Sabah lanet olası alarm sesiyle kalktım. demeyi çok isterdim ama maalesef gıcık arkadaşımın aramaları yüzünden kalkmıştım.
" Efendim taehyun, sabah sabah bir şey mi oldu?"
" Ne sabahı beomgyu, ikinci derse giricez ve ders edebiyat. Neredensin sen?!"
" Ne! " duyduğum şeylerin yalan olmasını dileyerek önce pencereye sonra saate bakmıştım.
Güneş yeni doğuyor(?) ve saat yedi buçuk.
" Çocuk sen benle dalga mı geçiyorsun? Saa-"
" Evet. Dalga geçiyorum. Neyse hadi hemen hazırlan seni alıcam daha sonra kütüphaneye geçicez. Bazı kitapları almamız lazım. Yarım saate oradayım" demiş ve telefonu yüzüme kapatmıştı. Cidden gıcıktı.
Hızlı bir şekilde hazırlanmış ve gitmeden önce bir iki şey yemek için mutfağa gitmiştim. Canım anam gitmeden önce abime ve bana birer sandviç hazırlamıştı. Her gün benimkinide yiyen abime inat ikisini de elime almıştım. İçlerine bakıp domates olup olmadığına bakmıştım. Sanırım sadece birini yiyebilecektim. Tam sandviçten bir ısırık almışken çalan telefonumla durmuştum.
" Efendim tae"
" Evin önündeyim hadi gel"
" Ya ama ben yemek yicektim"
" Beomgyu, sen gel ben sana kantini satın alırım hadi!"
" Kabul geliyorum"
Telefonu kapatmış ve sandviçi yerine bırakıp çantamı alıp çıkmıştım. Dışarıda beni bisikletle bekleyen taehyun'u görünce durmuştum. Lütfen bisikletle gitmeyelim ya hayır.
" Bisikletle mi gidicez?" Sorduğum soru ile kafasını elinde ki defterden çekip bana bakmıştı.
" Evet, hadi bisikletini al gel "
" Taehyun, ben bisiklet sürmeyi bilmiyorum" dediğim şeyle kahkaha atması bir olmuştu. Ne yani herkes bisiklet sürmeyi bilmek zorunda mı?!
" Ne gülüyon lan it?! Her insan bilmek zorunda mı?!" Sinirle söylediğim şeyle daha fazla gülmeye başlamıştı. Bende normal bir insan gibi sinirleniyordum. Taehyun gülerken ben onu beklemeden otobüs durağına doğru yürümeye başlamıştım. Her zaman beni biri bıraktığı ya da kaykayımla gittiğim için şu anda hangi otobüs kütüphaneye gidiyordu bilmiyordum.
Bir süre sonra yanımda duran bisiklet ve çalan bisiklet zili ile durup bakmıştım. Taehyun hâlâ biraz kıkırdıyordu. Bu yüzden yoluma devam ettim.
" Tamam, tamam gel gülmicem. Atla arkama gidelim. " Dediği şeyle durmuş ve ona bakmıştım. Tek kaşını kaldırmış ve konuşmaya başlamıştım.
" Niye, otobüsle giderim ben" yalan mı yalandı şimdi. Hemde düpedüz, has yalandı.
" Birincisi, buradan yarım saatte bir otobüs geçiyor ve o otobüs iki üç dakika önce gitti. İkincisi, buradan binsen okula bile yetişemezsin" dediği şeyle geri dönmüş ve istemeye istemeye de olsa arkasına oturmuştüum.
" Nereye tutunucam?" Dediğim şeyle elimi alıp beline sarmıştı. Ve bir şey demeden sürmeye başlamıştı. Ani hareketten ötürü sarsılmış ve daha sıkı sarmıştım belini, çenemi de omzuna yaslanıştım. Dışarıdan biri görse sevgili zannedicekti ama pek umrumda değil. Güvenliğim boş insanlardan daha önemli.
Bir süre gittikten sonra okulun yakınlarında ki kütüphaneye gelmiştik. Saate baktığımda daha bir buçuk saatimiz olduğunu görmüştüm. Çalışıcak çok zamanımız vardı. Kütüphaneye girdiğimizde elime bir kağıt tutuşturdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
kelebek sistemi//taegyu
Fanfictiontaee_taee admin kelebek sisteminde 11-A sınıfı 11. 12. sıraya oluran kişileri bulup hesaplarını verir misin?