Kalbim eski şehirden farksız.

42 1 0
                                    

"Sayın yolcularımız ;
Eskişehir şehirler arası otobüs terminaline gelmiş bulunmaktayız. Molamız on beş dakikadır. Lütfen değerli eşyalarınızı yanınızda bulundurunuz" Anonsunu duyduğumda yine birşeyler karalıyordum. O kadar kaptırmışım ki kendimi, kulaklığı cebime koyma derdindeyken otobüsün tamamı çoktan inmiş, kimisi sigara yakmaya, kimisi de koştur koştur lavaboya yetişmeye başlamıştır bile. Hep geç kaldın Ahmet. Baksana senin beklediğin gibi kim bekliyor? Dedim yine içimden. Kalktım az önce iki büklüm olduğum yerden. Soğuk çarpmadı değil hani otobüsten inerken. Nedense vazgeçemedim, bağımlıklarımın beni mağdur etmesinden. Derken sigara yakmaya çalışırken, diğer yandan da şiirlerimi söylüyorum yine her zamanki gibi. Çıkardım telefonu, bir kez daha göz gezdirdim imla kurallarıma. Telefondan başımı kaldırdığımda bir çift göz takıldı gözlerime, dakikalardır beni süzdüğünden habersizce. Terminalin kapı girişinde, bir bankta elinde sigarayla, pembe çantasına yaslanmış bakıyor öylece. Şöyle çaktırmadan döndüm, arkamı süzdüm. Alışkın değilim ilgi görmeye. Olabilir belki de yanılıyorumdur, bana bakmıyordur. O gün yüzleştim utangaçlığımla. Meğer yalnızlığım sebebi, gözgöze gelmekten bile çekinmekmiş. Ama nedendir bilinmez. Çok ilgimi çekti. Bağırdım utangaçlığımın ürkekliğine. Şimdi arkadaşlarım görse söverlerdi erkekliğime. Hani nerede o girişken halin, laf yapan dilin nerede? Dile gelse dilim, kesin çok yandım geçmişte ettiğim sözlerle derdi. Utangaçlığımı yenmeliydim, önce kendimle yüzleşmeliydim. "Ne kendi kendine tiplere giriyorsun oğlum.Baktı evet, belki bir arkadaşına benzetti, sana mı baktı. Belki bir şey soracaktı. Dahası belki yardıma muhtaçtı. Yakışır mı bu yaptığın merhametine, aile terbiyene? On beş dakikalık mola oğlum on beş.Bu kadar da kaptırma duygularını zamana. " Diye sorgularken kendimi, arkamdan bir ses" Pardon çakmağınız var mı? "Dedi.Evet kırmızılaşan yanaklarım, oydu.Kulaklığın karmaşık kablolarına karışan çakmağımı bulmak adına cebimle savaştığım o ana gerçekten şahit olmalıydınız. Teşekkür etti ve gitti pembe valizinin yanına oturdu.Anlaşılan bir rica ederim demek için sıra bana gelmişti ve eğdim kafamı yanına doğru yürüdüm...

Pembe ValizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin