Bölüm 1:Acınası Gerçekler ...
'LOUİS'
Kalp midir insana sev diyen?,
Yoksa yanlızlık mıdır körükleyen?
Sahi nedir sevmek?
Bir muma ateş olmak mı?,yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
...
Kimim ben?, iyi birisi miyim ,kötü birisi mi?
Ölü müyüm, canlı mıyım?
Belkide hiç biri,belkide sadece bir fazlalıktım ailemde fazlalıktım,dünyada fazlalıktım ben kenime bile fazlaydım belkide hep böyle kalacaktım
Değer görmemiş birinden ne bekleyebilirsiniz ki ailesi yaşayan ama ölüymüş gibi bilen ve terk edilen bir çocukdan ne bekleyebiliriz ki? sokakta büyümedim şöhretli küçüklüğümden bu yana büyük bir sarayda büyüdüm ama büyütülmedim ben kendi kendimi büyüttüm kendi kendimi geliştirdim savaşmayı,dövüşmeyi,okuma yazmayı ve hayatta kalmayı...
Bir kalbim vardı ,kalmadı ama kırılmadıda paramparça oldu benim kalbim bir daha toplanamayacak kadar parçalandı,eskiden sabrediyordum artık uzaklaşıyorum.
Bir ses vardı beni asla terk etmeyen,ablamı öldürmüştüm onu yerde kanlar içinde yatarken izlemiştim sadece izlemiştim yardım edememiştim,çabalamamıştım nasıl olsa o beni bırakmazdı o beni terk etmezdi beni o yaşımda tek başıma bırakmazdı,bana bunu öğretmişti demişti ki; "Seni herkes terk edebilir ama ben herkes değilim sonunda ölüm bile olsa elini bırakmayacağım kardeşim." derdi her cümlesinden sonra da; "Asla pes etme kardeşim mucizeler yolda..."derdi ne olursa olsun doğru veya yanlış her zaman ona güvenmiştim,oda gitmişti isteyerek gitmemişti ona bunu ben yapmıştım kabullenmesi ne kadar zor olsada onu ben öldürmüştüm...
Her çektiği acısını bende yaşadım yıllar bana yaşattı yıllar bana ona yaşattığım acının kat kat daha fazlasını yaşattı,meğersem ablam çok acı çekmiş...
Odama doğru ayak sesleri yaklaştığını net bir şekilde duyabiliyordum sertçe kapı açıldı ve içeri tek düşmanım olan kuzenim Radley girdi fazlasıyla umursamaz duruyordu hatta bıraksam kahkaha atacak gibiydi sadece mutsuz görünmeye çalışıyor gibiydi
"Odama bu şekilde giremessin Radley,hala öğrenemedin mi?" dedim ve yanına doğru yürüdüm ,umursamadan "Çıkayım o halde" dedi umursamaz bir tavırla nefes aldım ve "Çık o halde"deyip kapıyı gösterdim kapıdan tam çıkacaktı ki"Ha birde Louis baban öldü." dedi umursamaz tavırla elleri ceplerindeydi ona inanmamı bekliyormuş gibi duruyordu "Hadi ya öyle mi oldu Radley neden babamı kaybettik?" Dedim gülerek "Şaka yapıyorum sanıyorsun değil mi?" üzerime doğru yürüdü "Ama neyse ki şaka değil" dedi 'Neyseki?' demişti gerçek miydi? Çünkü eğer babam öldüyse buna en çok sevinecek tek kişi Radley'di cevap vermedim ve Radley devam etti
"Şifacı zamanın yaklaştığını söylemişti fakat bizde bu kadar yakın zamanda gerçekleşeceğini bilmiyorduk ki ,böylesi daha iyi değil mi sencede" dedi kıkırdayarak ve daha da yaklaştı sanra daha da "Hop yavaş lan biraz daha da yaklaşsan öpüşeceğiz"dedim geriye çekilerek,gülerek "Ah Louis hala şaka sanıyorsun değil mi"kafasını iki yana salladı ve "Gel kendin gör o halde"deyip omuz silkti va odadan çıktı arkasından seslenip "Geliyor musun!"dedi "Geliyorum bakalım babam ölmüş mü"dedim gülerek hala ve umursamayarak ellerim cebinde yanına yürüdüm, "Baban ya gerçekten öldüyse ağlar mısın?" dedi ve güldü "Ne yazık ki ben ağlama işlerini çocukluğumda bıraktım." dedim ve elimi omuzna koydum bir anlığına durdu ve omuzun arkasından yan bir bakış atarak "Çocukluğum derken? Ablandan önceki mi yoksa sonraki mi?"dedi ve kıkırdamaya başladı aldırış etmeden merdivenlerden inmeye devam ettim,oda bir şey söylemedi,birlikte merdivenlerden indik ve ilk gördüğüm kişi annem oldu,ağlıyordu kısa bir süreliğine durup annem ile bakıştık ardından Radley bakışmamızı eliyle kesti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAHT SAVAŞI
No FicciónÜç düşman aile,üç düşman ülke Şimdiyse savaşın kazananı belli olmak üzere Astoria ülkesinin kraliçesi Alysia, kızı Sage Miller'ı Emperor kraliyetinin sonunu getirmek adına casus olarak gönderir fakat Sage Miller kendisini zorla evlendirilmek amacıyl...