Sahibi Kadar Sert

10 2 0
                                    

İyi okumalar Jiji'lerim

------------------------------------------------

Onunla nasıl aynı sırada
oturabilecektim? Bana nasıl davranacaktı? Yoksa benden hoşlanmadı mı? Çok mu aptal birine benziyorum acaba? Tüm bu düşünceler beni rahat bırakmazken gerçekten de Minho'nun yanına gidiyordum.

Yanına gittiğimde oturmam için çantasını çekmesi gerekiyordu ama kendisi bütün bu konulardan uzak bir şekilde uyuyordu. Ona çantasını çekmesini söylemek için omzuna hafifçe dokunduğum anda bileğimi sert bir şekilde kavraması hem arkamızda oturan Chan ve Jeongin'i hemde beni ürkütmüştü.

Şaşırmış bir ifadeyle hala ona bakarken kafamı hızlıca iki yana sallayıp gözlerimle ilk önce bileğimdeki elini sonra çantasını işaret ettim.

-Bileğimi bırakırsan sevinirim, ayrıca yanına oturabilmem için çantanı çekmen gerek. Çeker misin?

Bana gözlerini devirip bileğimi bırakıp çantasını arkasına aldı ve yine o değerli uykusuna döndü. Tanrım, ne çok göz deviriyordu bu çocuk böyle?

Yanımda siyaha bürünmüş çocuğu umursamayıp dersi dinlemeye başladım. Hoş, sanki dinleyebiliyordum. Ah, hayır! Kesinlikle dinleyemiyordum. Bir kaç kez tekrar tekrar derse odaklanmaya çalıştım ama aklımdaki o saçma salak sorular ve düşünceler buna izin vermiyor gibiydi. Buna karşı deli gibi sinirlenmeye başlamışken teneffüs zili çaldı.

Resmen teneffüs zili kurtarıcım olmuştu! Tam kalkıp yüzümü yıkamaya gidecekken adımı duymamla arkama dönmüştüm. Jeongin bana gülümseyerek bakıyordu.

- Bu okul çıkışı bizimle beraber lunaparka gelmek ister misin Hyung?

- Ben? Sizle? Lunaparka?

- Evet, Hyung.

- Bunu herkes ister mi? Yani benim sizinle gelmemi?

Jeongin gülümsemesini daha da büyütürken telefonunda bir şeyler yapıp bana çevirdi. Chan gruba benim onlarla gidip gidemeyeceğimi sormuştu ve herkes neşe ve mutlulukla kabul etmişti. Ancak bir kişi hiç bir şey yazmamıştı. M*nho...

Ama umursamadım. Jeongin'e bakıp genişçe gülümsedim.

- Evet!

Jeongin gülümsemesini daha da büyütürken gözleri kısılıyordu. Tam bir tilkiye benzemişti. Jeongin kollarını iki yana açtı ve aegyo yaparak 'Wihuuu' dedi.

Önüme döndüğümde Minho bana ölümcül bakışlar atıyordu. Sikeyim, gözlerinden resmen ateş çıkıyordu. Ona o an dil çıkartmak istedim ama yapmadım. Çünkü eğer yaparsam, sonumun iyi olmayacağını çok iyi biliyordum.

Jeongin'e tekrar döndüm. İkisi de Minho'nun bu bakışlarını fark etmiş olmalılardı ki Minho'ya çaresiz bakışlar atıyorlardı.

- Ben annemi arayacağım, hemen geliyorum.

Chan ve Jeongin beni onaylayıp önlerinde ki kitaplarını çantalarına koydular. Ben sınıftan çıkıp kimsenin olmadığı kütüphaneye gittim. Annemi aramamla telefonumun elimden çekilmesi bir oldu. Telefonumun çekilmesiyle kaşlarımı çattım. Elin sahibine baktığımda Minho olduğunu gördüm. Şaşırdım mı? Kesinlikle hayır!

Annem tarafından açılan telefonumu kapattı ve annemin üst üste aramasına neden oldu, bu karanlık herif...

- Şimdi, telefonu açacaksın ve bir sorun olmadığını, yanlışlıkla aradığını söyleyeceksin. Tamam mı?

- Nedenmiş o?

- Bizimle beraber lunaparka gelmeyeceksin, bu kadar basit!

Ona bakıp kafamı olumlu anlamda sallayıp telefonumu onun elinden aldım. Annem tekrar arayınca telefonu açıp hoparlöre aldım.

"Sincabım! Bir şeyin yok değil mi? Biri mi sataştı yoksa?"

Annemin art arda hiç nefes almadan sorduğu şeylerle bıkmışçasına derin bir nefes aldım. Sonra aniden gelen parlak fikirle gülümsedim.

"Hayır anne, bir şeyim yok. Sadece bu akşam okul çıkışında arkadaşlarımla lunaparka gidebilir miyim diye soracaktım"

Karşımda bana ölümcül bakışlar atan gözlerle birleştirdim gözlerimi. Telefonu almak için bana uzandı ama ben bir adım geri gidince bu hareketi başarısız oldu.

"Ah tabii sincabım, bana konum at akşam seni alırım oradan"

"Tamam anne, atıyorum. Görüşürüz"

Annemde bana görüşürüz dedikten sonra telefonu kapatacaktım ki karşımdaki beden bana doğru atak yaptı. Ben yine bir adım geri gitmeye çalıştım ama yerde duran çantaya takılıp yere düşüyordum neredeyse. Ama bu, belime dolanan ellerle gerçekleşmedi...

Ellerde sahibi kadar sert çekildiğinde artık Minho'yla aramızda santimler kalmıştı. Bana son bir kez daha sert bir bakış atıp gitti...

------------------------------------------------

Kendinize iyi bakin Jiji'lerim🪐

Charmer//MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin