Koridorun boş ve sessiz olmasına rağmen kafamdaki düşünceler öyle değildi. Kapının sesiyle başımı yerden kaldırdım Mira' yla göz göze geldim, Küçük bir tebessümle bana bakıyordu. "Doktor seni çağırıyor " demesiyle kafa sallayıp ayaklandım. İçeri girmeden derin bir nefes aldım Mira destek olmak amaçlı omzuma elini koyup gülümsedi.
İçeri girmemle eş zamanlı doktorun ayağa kalkması bir oldu." Hoşgeldiniz Aden Hanım " konuşmasına karşılık ufak bir baş selamı verdim. Doktor masasının hemen karşısında ki ikili kırmızı koltuğa oturdum. Karşı duvarda boylu boyunca kitaplık , küçük bir kısmında başarı belgeleri ve ödüllerle doluydu masanın üzerinde duran sarı renkle yazılmış ONUR AKTAŞ ismi gözüme çarptı. Onur Bey'le göz göze geldiğim de hâla yüzünde ufak bir gülümseme vardı geldiğimden berri sadece tepkilerimi gözlemleyip ne o ne de ben konuşuyorduk."Nasılsınız Aden Hanım" Onur Bey'in sözleriyle kafamı pencereden ona çevirdim "bilmiyorum" Onur Bey önündeki deftere bir şeyler yazdıktan sonra bana döndü "biraz düşünün isterseniz son zamanlardaki halinizi " Onur Bey'in sözleriyle kafamı tekrardan pencereye çevirdim. Kimi hastalar sigara içip bahçe de dolaşıyor kimileri banklarda yanındaki kişilerle koyu bir sohbet halindeydi. Derin bir nefes alıp düşündüm karşı komşum olan Mira'nın beni merak etmesiyle kapının önündeki paspasın altındaki anahtarı alıp evime girmesi, odam da perdeler kapalı, kapkapranlık oda da yorganın altında berbat bir durumdaydım hemen beni hastaneye götürmüştü o kadar test yapmalarına rağmen bütün testlerim temiz çıkmıştı. Doktorların tavsiyesi üzerine psikiyatri uzmanından randevu almıştı Mira. "Aslında " Onur Bey'in konuşmasıyla düşüncelerimden kopmuştum "Mira Hanım ara sıra böyle zamanlarınız olduğu söyledi ama bu sefer ki daha ciddiymiş anladığım kadarıyla" dediklerini kafamla onayladım. Konuşmaya başlamadan önce kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım "Kafam çok karışık , artık güçlü görünmekden yoruldum içim de bir savaş varken insanlara gülümsemek saçma geliyor " Onur Bey önündeki deftere bir şeyler daha yazdıktan sonra bana döndü "siz de insanlardan uzaklaşmak için kendinizi eve kapatıyorsunuz " kafa sallamakla yetindim sadece Onur Bey gözlüğünü masanın üzerine katıp, omuzlarını dikleştirdi. " Ben sizi buraya yatırmak istiyorum . Yakından takip etmek en iyi süreç olacak bizim için bazı testler de yapmamız gerek hem de burda daha rahat bir çevren olacak. "
Kapının tıklatılmasıyla ikimiz de kafamızı kapıya çevirdik. Teyzemi görmemle kaşlarımı çattım. Onur Bey'in bakışlarıyla teyzem konuşmaya başladı. " Merhaba, ben Aden'in teyzesi Sevgi. " Onur Bey de kendini tanıtıp, hastaneye yatışım hakkında da konuştuk daha doğrusu Teyzemle Onur Bey konuştular. Koridordaki koltuklara oturmuş teyzemi ikna etmeye çalışıyordum. " Teyze burası özel bir klinik muayene parası bile bu kadar pahalı iken yatmam daha masraflı olacak. Teyzem bu sefer sinirle " sus Aden sen bunları düşünme iyileşmeye odaklan. Hem kaç zamandır böyleymişsin farkına bile varamadım ben özür dilerim canım. " Teyzemin üzgün sesiyle kollarımı sırtına doladım. " Teyze üzme kendini hem senin de yorucu bir hayatın var, benimle mi uğraşacaksın bir de " teyzem bir lokanta da aşçı, sabahtan akşama kadar yorgunluktan ölürdü , durum öyle olunca benimle de ilgilenemezdi, arada bir evime gelip halimi hatrımı sorardı. teyzemin konuşmasıyla ona döndüm " benim birikmişim var hem sen annenden bana kalan emanetsin. lütfen itiraz etme de iyileşmeye bak.Hem Mira kıyafetlerini almak için eve gitti." Kabul etmekten başka bir çarem yoktu zaten.
Boş koridorda hasta bakıcıyla boş koridorda yürüyorduk, bir odanın önüne gelmemizle elimdeki valizin kulplarını daha sıkı kavradım. Hasta bakıcı kapıyı açıp ilk bana yol verip odaya geçtim. Hemen karşım da yatak yatağın yanın da 3 çekmeceli komodin vardı. İki kapılı bir gardırop ve yatağın karşında tek kişilik koltuk vardı. Hasta bakıcının sesiyle odayı incelemeyi bıraktım. "Bir ihtiyacın olursa bu katta görevliyim,yatağın yanındaki düğmeyi göstererek, ona basman yeterli " diyip elindeki anahtarı bana uzattı. "Teşekkürler " dememle hafif gülümsemeyle odadan çıktı.Tekrardan etrafıma göz gezdirip derin bir nefes aldım, beni nelerin bekleyeceğini bilmedem, pencereden dışarı izlemeye başladım Onur Bey'in odasından gördüğüm bahçeye bakıyordu, etraf daha bir kalabalıklaşmıştı, perdeyi çekip kapıyı kilitledim valizimden rahat eşofman takımımı ve kişisel eşyalarımı alıp odadaki banyoya yöneldim.
Banyonun vermiş olduğu mayışmayla yatak da uzanıyordum, saate bakmamla akşam yemeğine 10 dk kaldığını gördüm.Az olan kıyafetlerimi yerleştirdiğim dolaba yönelip hırka alıp, komodinin üstüne kattığım sigaramı ve anahtarı alıp odadan çıktım. Kapıyı kilitleyip ellerimi tekrardan hırkamın cebine koyup merdivenlerden inmeye başladım. Yemekhanenin önüne gelmemle içerinin baya bir kalabalık olduğunu gördüm ayaklarımı zar zor hareket ettirip sıraya yemek sırasına geçtim. Kalabalık ortamlardan hoşlanmazdım şuan da ne kadar burda olmakdan rahatsız olsam da buna alışmam gerektiğini biliyordum hem ne zamana kadar kaçabilirdim ki önümde ki kızın birden bana dönmesyiyle başımı yerden kaldırıp ona döndüm. "Merhaba ben Eda, burda seni yeni görüyorum yenisin galiba " ellerimi cebimden çıkartıp "ben de Aden, evet bugün geldim" elini uzatıp "memnun oldum Aden" elini sıkıp "ben de memnun oldum Eda " sıranın Eda'ya gelmesiyle önüne dönüp yemeklerden almaya başladı. Ben de aldıktan sonra Eda ile boş masalardan birine geçtik. Eda ilk lokmasını ağzına atmasıyla memnuniyetsiz bir ifadeyle konuştu " of gerçekten bu tatsız yemeklerden bıktım" onun bu serzenişlerine karşı sessiz kalıp yemeğimi yemeğe devam ettim. Eda ise hiç istifini bozmadan konuşmaya devam etti. Galiba ilk defa yemeklerden şikayetçi olmayan kişisin, annemin yemekleri burnumda tütüyor " demesiyle kaşığını yavaşça tepsinin içine bıraktım. Ev yemeği yemeğeli yıllar olmuştu. O sussun isterken konuşmaya devam etti. " Sen de zamanla alışırsın artık bu duruma zaten pek de şikayetçi gibi gözükmüyorsun." masadaki açılmamış su şişesini alıp , ağzımdaki kuruluğu giderdim. "Yemek yemeği sevmem yaşamak için yeterli benim için " gözlerini kocaman açmış şaşkınlıkla bana bakıyordu." Yemek benim için yaşam biçimidir. Abartı tepki verdiysem kusura bakma." Boşver der gibisinden elimi sallayıp ayağa kalktım, bahçeye çıkacağımı belirtip tek tük insanın kalmış olduğu yemekhaneden çıktım.
Bahçeye gelmemle yemekden sonra çoğu kişinin buraya geldiğini anladım. Bütün bankların dolu olmasıyla arka bahçeye doğru yürüdüm, hasta bakıcı etrafı gezdirirken genelllikle oranın ön bahçeye nazaran daha sakin olduğunu söylemişti, bir kaç kişi vardı sadece onlarda duvar kenarında sigara içiyorlardı. Onlara bakmadan yanlarından usulca geçip en son ki köşeye yürüdüm, cebimden sigaramı çıkarttım , sırtımı duvara rahat bir şekilde yaslayıp bugünü düşündüm.
Yeni bir hayata başlıyordum.Bundan sonra beni nelerin bekleyeceğini,nasıl bir hayata adım atıyordum merak ediyordum. Bir de Eda denilen kız vardı. Hayatım boyunca hep tek kalmış , arkadaşları tarafından dışlanan bir kızdım taki Mira ile tanışana kadar hayatımda ilk defa beni büyüdüğüm ortama göre yargılamayan, kim ne derse desin umursamayıp yanım da olurdu. Mira'dan sonra ilk defa Eda sıcak davranmıştı ya da ilk gelenlere yapılan bir hareketti.
YAZARDAN
Aden kendi içinde boğulurken yakından gelen konuşma sesleriyle düşüncelerinden uzaklaştı. kafasını kaldırdığı zaman başında iki erkek olması onu tedirgin etmişti, tedirgin olduğunu anlamış gibi uzaklaşmışlardı kızdan. Esmer olan adam kızı daha çok tedirgin etmemek için söze girdi. " Kusura bakma ne zamandır sesleniyoruz senden ses çıkmayınca bir şey oldu zannettik " Aden derin bir nefes alıp karşısında onlara merakla bakan adamlara döndü " önemli değil sadece dalmışım " karşındaki esmer çoçuk yüzünde hafif gülümsemeyle kafasını salladı "yeni misin burda " Aden kafa sallamakla yetindi "ben Bartu " yanındaki kumral çoçuğu gösterip "arkadaşım Arel" Aden de ayağa kalkıp " ben de Aden " diyip eşofmanındaki toz olan yerleri temizliyordu. "Çakmağın var mı " Aden Arel'den gelen soğuk sesle cebindeki çakmağı uzattı hızla elinden çakmağı alan Arel sigarasını yakıp derince içine çekti rahatlar gibi dumanı dışarıya verdi. Bartu da sigarasını yakınca "eyvallah" diyip çakmağı geri Aden'e verdi.
Aden odasına girmesiyle rahat bir nefes aldı. Çakmağı almasıyla hızla bahçeden uzaklaşıp odasına gelmişti. Arel denilen adamın buz gibi ve keskin olan bakışlarından korkup resmen arkasına bile bakmadan koşar adımlarla kaçmıştı . Kapıyı kitleyip dolabına yöneldi içinden pijama takımı çıkartıp giyindi rüzgardan dağılan saçlarını yukardan topuz yapıp banyoya yöneldi, dişlerini fırçalayıp ,elini yüzünü yıkadı küçük el havlusuyla yüzünü kuruladıktan sonra yatağana geçip uyumaya çalıştı.
