HOTEL ROOM

1. BÖLÜM: Seyahat ve O

   İşte yaşadığım tüm olayları unutup yeni bir sayfa açacağım o gün gelmişti.Sabah güneşi selamlamak bana iyi geliyordu.

Hemen hızlıca bir şeyler yiyip üstüme mavi bir elbise giymiştim daha sonra ise biletini aldığım trene yetişmek için evden hızlıca çıktım. İlk gideceğim yer Vianna idi. Bu kargaşadan uzaklaşmanın bana iyi geleceğinden emindim.

Otele gitmek için heyecanlıydım. Trene yetiştim ve artık yolculuğum başlamıştı. Yolculuk tam 2 saat sürecekti. Zamanın geçmesi için yanıma bir kitap aldım. Kitabın kapağını açtığımda ise bir çığlık sesi duydum. Bu bir kadının çığlıydı. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Tren ani fren yapmıştı. Herkes ayaklanıp sesin geldiği yöne koştu. Bende onlara ayak uydurup peşlerinden gittim.

Ses kadınlar tuvaletinden gelmişti. Üç kadınla birlikte tuvalete girdik. Şahit olduğum görüntü hiç de hoş değildi. Bir kadının kanlar içindeki cesedini görmek midemi bulandiriyordu. Daha sonra kadının cesedini dışarı çıkardılar ve tren yoluna devam etti. Kadının cesedine  ne yaptıkları hakkında hiç bir bilgim yoktu.

Yolculuğumuz bu olay nedeniyle 3 saate uzamışdı.Bu olay yüzünden hiç bir şey yapmaya niyetim yoktu.Yolculuk bittiğinde ise kendime bir Cafe den buzlu latte atmıştım.
Daha sonra ise otele gittim. Oradan daha önce rezervasyon yaptırdığım için odaya direk gittim. Odaya yerleştiren sonra ise akşam yemeği için kafeteryaya gittim.Aksam yemeğinde çorba ve tavuk vardı. Benim iştahım olmadığı için sadece çorba içtim. Daha sonra ise otelin barına gidip bir martini aldım.

Yanıma yakışıklı bir adam oturdu. Göz ucuyla ona bakmaya başladım. Üstünde beyaz bir gömlek ve altına da siyah keten pantolon giymişti. Gözlerimi vücudundan çekip yüzünü incelemeye başladım. Gözleri deniz gibi masmaviydi,saçları oldukça kabarıktı,dudakları dolgundu ve teni bembeyazdı.

Yüzünü incelemeye devam ederken bi' anda bana dönmesiyle irkilmiştim. Gözlerimiz buluştuğunda kalbimin ritmi artmıştı. Neden bu kadar heyecanlanmıştım? Yakalandığım için mi yoksa etkilendiğim için mi?

Gülümseyerek bana bakmaya devam etti. Gülümsemesi inci gibi parlak ve beyaz dişleriyle içimi ısıttı. Sonra kalkıp yanıma geldi ve bana şöyle dedi;

"Bir kadehe ne dersiniz hanımefendi?" Diyerek bana bir bardak uzattı. Bende nazikçe kabul edip elinde ki bardağı aldım.

...

Koca bir içki şişesini beraber bitirmiştik.Daha sonra elimden tutup bilmediğim bir yere doğru koşmaya başladı. Kimsenin olmadığı bir çocuk parkına gidip beni bir banka oturtup yanıma oturdu.

Gözlerime bakarken bir anda belimden tutup beni kendine çekip dudaklarımızı birleştirdi. Ani hareketi karşısında şaşırmıştım. Olayın şaşkınlığını üstümden atıp karşılık vermeye başladım. Ellerimi boynuna dolayıp kendime bastırdım. Bundan zevk aldığını gerilen dudaklarından anlamıştım. Alt dudağımı ısırıp geri çekildi.

Nefes nefese gözlerime bakıyordu. Benimde ondan bir farkım yoktu. Ve hatırladığım son sözü ise şuydu;

"Benim ol"

...