İyi okumalarrr!
-Şaşkınlıkla Taehyung'un yüzüne bakarken onun sert yüzü mümkünmüş gibi daha da sertleşmişti. Nasıl yani hatırlamıyor muydu?
Şaşkınca Taehyung'a bakmaya devam ederken titreyen dudaklarımla, "Sen yaptın." Dediğimde sert bakışları kolumdan çekilip gözlerime odaklandı.
"Ben mi?" Daha sonra hatırlamış olacak ki, "Ben o gün kolunu bu kadar sıkmış olamam."
Kolumu ellerinin arasından çekerek kaşlarımı çattım.
"Sana yalan mı söylüyorum."
Taehyung baş parmağıyla burnunun ucunu kaşığında kafasını iki yana salladığında mutfaktan çıkarak tahta merdivenlere koştum.
Merdivenin sonuna geldiğimde odama girerek kapıyı sertçe kapattım. Hem kolumu bu hâle getiren kendisiydi bir de bu kadar sıkmış olamam diyordu.
Odanın içindeki boy aynasının önüne geldiğimde hafif yana dönerek koluma baktım. Gerçekten de kötü görünüyordu. Oflayarak yatağın üzerine uzandığım da göz kapaklarım titredi.
Burada kalmak istemiyordum.
Elime geçen ilk fırsatta hem o Kim Taehyung denilen herifi öldürecek, sonra da bu evden kaçacaktım.
Kafamın altındaki yastığı düzelterek yüzümü cama doğru döndüm. Hava hâlâ karanlıktı. Acaba saat kaçtı?
Gözlerim yıldızların üzerinde gezerken göz kapaklarım ağırlaşmış ve uykuya dalmıştım.
-
Kolumda hissettiğim dokunuşlarla uykumdan irkilerek uyandım. Gözlerimi kolumu tutan bedene kayınca yattığım yerden doğrularak kolumu kendime doğru çektim.
Taehyung yatağımın kenarına oturmuş ve morarmış olan koluma krem sürüyordu.
"Ne yapıyorsun sen?!" Sesim yeni uyandığım için kalın çıkmıştı.
Taehyung komidinin üzerindeki ıslak mendilden bir yaprak çıkartarak krem bulaşan parmaklarını sildi. Kirlenen mendili ellerinin arasında yuvarlayıp komodinin üzerine bıraktığında bacaklarımı kendime doğru çekerek ondan uzaklaştım. O da kremi kutusuna koyduğunda yüzüme bakmıyordu. Elinde ki kremi avuçlarının arasında gezdiriyordu. Tam ağzımı açıp onu buradan kovacak iken dudaklarını aralayarak fısıldadı.
"Özür dilerim." Sesi çok kısık ve pürüzlü çıkmıştı.
Kafası hâlâ önünde eğik dururken, "Ne?" Diye sordum.
Gözlerini elinde ki kremden çekerek gözlerime çıkardı. Dudaklarım şaşkınlıkla açıldığında gözlerine baktım. Gözleri kıpkırmızıydı. Madde kullanan insanlara benziyordu.
"Kolunu bilerek yapmadım. Öfkeme hakim olamadım. Özür dilerim."
"Gözlerin neden kızardı?" Diye sorduğumda dudaklarını yaladı.
"Dün gece uyumadım ondandır?" Dediğinde kafamı salladım. Yüzüne baktığımda gerçekten de pişman gözüküyordu. Ama yine de ona yüz vermemem gerekiyordu. Çünkü yakında bu evden gidecektim.
Aramızda büyük bir sessizlik oluştuğunda yavaşça yataktan kalkarak banyoya doğru ilerledim. Banyoya girdiğimde kapıyı kapatacak iken Taehyung'a baktığımda hâlâ orada oturduğunu gördüm. Onu önemsemeden kapıyı kapattığım da ilk önce lavabo ihtiyacımı giderdim sonra da elimi yüzümü yıkadım. Islak ellerimle saçlarımı düzelttim.
Banyodan çıktığımda oda bomboştu.
Kıyafet dolabının önünde durduğumda içinden siyah bol paça bir pantolon ve üzerine de beyaz desenli bir tişört çıkarttım. Pijamalarımdan kurtularak üzerime bunları geçirdiğim da ayaklarıma da siyah çorap giymiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With Wine || TaeKook
Fiksi PenggemarJungkook barına baskın yapan Kore'nin kırmızı bültenle aranan uyuşturucu baronun sahibi Kim Taehyung tarafından kaçırılmıştı.