Bir sürü kabloya bağlı nefes almaya çalışan kızına içi acıyarak bakıyordu Ayşe. İki çocuğununda üstüne titremişti ama şimdi
Ayşe : Biz çok kötü bir anne babamıydık Selim
Selim : O nereden çıktı şimdi
Ayşe : Baksana kızımız ne halde
Selim : Ne varmış hala benim çiçeğim güzel kızım. Biz onu tekrar ayağa kaldırıcaz
Ayşe : Selim evlendiğimizden beri elien doğru üzgün silah almadın farkındayım kimsenin canını yakmadın farkındayım. Ama bu çok başka kızıma bunu yapan şerefsizi öldür parçası bile kalmasın bu dünyada
Deyip ağlamaya başladığında Selim karısına sımsıkı sarılır. Azer ise bahçede bu soğuk havada oturup düşünüyordu
Yılmaz : abi iyimisin
Azer : Hiç değilim
Yılmaz : Abi
Azer : Çok yanlış zamada be Yılmaz
Yılmaz : Düşündüğüm şeyi söyliycen galiba sen bana
Azer : Diyecem oğlum Karaca. Çok yanlış zamanda karşıma çıktı en berbat zamanda hemde
Yılmaz : abi kız ameliyattan çıkalı bir saat bile olmadı
Azer : Farkındayım oğlum başına gelen şeyinde farkındayım ama o iyi olsun istiyorum gülsün istiyorum tekrar. Hayatımda olsun istiyorum. En önemlisi yarim olsun istiyorum ama kendi kendime
Yılmaz : Ona adım atman çok zor
Azer : Zor mu. İmkansız oğlum bu en iğrenç olayı yaşadıktan sonra birini hayatına sokması imkansız ama ben ona his ettirmem ki uzaktan uzağa severim ben onu
O sırada Azer'in bu cümlelerini duyan biri vardı o kişi Selim'den başkası değildi. Çok şaşırmıştı kızının başına gelen herşeyi biliyordu ama duygu besleyebilmişti. Azer'in ne kadar delikanlı sözünün eri bir adam olduğunu bu kısa zamanda anlamış olsada bunu hiç beklemiyordu
- Ertesi Sabah -
Karaca hala daha yoğunbakımdaydı Koçovalı'lar ve Azer oradan biran bile olsun ayrılmamışlar hepsi Karaca'nın uyanmasını bekliyordu ve nihayet bekledikleri olmuştu fakat bir tuaflık vardı Karaca bakışlarını sadece tavana dikmiş hiçbir tepki vermiyordu. Fakat Doktor Osman ona dokunduğu anda o kadar yüksek sesle ve acı ile inlemişti ki hepsi duymuştu bunu
Ayşe : Ya bırak kızıma gitmem lazım benim
Damla : Ayşe içeri girmen yasak
Ayşe : Annem burdayım ben kızım sakın korkma
Deyip cama tıklattığında Karaca birazda olsa sakinleşmişti. Doktorlar dışarı çıktıklarında herkes bir açılma bekler ama iç açıcı şeyler söylemez
Doktor : N yazık ki size iyi şeyler söyleyemiycem
Selim : Nasıl yani
Doktor : Hastamız ne yazık ki felç geçirmiş
Ayşe : Ne
Doktor : Dahası da var
Selim : Daha ne var doktor NE
Doktor : Yaşadığı travma sonrası hasta kendini kapatmış tek kelime bile etmiyor
Selim biranda omuzlarında daha da büyük bir ağırlık his eder ne yani kızı artık vazmı geçmişti artık
- 6 Ay Sonra -
Tek bir kelime meğer ne kadar da kıymetliymiş. Selim bunu çok acı bir şekilde öğrenmişti
Selim : 6 ay oldu Salih kızımın sesini duymayalı 6 ay oldu
Salih : Düzelecek kardeş zor olacak ama iyi olucak bizim boncuğumuz
Selim : İlk konuşmaya başladığı anı dün gibi hatırlıyorum. Baba dedi ilk biliyor musun o küçük ellerini açıp bana doğru gelmişti şimdi konuşmuyor yürüyemiyor
Yamaç : Abim-
Selim : Ama olsun kızım yaşıyor gerekirse ben onun ayağı olurum. Son nefesime kadar bana tekrar baba diyeceği anı beklerim
Deyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Emrah'ı hala arıyorlardı ama artık hiçbirinin sabrı kalmamıştı karşılarına kim çıksa öldürüyorlardı. Bide Azer meselesi vardı
Salih : Selim Azer-
Selim : Olmaz iş Salih
Azer : Neden olmuyor muş abi
Yamaç : Şey Azer-
Azer : Neden ortaklığı red ediyorsun abi
2 ay önce ortaklık teklifi etmişti Selim buna olmaz diyor sanıyordu
Selim : 6 ay önce hastane bahçesinde Yılmaz'la konuşmalarını duydum kızım hakkında bütün dediklerini duydum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA
FanfictionAzer Ve Karaca'nın bambaşka bir hikayesi beni yazarken çok zorladı ama kalbimde çok başka bir yer edindi