Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" 운명 „
"Nerdesin Jake, nerdesin!" Sunghoon sinirle bütün katları gezerken ne Jake'e, ne Hyunjin'e ne de Yeji'ye rastlamıştı. Üçünün aniden ortadan kaybolmuş olması normal değildi.
Üstelik Jake güçlerini kullanamıyorken..
"Sunghoon Hyung, bir şeyler bulabildin mi?" Ni-Ki soluk soluğa Sunghoon'a koşarken Ta-Ki'de arkasındaydı. Üçü karşı karşıya geldiklerinde Sunghoon kafasını iki yana salladı.
Ni-Ki kafayı yemek üzereydi. Arkadaşı yaklaşık bir saat içinde ortadan kaybolmuştu ve ondan hiçbir iz yoktu. Sunghoon sinirle etrafa bakarken yanlarına Jay ve Jungwon gelmişti.
"Baktık her yere, üçü de yok." Jungwon konuştuğunda Ni-Ki daha da sinirlenmişti. "O Hyunjin denen adamı kendi ellerimle öldüreceğim."
"Beni neden öldüreceksin Nishimura Riki?" arkalarından gelen ses ile birlikte hepsi oraya dönmüştü. Hyunjin ve Yeji birliktelerdi.
Sunghoon hızla Hyunjin'in üzerine yürüdü. "Jake nerede!" Yakasına yapışan ellerle afalladı Hyunjin. Ama bozuntuya vermeden güldü. "Nereden bilebilirim ki Sunghoon?"
Ni-Ki onlara yaklaştı, "eğer ona bir şey yaptıysan seni öldürürüm!" Hyunjin gözlerini devirdi. "Güçlerini yitirmiş birini ben ne yapayım Ni-Ki? Alın sizin olsun, benim işim olmaz onunla."
Sunghoon aniden Yeji'ye dönecekti ki, Jungwon ondan önce davrandı ve Yeji'nın kolunu sıkıca kavradı. "Jake'i sen çağırdın. Nereye götürdün?" Yeji kafasını ikiye salladı. "Bilmiyorum."
"Ne demek bilmiyorum? Dalga mı geçiyorsun sen benimle?" Jungwon sinirle konuştuğunda Yeji korkmuş gibi olduğu yerde küçüldü.
Jungwon, Hyunjin tarafından koluna darbe yediğinde gözlerini ona çevirdi. "Kız kardeşimi rahat bırakın." Ve olaya Jay'de dahil oldu. "Bir daha Jungwon'a dokunursan o elini koparırım."
"Beyler gidiyoruz."
Sunghoon herkese seslendikten sonra koşmaya başlamıştı. Kimse ne olduğunu anlayamamıştı ama Sunghoon'u takip etmeye karar vermişlerdi. Sunghoon, ufak bir bağlantı hissetmişti.
Jake'in kalbini hissedebilmişti ama onun yanına ışınlanabilecek kadar güçlü bir bağlantı değildi bu.
Sadece koşacaktı, onu bulana dek koşacaktı.
Sunghoon, babasına bir söz vermişti. Sözünü tutmalıydı. Hiçbir zaman sözünden dönmemişti, sözünden dönenlerden de nefret ederdi.
