İkinci Görüşte Aşk

6.Bölüm: Bana Ait Olan Bir Parça

Zehra

Neredeyse Cansu'nun evine gelmiştik. Hande yol boyunca hiç durmadan konuşup durmuştu. Plan konusunda açıkça heyecanlıydı ama ben onun aksine tüm bu olup bitenler hakkında şüphe duymadan edememiştim. Bunu ilk önerenin ben olduğumu biliyordum bu gerçeği inkar edemezdim. Fakat benim için bir gerçek daha vardı. Berke ile tekrar bir araya gelmemiz umurumda bile değildi. Kalbimi heyecanlandıran, daha hızlı atmasını sağlayan kişinin o olmadığını ayrılığın sonunda anlamıştım. Birkaç gündür aklıma duygusal ya da fiziksel yakınlığını özleyecek açıdan hiç gelmemişti. Benim için bu olay daha çok Saliha'nın Hande'yi hayatından soyutlayarak neler kaybettiğini göstermek istememdi. Kimse onu bu şekilde kenara atamazdı. Hande, Saliha'nın ona dönmesi için yapıldığını düşünüyor, beklentisini bu yönde tutuyordu. Bu o kahrolası kurallara uymam gerektiği anlamına gelse bile hem kendim hem de Hande için onlara uymam gerektiğini biliyordum. Hayatımdaki en önemli kişi, dostum, evimi paylaştığım oda arkadaşım, en değer verdiğim kişi benden beklenti içine girmişti. Ona istediğini verecektim.

Cansu'nun odasının olduğu üçüncü kata çıktık. Hande neredeyse kapıya doğru koşuyordu ve ben de onun arkasında adımlarımı hızlandırmıştım.

Çoktan kapıya ulaşarak heyecanlı bir şekilde çalmaya başladı. Bir dakika sonra Cansu nihayet kapıyı açtı, yeni uyandığı belliydi.

''Merhaba Uykucu Şirin.'' Hande gülümseyip odaya girmeden önce Cansu'ya sarıldı.

''Berbat görünüyorsun, zor bir gece mi geçirdin?'' Cansu'ya sırıtarak Hande'nin peşinden eve doğru girmiştim.

''Teşekkür ederim Zeze, arkadaşlarından iltifat almak her zaman güzeldir.'' alaycı bir şekilde gülümseyerek kapıyı kapattıktan sonra arkasını döndü.

Hande, Cansu'nun yatağının kenarında oturuyordu. Sabahki oyunu onu eğlendirmiş olmalı ki aşağı yukarı zıplamaya devam ediyordu. Birinin nasıl bu kadar enerjik hatta neredeyse her zaman enerji dolu olabileceğini gerçekten anlamıyordum. Hande bunu yaptığında bulaşıcı olması etrafındakileri özellikle de beni etkilemesi hoşuma gidiyordu. Karşı yatağa oturmak istediğimde üzerinde üç adet pembe valiz dikkatimi çekti.

''Bir yere mi gidiyorsun?'' kıkırdadım.

''Hayır, Aslı mini yolculuğundan dönünce ben kelimenin tam anlamıyla bütün geceyi gezisinin ne kadar muhteşem olduğunu dinleyerek geçirdim. Kızın o kadar çok enerjisi var ki, bazen çok yorucu oluyor.'' Cansu içini çekip kendi yatağına, Hande'nin yanına bıraktı kendini.

Aslı, Cansu'nun oda arkadaşıydı ama çoğu zaman tatildeydi. Babası çok zengin olduğundan uzaktayken özel dersler alarak arayı kapatıyordu. Sanırım babası, derslerini geçmesine izin vermek için öğretmenlere rüşvet falan da veriyordu, çünkü çoğu zaman uzaktayken dersleri nasıl geçtiğini hiçbirimiz anlamıyorduk.

Çoğu zaman aşırı coşkulu bir tipti ama benim için Hande kadar bulaşıcı değildi. Onunla takılmak eğlenceli geliyordu ama etkisi uzun sürmüyordu. Bir süre sonra hiperaktifliği beni rahatsız ediyordu. Cansu'nun da aynı şekilde hissettiğini biliyordum. Hande, onların evimize yaptığı ziyaretlerden oldum olası hoşlanırdı, belki de sebebi Aslı'yla ikisinin her zaman çok neşeli oldukları, aptal espriler yapıp boş muhabbetler çevirerek birbirlerini saatlerce eğlenmelerinden kaynaklanıyordu.

Hande heyecanla "O nerede?" diye sordu.

"Komşulara merhaba diyor, birkaç dakikaya damlar." dedi Cansu uykulu gözlerini ovuşturarak.