"Jungkook!" Hoseok'un sesiyle irkilen çocuk kaşlarını çatarak arkasına döndü. "Önemli bir iş ile uğraşıyorum burada!" Jungkook okulun çok sıkıcı olduğuna karar vermiş ve biraz eğlenmek için evde bulduğu yüz boyalarını getirip insanların yüzünü boyamaya başlamıştı.
Yanına yaklaşan Jimin çocuğun yüzünü boyadığı kişiye bakarak alt dudağını dişlemişti. "Şaka yapıyorsun değil mi? Rezil insan, yeter artık." Jungkook yanındaki ona bakarak söylenen bu çocuğa omuz silkmiş ve devam etmişti.
Rezilse rezildi, ilk defa rezil olmuyordu sonuçta değil mi?
Çocuk son dokunuşları yaparak geriye çekildi. "Bitti!" Diyerek gururla söylediğinde yüzü boyanan çocuk Jungkook'a teşekkür ederek kalkmıştı. Yüzünün ne halde olduğunu bilse teşekkür eder miydi acaba? Elinde yüz boyalarıyla hızlıca arkadaşlarına dönen çocuk ise genişçe gülümsemişti. "İsteyen var mı?"
Namjoon yüzünü buruşturarak kafasını iki yana salladığında Jungkook yüzünü asarak arkasına yaslandı. "Çok kötüsünüz." Diyerek söylenip kollarını birbirine bağlamıştı. Okula geldiğinden beri birilerinin yüzünü boyuyordu oysaki.
Jungkook arkadaşlarına bakarken karşısındaki sandalyeye bir bedenin oturduğunu hissetti. Dudağını dişlerken derin bir nefes aldı. Heyecanla kim olduğuna bakmak için önüne döndü.
Ama beklediğini kişi değildi.
Çocuğun yüzü düşerken karşısında ki çocuğa bakmıştı. Mingyu'nun artık her yerden çıkması sinir bozucu olmaya başlamıştı. Jungkook bazı şeylerin farkındaydı. Mesela bu çocuğun hesabını stalkladığını, birşeyi sevdiğini söylediğinde ertesi gün bu çocuğun aynı şeyi yapması gibi.
Ama son zamanlarda Mingyu bunlarla kalmıyor direkt olarak temasta bulunuyordu. Jungkook rahatsız olmaya başlamıştı ancak sesini çıkaramıyordu. Arkadaşlarına söylerse Namjoon ve Yoongi bu çocuğu döverdi. Taehyung'a söylerse bile durum pek farklı olmazdı hatta daha kötü dövülür üstüne birde abisi eklenirdi.
Jungkook bıkkınlıkla nefes verip karşısındaki bedene baktı. "Ne çizeyim?" Mingyu omuz silkip çocuğa baktı. "Ne istiyorsan." Buraya ne için geldiği anlaşılıyordu. Çocuğun aklına gelen fikirle gülümsemiş ve boyaları eline almıştı. "Yüzüne çizeceğim şey ve sen çok benziyorsunuz."
Çocuk çizime başladığında Jimin daha sonra diğerleri kendini tutamamış kahkaha atmaya başlamıştı çünkü Jungkook şuanda çocuğun yüzüne şeytan çiziyordu. Hatta öyle bir çiziyordu ki Mingyu şuan korkunç bir haldeydi. Ancak Jungkook'u durduran birşey olmuştu.
Mingyu'nun bir el tarafından kaldırılmasıyla Jungkook geriye doğru çekilmişti. Elin sahibine baktığında ise heyecanlandığını hissederken ikilinin kavga edeceği düşüncesiyle beraber stresle dudağını dişlemişti.
"Ne yapıyorsun, sıra bendeydi." Mingyu'nun boyalı yüzüyle onu ciddiye almak oldukça zordu. Ancak Taehyung çocuğa öyle bir bakıyordu ki, Jungkook dudağını dişlemekten neredeyse kanatacaktı.
Taehyung birşey söylemek için ağzını araladığında duraksadı. "Benim için sıra yok." Jungkook Mingyu'ya vurmaması için kolunu tutmuş ve kısıkça konuşmuştu. "Taehyung.." Esmer olan yakasını tuttuğu bedeni bırakarak daha sonra ilgileneceğini belirtmiş ve miniğine dönmüştü.
Jungkook sessizce karşısındaki sandalyeyi işaret ettiğinde esmer hızlıca oturmuştu. Çocuk gerginliği azaltmak için hafifçe gülümsedi. "Sana da çizeyim mi?" Taehyung her ne kadar böyle şeyleri sevmesede çocuğu kırmak istemediğinden kabul etmişti.
Jungkook hızlıca boyalarını hazırlamış ve Taehyung'un yüzüne doğru eğilmişti. "Ne çizeyim?" Esmer olanın kaşları havalanırken derin bir nefes aldı. "Ne istersen çizebilirsin, sana bırakıyorum."
Çocuk heyecanla esmerin yüzünü boyuyordu, öncekilerine göre çok daha özeniyordu. Ancak beli bir süre sonra ağrımaya başlamıştı, rahatsızca yerinde kıpırdandı. Neredeyse iki saattir aynı pozisyonda insanların yüzünü boyuyordu.
Bunu fark eden Taehyung çocuk yeniden kıpırdanırken Jungkook'u kucağına çekmişti. Çocuğun gözleri sonuna kadar açılırken nefes almayı unutmuştu.
Şuan okulun terasında Taehyung'un kucağındaydı.
Arkadaşları heyecanla sesler çıkarıp dururken Jungkook gözlerini kırpıştırıp yutkundu. Aldırış etmemeye çalışarak esmerin kucağına iyice yerleşti. Sesler çoğalırken daha da heyecanlandığını hissediyordu.
Gözleri Taehyung'un gözleri ile buluştuğunda yoğun bakışların altında ezildiğini hissetti. Kendine geldiğinde hızlıca çizimine geri döndü. Esmer bir an olsun gözünü kendisinin üzerinden çekmezken eli de rahat durmuyordu.
Tişörtünün altından tenine temas eden elle beraber kendisini dikleştirmişti. Üzerine uzun bir hırka aldığı için Taehyung'un eli dışarıdan belli olmuyordu. İkilinin nefesleri birbirinin yüzüne çarparken Jungkook terasa göz attı.
Gergindi, birisinin onları görmesinden korkuyordu, özellikle abisinin. Neyse ki teras boştu, çoktan ders başlamış olmalıydı. Başka türlü arkadaşlarını hiç bir güç izlemekten alıkoyamazdı çünkü.
Jungkook kucağındaki bedene sürtünerek ileriye doğru gitti biraz daha yakınlaştı ve bacaklarını beline doladı. Esmer beden dudağını ıslatırken kucağında oturan çocuğun gözleri oraya kaymıştı. Kendisine engel olamadığını hissediyordu.
Taehyung'un hareketlenmesiyle yüzünü boyayan çocuk durmuş ve gözlerine bakmıştı. Dudaklarında hissettiği baskıyla vücudunun yandığını hissederken gözleri sonuna kadar açılmıştı.
Ellerini esmerin omuzlarına indirip boynuna doladı.Taehyung Jungkook'u öpmüştü.
Ve öpmeye devam ediyordu.
Anın şokunu hala atlatamamışken dudağında ki baskı ile hareketlilik kayboldu ve yerini esen rüzgara bıraktı. Kalbi deli gibi atıyordu. Esmerin ensesindeki saçlarını çekiştirdiğini yeni fark ediyordu. Utançla hızlıca kafasını Taehyung'un omzuna gömdü.
Ardından gelen kapı kapanma sesiyle esmer olan kim olduğuna bakmak için o tarafa dönmüştü ancak kimse yoktu. Pek fazla takılmayarak kucağındaki utanmış olan miniğe döndü. Jungkook hem kendisinden utanıyor hem de kendisine sığınıyordu.
Farkındayım fazla kısa oldu ama bu yerde bitirmeliyim diye düşündüm. Bu hafta iki bölüm atmaya çalışacağım.
Olaylar birkaç bölüme karışacak tahminleri alayım?
100 yorum sınırı öpüştüler o kadar.
Önerilerinizi ve şikayetlerinizi yazmayı unutmayınn.
Taekook best çift iyi günler💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss || Taekook
Romance"Abin falan dinlemem. Eğer o odaya gelirsem, sabaha kadar çığlık attırırım sana."