Emily: Al canım gelirsin düğünümüze.
Sen: Seve seve.
Emily: Neyse tatlım daha yapacak çok isi-
Kapıyı Çat diye suratına kapatmıştım.
Benden ayrılalı daha 3 ay bile olmamıştı. 2 yıllık ilişkimizi bitirmişti.
Şimdi bir aylık sevgilisiyle evleniyordu. Koskoca 2 yıl. Ve şimdi bu çakma sarı kızla evlenecekti. Hem de yarın. Çok sinirim bozulmuştu.
Dışarıya çıkmaya karar verdim. Dolaşmak belki iyi gelirdi. Ayaklarım direkt sahile yöneldi. Denizin sesi kulaklarımı dolduruyordu. Bir süre sonra bir grup genç gördüm . Müzik aletleri ile şarkı çalmaya başladılar.
Biliyorum evlisin
Seni bekliyor yuvan
Ayrılıp gitmelisin
Daha geçmeden zaman
Aşkı bulduk zamansız
Ne yapsak da faydasız
Kavuşmamız imkansız
Dayan yüreğim dayan.
Gözlerim tanıdık bir göz ile buluştu. O kadar kalabalığın arasında bulmuştu onu. Dominik'in gözleriydi. Gözlerini ne o çekmişti ne de ben. Baktıkça sinirim bozuluyordu. Gözlerim dolmaya başlayınca ayırmak zorunda kaldım ve oradan uzaklaştım.
Onu unutmaya çalışmıştım Ama başaramadım. İnsan sevdiğini unutamaz. Deli gibi seviyordum işte.
(...)
Elbisemi giyinmeliydim. Biraz iddialı olması gerekirdi. Umarım ağlamazdım. Dolabımı kurcalıyordum. Bir de aşık olduğum adamın düğününde özel elbise mi giyecektim. Tabii ki hayır.
Biraz fazla mı basit oldu acaba. Aman be tebrik edip dönerim.
Düğün alanına girdiğimde trossard
(sorgulamayin aklıma o an bu geldi)
görmeyi beklemiyordum. Boş bir masaya oturdum Sonra yanıma geldi.Trossard: ayrıldığınızı biliyorum onun düğününü izlemek sana zor gelmez mi.
Sen: Evet biraz zor olacak.
Trossard: Biz Dominik ile iyi anlaşırız. Ne kadar farklı takımlarda olsak da.
Sen: Ben de bunu düşünüyordum.
Trossard: onunla biraz oynamaya ne dersin.
Sen: nasıl yani.
O sırada Dominik ve Emily gelmeye başladılar. Emily sürtüğü nasıl dominik'in koluna yapışmış.
Trossard: Dans edelim. Biraz sinirlensin.
Sen: Sinirleneceği bir şey yok ki.
Trossard: Emin ol çok sinirlenecek.
Sen: Tamam.
Ayağa kalktığımızda kolunu bana uzattı. Şapşik ya. Hemen koluma girdim ve piste doğru yürüdük. Sonra nazikçe elini belime koydu. Yaaaa. Ben elimi omuzuna koydum. Dominik'in ters bakışları üzerimdeydi.
Ne bakıyorsun lan it. Evleniyon sana ne.
Dansı bitirdikten sonra masalara oturduk.
Nikah vakti
"Emily hanım Dominik beyi iyi günde kötü günde eş olarak kabul ediyor musunuz"
Emily: Eveeeeeeeet.
Şıllık ya. Gıcık yemin ediyorum gıcık.
"Dominik bey Emily hanımı iyi günde kötü günde eş olarak kabul ediyor musunuz"
Bir süre duraksadı. Gözü bir ailesine bir bana gidip geliyordu. Kararsızdı sanırım
Dominik: Hayır!
(Sigma🖕☠️🥵😈💨💀🤬)Salonda aaa sesleri yükseliyordu. Bense şaşırmıştım
Dominik: anne baba ne yaptınızın farkında mısınız. İstemediğim bir ile para için evlenmek zorundayım. Neden böyle bir zorunluluğum olsun ki. Benim kalbim bir kişiye ait. Onu asla bırakamam. Onunla iki yılımı geçirmişken ayrılmamı istediniz. Ama bunu yapamayacağım. Ömrüm istemediğim biriyle geçiremem.
Ayaklanıp bana doğru gelmeye başladı. Bana sıkıca sarıldı.
Dominik: görüyor musunuz Benim sevdiğim kız bu. Para için emiliyle evlenemem.
Elimden tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. Kafamı çevirip Trossard a baktım.
Ben sana demiştim der gibi bir bakış attı. Bende ona gülümsedim. Düğün yerimden ayrıldık.
Dışarıda hafif isen bir hava vardı. Rüzgar yüzüme çarptıkça gözümün önü açıldı.
Dominik: senin gözünün içine baka baka kabul edemezdim.
Sen: benden kendi isteğinle ayrıldığını sanmıştım.
Dominik: seni bu kadar seviyorken nasıl ayrılabilirim. Koskoca 2 yılımız geçti. O kadar pişmanım ki seni bıraktığıma. Ailem yüzünden para için gözleri hiçbir şey görmüyor. Sadece seni seviyorum.
Sen : Ben de sadece seni seviyorum be adam.
Güzel bir bölüm oldu bence
Siz ne düşünüyorsunuz?
Oy yorum ve isteklerinizi bekliyorum
💫💕