3.Bölüm: Hanzeh ile 1.Görev

473 67 2
                                    


Zehra

Evin kapısından kendimi içeri doğru sürükleyerek atmıştım. Gece yaşadıklarım aklıma gelince bir hışımla topuklularımı koridora fırlattım. Tüm ışıklar kapalıydı ve karanlıkta düğmeyi zar zor tutturarak mutfağa adımlamıştım. Bir şişe şarap aldıktan sonra yanına kadeh almak için hiç çaba sarf etmemiştim. Koltuğa uzanıp şarap şişesinden bir yudum aldım. Telefonum bacağıma baskı yaptığında rahatsız olduğuma karar verip pantolonumdan çıkardım. Mesaj yoktu, Hande muhtemelen o itici Saliha ile birlikte konserde romantik dakikalar geçiriyordu.

Berke'den bu saçma ayrılıkla ilgili duyduğum tüm hayal kırıklığı yaratan cümleleri kafamdan atmak için şu anda Hande'ye gerçekten ihtiyacım vardı. Onun her zaman beni duygusal açıdan rahatlatacak konuşmaları aklıma gelince hafifçe gülümsemiştim. Aklımı başka bir noktaya odaklamak için televizyonu açtım. Kanallar arasında zap yaparken 'Not defteri' filmine rastladım. Harika... Süper romantik bir filmin yanına kafamın içindeki bu saçma dramayı bitirmek için şu anda tek ihtiyacım olan büyük bir kutu dondurmaydı.

Birden evin kapısının açıldığını duydum ve Hande çantasını yere sertçe atarak görüş alanıma girmişti. Çok sinirli görünüyordu. Aslında daha çok birine yumruk atsa rahatlayacak gibi bir hali vardı. Onu hiç böyle görmemiştim. Bir dakika, evde ne işi var ki onun?

Bana bakıp varlığımı farkedince duraksadı. Sanırım evde olmamı o da beklemiyordu.

"Merhaba bebeğim" dedim. Ardından büyük bir yudum şarap aldım.

''Sana da merhaba hayatım evde ne yapıyorsun? Berke ile sinemaya gittiğini sanıyordum?'' Kafası karışmış bir şekilde koltukta yanıma yayılarak sorular sormaya başlamıştı.

''Öyleydim ama film izlemek yerine benden ayrılmayı daha uygun buldu'' dedikten sonra hafifçe omuzlarımı silktim.

''Gerçekten mi? Neden ki? Peki sen iyi misin? Ne oldu? Canını sıkacak bir şey yapmadı değil mi?'' Hande şaşkınlıkla soru yağmuruna başlamıştı ve olabildiğince suratını suratıma yaklaştırdı. Ağlayıp ağlamadığıma emin olmak istiyordu. Bir şeye şaşırdığı zaman bana hep aynı anda beş soru sorardı. Bunu her yaptığında ona söylemesem de gözüme çok şirin geliyordu.

''Görünüşe göre bazı şeylere ondan daha çok önem veriyormuşum. Bana duygusal olarak ulaşılamaz olmakla ilgili saçma sapan bir şey söyledi. Sence bu ne anlama geliyor?'' diye ona sordum. Bu gece olanları düşündüğümde tekrar hayal kırıklığına uğradığımı hissetmiştim.

Hande yanıt vermemişti, bunun yerine sanki bir şey hakkında derinlemesine düşünüyormuş gibi duvara bakıyordu. Her zaman olduğu gibi öfke ataklarımı dinliyordu. Bu yüzden rutin olarak yaptığı fikir vermek konusunda yanıtsız bırakması bana garip gelmişti.

"Hande?"

"Anladım, şey üzgünüm. Berke bence her zaman biraz belirsiz bir tipti, ama eminim zamana bırakırsan bunu atlatıp barışacaksınız." diyerek gülümsedi.

"Kahretsin hayır, artık onu istemiyorum." Sert bir şekilde çıkışmıştım. Ardından derin bir nefes alıp kendimi kontrol etmeye çalıştım.

Hande salonda aptalca dolanmaya başladığında bir şeyler olduğunu anlamıştım. Bunu gergince oynayıp durduğu elleriyle, gözlerini benden kaçırmasıyla çok rahat farkedebiliyordum. O bunun ileri derecesini bilmese de onu sandığından daha iyi tanıyordum.

"Sana neler oldu böyle neden konserde değilsin?" diye sordum. Dikkatini çekmesi adına onu biraz dürtmüş de olabilirim.

"Saliha benden ayrıldı" diye yumuşakça mırıldandı.

İkinci Görüşte AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin