7- Seni Seviyorum

812 57 16
                                    

İyi okumalar bebisler ♀️🎀
-

Sessiz geçen kahvaltıdan aç bir şekilde kalkmıştım. Taehyung her ne kadar zorlasa da inat edip tabağıma koyduğu hiç bir yemeğe dokunmamıştım.

Şimdi de Jimin ve Taehyung tahminimce Taehyung'un çalışma odasında olmaları lazım. Çünkü kahvaltı masasında yakında yapılacak toplantıda bütün şirket çalışanlarının durumları değerlendirilecekmiş. Her ne kadar umursamaz görünsem de bütün konuşmaları dinlemiştim.

Onlar çalışma odasındayken ben de gözlerimi açtığım yatak odasına geri dönmüştüm. Yatağın üstünde ters bir şekilde durarak kendi kendime mırıldanıyorumdum.

"Lanet herifler! Beni burada alıkoymak neymiş size göstereceğim!"

Karnım guruldadığında ellerimi karnıma bastırdım. Saat kaç olmuştu acaba?

Ters yattığım yataktan kalkarak beynine giden kandan dolayı başım dönse de telefonumu bulma umuduyla komodinin üzerine baktım ama orada yoktu.

Ceplerimde de olmadığına göre telefonum Taehyungdaydı.

Sinirle yattığım yataktan kalkarak ayaklarımı yere vurarak yattığım odanın kapısına koşarak dışarı çıktım.

Uzun ve büyük koridorda gözlerimi gezdirdiğim de elinde ki su dolu kovayla merdivenleri çıkan hizmetli bir kadın gördüğümde, "Taehyung nerede?" diye sordum.

Bakışları ilk başta üzerimde dolanmıştı daha sonra eliyle çaprazımda kalan kapıyı gösterdi.

"Çalışma odasına, şurası efendim."

Kafamı sallayarak hizmetlinin çalışma odası olduğunu söylediği kapının önünde durarak derin bir nefes aldım. Daha sonra sertçe kapı kolunu indirdiğimde içeride sadece Jimin ve Taehyung olduğunu düşünürken yanılmışım. Çünkü odada adını bilmediğim iki adam daha vardı ve şaşkınca bana bakıyorlardı.

Taehyung şaşkın bakışlarıyla, "Jungkook?" Diye bana seslendiğinde ayaklarımı sertçe yere vurarak oturduğu masanın etrafında dolanarak yanına gittim.

"Telefonumu ver." Diye sertçe konuştuğumda kaşları çatılmıştı. Suratıma dik dik bakmaya devam ederken bir elimle deri sandalyesinin koluna yasladığı koluna vurdum, "Sana diyorum Kim Taehyung! Telefonumu ver."

Odadaki herkes bizi izlediğinden beni oyalamak için, "Odana git ben yanına geleceğim Jungkook," demişti.

Kaşlarımı çatarak koluna bir kere daha vurduğumda bakışları koluna kaymış daha sonra tekrar bana dönmüştü.

"Şimdi istiyorum, Kim Taehyung."

Masanın önündeki deri ikili koltuklarda oturan ve adını bilmediğim adam hafifçe öksürerek boğazını temizlediğinde Taehyung sinirle ellerini siyah pantolonun cebine sokarak cebinden çıkardığı kendi telefonu ellerime bıraktı.

"Kendi telefonumu istiyorum." Diye ısrar ettiğimde üzerimde ki cropun yakasından tutarak beni kendine doğru çekti. Kulağım dudaklarının yanında dururken, "Daha fazla beni rezil etme ve git Jungkook." Diye sessizce konuştuğunda sinirle elimin arasındaki telefonu sıkarak eğildiğim yerden doğruldum.

Masanın etrafında dolanarak odayı terk ettiğimde elimde ki telefona baktım. Belki de buradan polisi arayabilirdim.

Koşarak kaldığım odaya girdiğimde kapının arkasında ki anahtarı çevirerek kapıyı kitleyerek yatağın kapıya ters düştüğü yere oturarak bacaklarımı uzattım.

Derin bir nefes alarak telefonu açtığımda şifresi olmamasına şaşırmıştım.

Hızla rehbere girip polisi arayacağım sırada rehber açılmamıştı.

With Wine || TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin