dos

238 12 3
                                    

Özlendiğimi biliyordum ancak bu kadar pohpohlanacağımı tahmin bile edemezdim. Özellikle annem için geçerliydi bu. Sürekli rahat ya da iyi olup olmadığımı soruyordu ve babam şakacı bir tavırla ona kızsa da hiçbir faydası olmuyordu. Daniel bile şu anda üvey evlat muamelesi gördüğü halde, sanki umrunda değilmiş gibiydi. Başlarda bu gördüğüm aşırı ilgi hoşuma gitmişti ancak zaman ilerledikçe kendi evinizde olsanız bile bunalmaya başlıyordunuz. 

Ben henüz, 7 yaşına bastığımda Daniel doğmuştu. Ve o an, yaşadığım mutluluk tarif edilemezdi. Kendimi yeni yeni tanımaya başlıyordum ancak onu gördüğüm de hissettiğim ağabeylik duygusu, paha biçilemezdi. Eh, onu kıskanmadım desem yalan söylemiş olurdum. Henüz küçük bir çocuk olmama rağmen kendimi bir yetişkin gibi hissettiğimden, yeni doğan küçük kardeşe daha fazla ilgi gösterileceğini biliyordum. Annem artık onun için uykusuz kalacaktı, ona yemek yedirecekti ve sürekli ona özel muamele gösterecekti. Bu gerçeklerle yüzleşmem uzun sürmüştü. Ancak nasıl oldu bilmiyordum ama ben kendimi sürekli Dani'nin yanında, ona ağabeylik ederken buluyordum. 

"Tatlı zamanı!" diye bağırdı Abril neşeyle. 

Geçmişteki düşüncelerimden sıyrılıp, sevimli bir şekilde gülümseyen kıza baktım. En az Dani kadar onu da seviyordum. Gerçi, onu sevmemeniz için hiçbir neden yoktu. Buğday bir tene, kestane rengi dalgalı saçlara, açık kahverengi gözlere ve ufak, yuvarlak bir yüze sahipti. Abril ve Dani'nin arasında bir şeyler olmasını istiyordum ancak Victorio, bu konuya pek sıcak bakmıyordu. Onu anlıyordum. Sonuçta onun ağabeyiydi. 

Victorio hoşnutsuz bakışlarını kız kardeşine gönderirken, Abril omuz silkip masadan kalktıktan sonra mutfağa giden annemi takip etti. Bazen Victorio'nun ne kadar da can sıkıcı biri olduğunu unutuyordum. "Ev konusunu hallettiğini umuyorum, Jorge." dedi babam ciddi bir ses tonuyla. 

Başımı beyaz porselen tabağımdan kaldırıp ona baktım. Buraya gelmeden önce staj yapacağım hastane, mezun olduğum üniversite tarafından ayarlanmıştı ve geriye kalan tek şey oraya kolaylıkla ulaşacağım bir evdi. "Bir arkadaşım sayesinde onu da ayarladık, Bay Blanco. Nişanlısının yaşadığı apartmanda bir dairenin boş olduğuna dair teminat verdi." 

Tebessüm edip babamın vereceği tepkiyi beklemeye başladım. Ama sadece başını ağır ağır sallayıp yemek bıçağının altındaki peçeteyle ağzını sildi. Annem ve Abril tatlıları servis ederken, "Pekala, yarın evi görmeye gidebiliriz." dedim sakince. Victorio annemin ona uzattığı tabağı alıp bana döndü. 

"Tamam ama önce Adelio'yla konuşmalıyım." dediğinde anlayışla başımı sallayıp gülümsedim. 

"Vay, canına! Abim, tek başına yaşayabiliyor ama ben gece yarısından sonra dışarı çıkamıyorum." 

Daniel'in bu cümlesine hepimiz kahkahalarla gülerken o da omuz silkip bize katıldı. 

_____

"Yarın staja başlayacağımı biliyorsun, değil mi Vic? Biraz hızlı olsan hiç fena olmaz." 

Sağ kulağına tuttuğu telefonu eli yardımıyla diğer kulağına koyup bana gözlerini devirdi. Ona minnet doluydum. Şu an bana yardımcı olmaya çalıştığını biliyordum ancak elimden değildi. Bekletilmeyi hiç ama hiç sevmezdim. Ve burada tam yarım saattir bekliyorduk.

"Pekala, sağ ol dostum. Bekliyoruz." dedi telefonu kapatmadan önce. Victorio telefonunu kot pantolonunun cebine yerleştirip yanıma geldi. 

"Adelio, gelemeyecek." 

Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirip, sırtımı bolca graffitinin çizildiği duvara yasladım. "Yani..." 

"Sorun yok. Nişanlısını göndereceğini söyledi." 

No Saben Nada De Nosotros // JortiniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin