mahperi

11 1 0
                                    

*mahperi: ay gibi , peri kadar güzel

Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik .
——

Güne kendi evimde uyandığım sabahlardan biriydi. Ağaçlar çoktan çiçeklenmiş , ilkbaharın gelişini simgeliyordur.
İlkbaharı seviyordum, sonbaharın aksine...
Benim aksime fazla neşeli olan ev arkadaşım hoseok beni uyandırmış ve unuttuğum bir gerçeği gün yüzüne çıkartmıştı.
Bugün okulun ilk günü,okul hayatımın ise son senesiydi.

Okulu severdim sevmez değildim fakat son zamanlarda okullar açılacak dendiği zaman eski mutluluğu hissedemiyordum.

"Hala kalkmadın mı jungo?"
Avuç içlerimi gözüme bastırarak ayaklandım.

Ayaklarım yerde bir sürünme edasıyla odamdaki tuvalete ulaşabilmişti.

Saçlarım gereğinden fazla uzamış,göz altlarım mosmor olmuştu. Dediğim gibi son zamanlarda kendime bakmıyordum, bakmaktan kastım kendime zaman ayırmaya gücüm yoktu.
Sebebi nedir bilmem sadece koskoca bir boşlukta bir başımaymışım gibiydim.

Kısa bir duşun ardından saçlarımı kurulayıp banyodan çıktım.

Alt kattan yemek kokuları gelmeye başlamıştı bile fakat kokuları duyar duymaz mide bulantım baş gösterdi. Yavaş adımlarla mutfağa inmeye başladım

mutfakta yanına varıp el işaretleriyle kokudan rahatsız olduğumu belirttiğimde bana
'Sana inanmıyorum ' der gibi baktı.

Elindeki kızarmış ekmekleri ben sandalyeme otururken tabağıma koydu.

"Tabağındakiler bitmeden bir yere gitmiyoruz hem çocuklar alıcak arabayla bizi o yüzden daha 1 saatimiz var."

Mızmızlanarak tabağımdaki son lokmayı ağzıma götürdüğümde dışarıdan korna sesi geldi.
Sanırım namjoon gelmişti.
Hoseok panikle portakal suyunu kafasına dikerek çantasını omzuna astı.

"Geldiğimizde toplarız, çok oyalandık hadi jungkook!"
sandalyedeki çantamı bende omzuma geçirerek mutfaktan çıktım.

Beyaz spor araba bahçe kapısında durmuş namjoon ve jin arabadan çıkmış sigara içiyorlardı.

"Erken gelmezsiniz diye düşündük."

Geçen sene annemin diktiği çimlere basmamaya çalışarak yanlarına ulaşmıştım.

"Siz erken geldiniz daha kahvaltım bitmemişti ne bu acele?"
Kolundaki saatine baktı.
"Daha 30 dk var,arabayla okul 10 dk sürmez."

Sızlanarak çantasını arka koltuğa atıp oturdu.
Jin sigarasını yere atıp ezdikten sonra ön koltuğa oturdu.
Omuzlarım çökmüş arabanın içine bakarken namjoon sırtıma dokunup beni öne doğru ilerletti.

"Hadi jungo geç kalmayalım."

-

Güneş alabildiğine insanların üzerine vuruyordu bugün.
Hava güneşli fakat insanı yakan cinsten değildi.
Ağaçlar en güzel halini alıyor , bir bir büyüyordu çiçekleri. Bana göre insanlar bile çiçekleniyordu.

Arabadan inerken etrafa inceledim.
Liseye yeni başlayanların heyecanı, uzun süredir görmediği arkadaşına sarılanlar, sigara içmek için arka bahçeye koşuşturanlar...

Ayakkabımı yere hafif vurarak kafamı eğdim.
Sanırım bir kaç gündür içime dert ettiğim tek şey burasıydı.
Ne olacaktım ki? Buradan mezun oldum ee sonra? Üniversite de bitti diyelim bir holdingde işe mi başlayacaktım, doktor, avukat? Hiç sanmam.
Küçük bir işletmenin deposuna engelli kadrosundan işe girip hamallık yapabilirdim ancak.

"Jungkook? Gelmiyor musun."
Jin koluma girip beni düşüncelerimden biraz olsun uzaklaştırdı.
Yavaşça sıraya doğru ilerledik.

"Evet herkes dinlesin burayı!"

Müdür her sene giydiği takımının ön düğmelerini iliklerken herkesi tek tek inceledi.
İnanılmaz disiplinli bir okulda okuyorduk.
Özellikle müdür kim herkesin nasıl ders çalıştığını neler sevdiğini neler ile uğraştığını bilecek kadar deli bir adamdı.

"Sizlere bu sene aramıza katılan çok değerli bir öğrencimizi tanıtmak istiyorum."

Sağ merdivenlerden yavaşça yukarı müdürün yanına yürüyen çocuğu inceliyordu herkes.

" Sayın milletvekilimizin oğlu kim taehyung son senesini bizim okulumuzda okumaya karar vermiş. Çok sevindik değil mi çocuklar."

Herkes mırıldanarak sevindiğini söylemeye çalışıyorlardı.

Siyah saçları ilkbaharın hafif rüzgarıyla havalanmıştı. Üstüne giydiği okul forması üstüne bir tık dar gelmişti,sanırım spor yapıyordu. Çantası omzundan düştü düşücekti.Boyu uzun olduğundan mıdır bilmem yapılı fakat bir o kadar da zayıf görünüyordu.
Yüzü... erkeğe göre güzel bir yüzü vardı.

Tanışma merasimi bittiğinde ön sıraya yanımıza gelip durdu. Gözlerimi ondan çekip ağaç dallarınıda açan çiçeklere bakarak rüzgarı avuç içlerimde hissetmek amacıyla göğe doğru açtım.

Kim taehyung...
Nerden bilebildirdin ki
Baharı getireceğini

——

je t'aime / taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin