HAG ∆ Bölüm 2 ∆

85 11 2
                                    

26 Mart 2024 Salı.

İyi okumalar dilerim.

.

.

.

Güneşin doğmasına bir iki saat kalmıştı neredeyse. Ama ben düşünmekten ve ağlamaktan gece boyu uyumamış ve akşamdan beri de odamdan çıkmamıştım.

Babam, amcam ve Hira bir kaç defa gelmişti ancak ben onlara karşı sessizliğini korumaya devam edince geri gitmişlerdi.

Onlar için de zor olduğunu biliyordum. Onlar da inanamıyorlardı bu duruma. Dün babamın konuşması sırasında fark etmiştim. Hepimiz için zorlu bir süreç vardı önümüzde.

Bugün hastaneye gidecektik. Ve DNA testi yapılacaktı. Çıkan sonuç ise kaderimizi belirleyecekti.

Düşünsenize, bir kağıt parçası kaderinizi, ailenizi, yaşamınızı belirliyor. Ne acınası değil mi? İki kızın yaşamı, iki ailenin düzeni bir kağıt ile alt üst oluyordu.

Hayatım belki de alt üst olacaktı bugün. Herşey tersine dönecekti. Doğru bildiğim ne varsa yanlış diye yazılacaktı kaderime bundan sonra.

Belki de hayatının altı, üstünden daha iyidir...

Hiç sanmıyorum iç ses. Bunca yılın alışkanlığından ve düzeninden bir anda kopmak hiç kolay olmaz benim için.

Aslında sadece benim için değil, yerimde kim olursa olsun aynı şekilde zorlanırdı. Bir anda beynimde her şeyin yıkıldığını hissetmiştim resmen. Bir anda onca yılım gözlerimin önünden geçmişti film şeridi misali. Kendi anne babamdan, ve belki de kardeşlerinden ayrı 16 yıl geçirmiştim ve bir anda içlerine gidecektim. İnsanın aklı almıyor bunu. İnanması çok zor bir şeyi yaşıyordum maalesef.

"Betül, kızım hadi gitmemiz lazım."

Babamın sesi ile düşüncelerimden sıyrılmıştım. Ardından yerimden kalktım ve üstüme bir şeyler seçip giyindim. Saçlarımı da yarıdan topladım ve çantamı alıp aşağıya indim.

Hazırlanmış, kapıda bekliyorlardı. Amcamlar gelmeyecekti hastanede kalabalık olmaması için. Ben annem ve babam gidecektik.

Kapıya çıktım ve ayakkabılarımı giyindim. Tam aşağıya inecekken kuzenim beni kendine çekip sarıldı sıkıca. Ben de sarılışına karşılık verdim.

"Yine görüşürüz değil mi Betüş?" dedi titreyen sesi ile.

Korkuyordu doğal olarak. Ben de öyle, çok korkuyordum o ihtimalden. Buradan gitme ihtimalinden.

"Tabiki de görüşücez, sen benim kuzenimsin kendine gel. " dedim. Bu dediğime kıkırdamış ardından geri çekilmişti. Ben de göz kırpıp aşağıya indim ve babamın açtığı arabaya binip kemerimi taktım.

Annem ve babam da arabaya binince hastaneye doğru sürmeye başladı.

Arabada çıt çıkmıyordu. Üçümüz de düşünüyorduk, her ihtimali ve bu ihtimallerin sonuçlarını..

.

.

Hastaneye geldiğimizde kapıda bizi takım elbiseli bir adam karşılamıştı ve bizi doktorun odasına getirmişti. Odada karıştığımız düşünülen kız, anne-babası ve bizimle aynı yaşta olduğunu düşündüğüm bir çocuk ve ondan bir iki yaş küçük gibi görünen bir çocuk vardı.

Benziyorduk. Hem kadınla, hem o çocuklarla. Gözlerimi önümde bağladığım ellerine çevirdim hızla. Hayır. Benzemiyoruz. Hayır.

Derin bir nefes alıp verdim ve tekrar başımı kaldırıp karşımda oturan anne ve babama baktım. O kıza bakıyorlardı onlar da. Onlara baktığımı fark edince bana döndüler. Babam göz kırptı ve gülümsedi. Ben de gülümsedim ancak hemen kaybolmuştu bu gülümseme.

HAYALLERİN ACI GERÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin