İyi okumalar diliyorumm
-Portakal likörünü, rom, bulanık elma suyunu ve buz küplerini çalkalayıcıya doldurdum. Çalkalayıcı sertçe sallayarak karıştırmaya başladım bir yandan da karşımda ki sarı saçlı kadına bakış attım. Bakışlarımız orta da birleşince yüzüme hafif bir gülümseme takarak bakışlarımı tekrardan ondan çektim. Çalkalayıcının kapağını açarak içeceği bardağa boşalttım. O sırada karşımdaki kadın ortam da ki yüksek sesli müziği bölerek,
"Baya profesyonel gözüküyorsunuz" dedi.
Bakışlarımız birleştirmeden kafamı aşağı yukarı salladım, "Tabi baya oluyor bu işe gireli."
Kadın onaylar mırıltılar bıraktıktan sonra bardağın içine Henry acı limondan da koyduktan sonra greyfurt rendesi ile süsledim. Bardağın ayak kısımlarından tutarak kadının önüne bıraktım.
"Afiyet olsun," yüzündeki gülümseme silinmeden konuştuğum da kadın da hafifçe gülerek bardağı kırmızı ojeli tırnakları ile tutarak dudaklarına götürdü. Ağzından olumlu mırıltılar çıkınca kendimle bir kez daha gurur duydum.
Kadın sandalyesinin kenarına aştığı siyah çantasında bir kağıt çıkartarak önüme doğru itti. Yüzündeki gülümseme daha da sinsi bir hâl alırken,
"Burada benim numaram yazıyor. Belki bana da o meşhur kokteyl tarifinden öğretmek istersen," diyerek hafifçe kıkırdadı.
Ellerimi önümdeki tezgaha yaslayarak kadının suratına doğru eğildim. Dudaklarımızın arasındaki mesafeyi yok denilecek kadar azaltarak,
"Kadınlarla ilgilenmiyorum" dedim.
Kadın yüzündeki gülümseme silinecek gibi olduğun da hemen kendini toparlayarak sivri tırnaklarını sağ yanağımda gezdirdi. Yüksek sesli müzik yüzünden bağırarak konuşuyorduk. Alt dudağını dişlerinin arasına çekip bıraktıktan sonra,
"Ben senin ilgilenmediğin kadınlardan değilim. Ben senin yönelimini bile değiştirebilecek olan bir kadınım" diyerek göz kırptı.
Bu saçmalığın hemen son bulması için, "Sen benim yönelimimi değiştirecek bir kadın değilsin. Benim gözüm de sadece her gece farklı adamların siklerine muhtaç kalan sürtüklerdensin," dediğim de kadının yüzündeki gülümseme saniyeler için de sönmüş ve sandalyesinin yanına astığı siyah çantasını koluna takarak oturduğu bar sandalyesinden kalkarak çıkışa doğru ilerledi.
Zaferle gülümseyerek arkasından el sallayarak, "Görüşmek üzere. Yine bekleriz," dedim yüksek sese rağmen sesimi duyabileceği umudu ile...
-
Elimdeki bezi tezgahın altındaki dolapları dan birine koyduktan sonra gözlerimi ilk defa boş kalan bar da gezdirdim. Temizlikçi kadınlar masaları silerken işe yeni girdiğini öğrendiğim kadın sürekli bana baktığını fark ettim. Müşteriler azalmaya başladığından beri sürekli bakışları benim üzerimdeydi. Bakışlarına karışılık verince de hemen bakışlarını kaçırıp başka yerlere bakıyordu.
Belki o da bana hayran olan kadınlardandır. Önüme dönerek koluma taktığım çakma saatimden saate baktığım da saatin 3'e geldiğini gördüm. Telefondan taksi uygulamasını açıp bu saate taksinin olup olmadığına baktığım da bu civarlarda bir tane taksinin olduğunu görünce hemen gelmesi için kabul etmiştim.
Yaklaşık 10 dakika sonra taksim gelmişti. Dışarıya çıktığım da vücudumu saran soğuk hava ile üzerimdeki monta sıkıca sarıldım.
Soğuktan nefret ediyorum!
Taksiye hemen binerek evimin adresini verdim. Taksici baya yakışıklı bir adamdı. Hatta genç birisiydi. Saçları siyah ama uçlarına doğru rengi maviye dönüyordu. Keskin çenesi vardı. Dikiz aynasında adamım gözlerine baktığım da gözleri yeşildi.
Genç onu izlediğimi fark etmiş olacak ki dikiz aynasında bakışlarımız birleşti. Hemen utanarak bakışlarımı ondan çektim ve başımı cama doğru çevirdim. Yanımızdan geçen arabaları izliyordum. Arada bakışlarım tekrar taksiciye kaydığı da bakışlarımız tekrar birleşti.
Yol boyunca utandığım için taksici gence hiç bakmamıştım. Fakat yol boyunca onun keskin bakışlarını her zaman üzerimde hissetmiştim.
•
•
•
•
•
Selam!
Umarım yeni kurgumu beğenirsiniz. Çok uzun zamandır taslakta duruyordu^^Okuduğunuz için teşekkür ederim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With Wine || TaeKook
FanfictionJungkook barına baskın yapan Kore'nin kırmızı bültenle aranan uyuşturucu baronun sahibi Kim Taehyung tarafından kaçırılmıştı.