1. Bölüm: Ayrılık 1

620 64 1
                                    



Cumartesi gecesi, Zehra

Sinemanın önünde Berke'nin gelmesini bekliyordum. Her zamanki gibi geç kalmıştı ve bu beni delirtiyordu. Ancak ne yaparsam yapayım ya da ne söylersem söyleyeyim bir yere gittiğimizde bu hareketi yapmaya devam edip duruyordu. Geçen hafta doğum günü için ona bir saat almayı düşündüm ama mesajımı anlayıp düzelir mi ya da çocuk gibi mızmızlanır mı bilemediğim için vazgeçmiştim. Beni bekletmek, önemsememek umursadığı bir şey mi onu da bilmiyordum.

İki aydır birlikteydik, şu ana kadar iyiydik. Gelip kız arkadaşı olmamı istediğinde önce onu ev arkadaşım Hande ile tanıştırmıştım. Aptalca bir şey yapmamam için beni, ilişki içinde olduğum adaylarımı kontrol ederdi. Bu onun için artık vatani bir görev olmuştu. Hande, Berke'nin benim tipim olmadığını düşünüyordu. Sanırım bu konuda biraz haklıydı, çünkü Berke ilgimi çeken biri olsa bile son zamanlardaki tavırları sinirden histerik gülüşlere sahip olmama neden olmaya başlamıştı.

Saate baktığımda 20:30 olduğunu görmem ile hızlıca telefonu cebime attım. Sonra filmin 20:40'da başlayacağı aklıma geldi. Sokağı tekrar kolaçan edip gelip gelmediğini kontrol etmiştim. Az önceki hızla tekrar cebimden telefonumu çıkarıp onu aradım.

Telefon birkaç kez çaldı, en sonunda açabilmişti.

"Alo bebeğim." dedi Berke.

"Hayatım neredesin? İşlerin hala bitmedi mi?" diye sordum ve mümkünmüş gibi ses tonumu ayarlayıp sinirli görünmemek için elimden geleni yapmıştım.

"Yoldayım, geliyorum."

"Film yaklaşık on dakika içinde başlıyor, başını kaçırmaktan nefret ettiğimi biliyorsun."

"Biliyorum, neredeyse geldim sayılır Zehra."

"Ne kadar uzaktasın, tam konum, km mesafesi, lokasyon ver."

"Sadece bir sokak kaldı, sen neredesin?"

"Dalga mı geçiyorsun Berke?"

"Tamam şaka yaptım Zehra kızma, ne giyiyorsun? Seni insanlar arasında bulmak daha kolay olur.''

"Sinemanın önünde biraz zor olacak şimdi o kadar kişinin içinde tüh ne yapsak, Berke buraya gel herkes filmi izlemeye başladı. Kapıda kalan tek salak benim!" Artık iyice hayal kırıklığına uğradığımı hissediyordum.

"İlk yarıyı kaçırmamız gerçekten o kadar kötü mü?" şaka yapmıyordu bunu demişti.

"Bu filmi ne kadar izlemek istediğimi biliyorsun."

Arka planda bazı sesler gürültüler duydum ama bana cevap vermedi.

"Alo?" hala ses gelmiyordu.

"Zehra!" Berke'nin sesini duyduğumda bana doğru geliyordu.

"Sonunda başardın" diye iç çektim. Gece boyunca sinirden ısırdığım dudaklarımı rahat bırakmıştım.

"Evet, üzgünüm geciktim."

"Bunları taşı o zaman. Sinema için atıştırmalıklar almıştım." dedim. Ona içinde ıvır zıvır olan küçük bir çanta uzattım. Bana zayıf bir gülümseme verdi ve elimden aldı.

"Kendi abur cuburunu sinemaya sokmanın yasak olduğunu biliyorsun, değil mi?" dedi.

Bu da onunla ilgili başka bir sinir bozucu şeydi. Asla risk almaz ve büyükannemin potansiyeli kadar maceraperesttir, çok nadir sözde -kurallarına uygun olmayan- şeyler yaptırabiliyordum. Sanırım bu gece yine birbirimize gireceğimiz şirin gecelerden biriydi.

İkinci Görüşte AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin