Sonunda bugünde okulu rezil olmadan bitirebilmeyi başarmış, otobüs durağına doğru yürüyordum.
Bir yandanda bugün kulaklığımı unuttuğum için yolun nasıl geçeceğini düşünüyordum, sabah Taehyun sayesinde sıkılmamıştım. Umarım tekrar aynı otobüse bineriz.
Ben kendi kendime bunları düşünürken otobüs durağına varmıştım bile, öylece dikilmiş sıkıla sıkıla otobüs beklerken yanımda biri belirdi.
Kafamı çevirmemle ağzımın kulaklarıma varması bir olmuştu."Selam, yine ben" Taehyun yanıma gelmiş gülerek selam vermişti.
Bende karşılık olarak gülümseyerek konuştum "Selam"
"Sabahkiyle aynı otobüse biniyorsun değil mi?"
"Evet evet aynı, sen?"
"Bende aynıyım, güzel o zaman sıkılmayacağım desene" diyerek tekrar güldü Taehyun.
Bu sırada beklediğimiz otobüs gelmiş ve boştu, hemen otobüsten içeri girip kartlarımızı bastıktan sonra herhangi bir ikili koltuğa oturup konuşmaya başladık.
"Kulaklıksız mı geliyorsun hep?"
"Yok hayır, bugün unutmuşum sadece"
"Anladıım, benim kulaklığımı paylaşabiliriz o zaman tekrar?" diye sorarak baktı bana
"Olur aslında yoksa gerçekten yol geçmez." dememle kulaklığının tekini bana uzattı ve telefonundan şarkıyı başlattı.
Seafret-Atlantis çalıyordu, aslında bu şarkının bana iyi hissettirdiği söylenemezdi. Sonuçta herkesin eski hatalarından istemesede kalan anıları vardı. Benimkide bu şarkıydı işte, bana o zamanlarımı hatırlatıyordu. Boğuluyormuş gibi hissetmeye başlayınca kulaklığı çıkartıp derin nefesler almaya başladım.
Böyle ani bir tepkiyi beklemeyen Taehyun hızla bana dönerek ne olduğunu sormuştu.
"İyiyim, bazen nefes darlıkları yaşıyorum böyle sorun yok. Ben şarkı dinlemeyeceğim inerim zaten birazdan yürüyerek devam edeceğim." dedikten sonra nefes nefese koltuktan kalkarak evime 2 durak kalmış olmasına rağmen açılan otobüs kapısından resmen kendimi atarak indim.
İner inmez kaldırımın köşesine oturarak nefeslerimi düzenlemeye ve iç sesimi susturmaya çalışmıştım, pekte işe yaradığı söylenemesede beklemediğim anda telefonum çalmıştı, arayan Yeonjundu.
Son kez derin nefes alarak telefonu açıp kulağıma götürdüm, kulağıma gelen endişeli sesle irkilerek ardı arkası kesilmeyen sorulara cevap vermeye çalıştım.
"Gyu, iyi misin? Neyin var ne oldu? Derin derin nefes al rahatlamaya çalış geliyoruz az kaldı tamam mı?"
"Yeonjun? Siz nasıl"
"Taehyun aradı bir anda nefes nefese kaldığını kötüleştiğini bindiğin duraktan 2 durak önce indiğini söyledi sakin ol şimdi. Hah gördük seni" dedi ve bir şey dememe müsaade vermeden telefonu kapattı. Ben aval aval elimdeki telefona bakarken iki yanımdan bana sarılan kollarla irkilerek başımı çevirdim, bir tarafımda Yeonjun avuç içlerinin arasına başımı almış okşuyor diğer taraftan Huening bana sıkı sıkı sarılıyordu.
"İyisin di mi bir şeyin yok, Taehyun arayınca apar topar geldik, Taehyunda peşinden gidemedim eve gitmem gerektiği için dedi."
"Sakin olur musunuz lütfen, aniden kötü hissettim hava almamda gerekiyordu bu yüzden yani" diye kendimi açıklamaya çalışırken Kai araya girdi
"Yalan atma ciğerini biliyoruz biz senin yine onunla alakalı di mi" diye çıkıştı.
Onun bu ani çıkışmasına karşın Yeonjun ona uyarı anlamında bir ses çıkartıp beni ayağa kaldırdı. Böylece beraber evime doğru gitmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızım, Taegyu
FanficBeomgyu rüyasında gördüğü ve aşık olduğu çocukla tesadüf eseri karşılaşır.