lost on you, final 💛

502 55 54
                                    

hos geldiniz final bolumune!! iyi okumalar⭐

ʚɞ ⁺˖ ⸝⸝

hold me like you never lost your patience

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hold me like you never lost your patience.
tell me that you love me more than hate me all the time,
and you're still mine.

-

1 ay sonra
elimdeki içki şişesini dudaklarımın arasından çekerek üstünde oturduğum çimlerin üstüne bıraktım. neden buradayım, burada olmalı mıyım bilmiyorum ama uzun zaman sonra yalnız olmak iyi hissettiriyor. ya da kendimi yalnız olmanın iyi hissettirdiğine inandırmaya çalışıyorum ve kesinlikle doğru cevap bu.

seo changbin, kendisini benliğime o kadar alıştırdı, o kadar onsuz olma düşüncesinin beni mahvetmesini sağladı ki sanırım nefes alamıyorum. nefes almak istemiyorum. eğer yanımda yoksa nasıl ayakta dururum bilmiyorum. benim evimdi o. kendimi evimde bile rahatsız ederken beni bulmuş, iyi olmam için çabalamış ve ne yaparsam yapayım benden vazgeçmemişti.

onu düşünürken dudaklarım kıvrıldı yavaşça. hava esiyordu ama üşüdüğümü hissetmiyordum. sadece beni bulmasını ve sarılmasını istiyordum sevgilimin. ben ona gitmesem bile o bana gelecekti, biliyorum.

evden çıkmadan önce aldığım içki şişesinin dibinde birkaç yudum kalmıştı sadece. yavaş yavaş ağrımaya başlayan başımın sızısını hissedebiliyordum ama kötü hissetmiyordum. dudaklarımı büzerek kafamı sola doğru çevirdim, birkaç küçük çiçek gecenin karanlığında bile parlamayı başarıyordu.

o sırada arkamda birkaç adım sesi duydum. yürümekten ziyade sanki birisi koşuyordu bana doğru. gerildiğim için arkamı döndüm ve oturduğum yerden kaldırıma doğru baktım. gelmişti. changbin beni bulmuştu.

gülümsememe engel olmadan nefes almak için eğilip dizlerinden destek alan sevgilime baktım. nefes nefese olmasına rağmen dudaklarını araladı. "sonunda buldum seni."

güldüm. ne olmuş olursa olsun onu görmek beni iyi hissettiriyordu. burada olma sebebim bile uçup gitmişti aklımdan birkaç saniyeliğine. üstüne baktım. günlük kıyafetler giymemişti, üstünde gömlek ve pantolon vardı. yanıma doğru adımladı, oturduğum yere doğru eğildi ve beni kendisine çekerek sımsıkı sarıldı. boynumda soluklanmaya devam ederken ben de ellerimi onun beline sardım ve boynuna bir öpücük kondurdum.

"neden aramalarımı açmadın? " derken yavaşça benden ayrıldı ve yüzüme baktı. cevap verdim. "özür dilerim. şarjım bitmişti, eve gitmek de istemedim."

lost on you, changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin