'un savurduğu tekmeyle tekrar yere kapaklandı. Adamı yakalarından tutup doğrulttu. "Aç ağzını" insan israfı aldığı komuta şaşırarak korktuğu için ağzını araladı.
"Dilini çıkar" Baş parmağı ve işaret parmağının yardımıyla yanaklarını çökerterek içine çektiği sigarasının dumanını kafasını kaldırarak havaya üfledi son olarak izmariti yere atmadan önce adamın diline bastırarak söndürdü.
Domuz gibi ciyaklayan adamı yere bir paçavra gibi attı.Hayranlıkla onu izleyen sarışın dumura uğramıştı. Cidden de çok taşşaklı diye geçirdi içinden.
Yüzündeki hayranlık ifadesini silmek istese de silemiyordu. Tamam biliyordu Jungkook seksi bir adamdı bunu inkar edemezdi zaten fakat o an o kadar çekici gelmişti ki gözüne bacaklarını arala dese sorgulamadan aralardı.
"Seninle odamda karşılaşmayı, burada karşılaşmaya tercih ederim aşk tanesi" Dedi sarışının o çok güzel bulduğu gözlerinin derinliklerine bakarken.
"Evet.. Ne? "
Sarışın kurulan cümleyi bile idrak edecek durumda değildi çünkü fazlasıyla etkilenip transa girmişti.Sarışının bu afallamış halini sevimli bulan Jungkook, bu şaşkınlıktan faydalanmak istedi. Elini beline atıp kocaman eliyle tek hamlede kendine çekti.
Yüzünü yakından inceleme fırsatı bulmuştu. Animelere benzeyen badem gözleri, düzgün burnu, hafif kemikli yüz hattı ve dolgun dudaklarıyla ona muhteşem bir seyir keyfi sunuyordu fakat bunun yanında o çok kırgın olduğu ve görmek istemediği birine benziyordu.
Beline sarılıp flörtleşme isteğiyle dolup taştığı bedenin, artık düşmanı olarak gördüğü Kim Taehyunga ait olduğunu bilseydi işte o zaman şarteller atardı.__Ve son__
Bu bölüm aslında daha uzun olacaktı eklenecek çok şey vardı fakat üşendiğim için yazamadım.
Tek okuyucum seni seviyorum 😍
Görüşürüz💋

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My lover is a man | TAEKOOK
FanfictionTaehyung kadın kılığına girmek zorunda kalır fakat Jungkook'un ondan hoşlanacağını tahmin etmemiştir. Uyarı: Bu hikaye yüksek dozda aşk içerir.