so smoke 'em if you got 'em cause it's going down

413 57 47
                                    

ʚɞ ⁺˖ ⸝⸝

when i wake up, i'm afraid
somebody else might take my place

ㅤㅤㅤㅤ

felix her ne kadar changbin'in teklifini çekinerek kabul etmiş olsa da yarın için çantasını hazırlamış ve formasını da koyarak derin bir nefes alarak changbin'in evine doğru yürümeye başlamıştı. hemen yol karşısında olan evden izliyordu changbin onu, çok rahat bir şekilde görüyordu sevgilisini.

gülümseyerek pencereden bakan sevgilisi ve kardeşini gördü felix. kardeşinin heyecanla koltuktan inerek kapıyı açmasıyla changbin de pencereden ayrılarak felix'i görmüştü kapıda.

"gel, hoş geldin." dedi ayakkabılarını çıkarak sevgilisine. sonra kardeşinin sesi duyuldu. "yongbok geldi, hoş geldin yongbok!"

"hoş buldum." dedi çekinerek. biraz arkalarında, mutfaktaki annesini görmesiyle eğilerek selam verdi. annesi de ona gülümsemiş ve mutfağa gelmelerini söylemişti. changbin felix'in sırtındaki çantaya alarak bir yere koymuş ve odasına çıkarken oradan almayı aklına not etmişti.

felix, changbin'in yanında durdu ve fısıldadı kulağına doğru. "siz yemiş miydiniz?"

"güzelim yedik ama tekrar yiyeceğiz, kendini böyle şeyler yüzünden rahatsız hissetmeni istemiyorum. sevgilimsin sen benim."

"hmhm," diyerek onaylamış ve changbin onun yanağından öpünce de gülümsemişti.

chaewon'un "anne abim yongbok'u öptü!" diye bağırmasıyla changbin chaewon'a bir bakış atmış ve sonra yanında utandığından dolayı kırmızılaşan sarışına bakmıştı. "kendimi ısıracağım." demişti felix utanırken.

"hayır, önce ben."

"çocuklar hadi gelin artık!" annesinin tekrar onları çağırmasıyla beraber masaya oturmuşlar ve sıcak yemekleri yemeye başlamışlardı.

annesi, felix rahat etsin diye sorularını düzgün seçmeye çalışırken ortam sessiz olmasın diye de uğraşıyordu aynı zamanda. oğlunun, felix yokken nasıl hissettiğini biliyordu. şimdi felix vardı ve oğlunun şu anda da nasıl hissettiğini biliyordu. ikisinin arasında büyük bir fark vardı. bu yüzden oğlunda bu etkiyi bırakan kişiyi merak ediyordu epeydir.

"yongbok, okul nasıl gidiyor? ne olmak istiyorsun bir hedefin var mı?"

"psikiyatrist olmak istiyorum ben, tıp yani. iyi gidiyor okulda, aynı." diye öz bir cevap vermiş ve önündeki yemeklerken yemeye devam etmişti.

"chaewon da doktor olmak istiyor şu anlık. changbin de istiyordu ama şimdi mühendislik istiyor, alakaları yok."

"bence abim de psikolog olsun yongbok abiyle beraber çalışsın evlenip, ayy çok güzel olur! dizi gibi."

hepsi gülerken felix hem gülmüş, hem de utanmıştı. zaten annesinin yanında olmak onu utanıyordu bir de chaewon'un ilişkileriyle ilgili bir şey söylemiş olması daha çok utandırmıştı onu. yanında oturan changbin felix'in gülüşünü izlemiş, sonra da rahatlasın diye bir elini bacağına koyarak baş parmağıyla sıvazlamıştı.

sarışın gülmesini durdurup utandığı için terlediğini göz önünde bulundurmayarak "siz nasılsınız?" diye sordu. "iyiyim ben de, şu sıralar daha iyiyim." dedi babasının gelmemesine atıf yaparak.

lost on you, changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin